Bir kardeşim var benim. Uğur Çağlıer. Tribünde tanıştık sonrası geldi. Uğur' un özelliği fotoğraf, resim ve kısa film üzerine ihtisas yapıyor oluşu. Ve tabii bir de Kayserispor taraftarlığı. İki kelam röportaj yaptık onunla yeni kısa film projesi " PARADOKS " dan önce. Sizlerle paylaşayım istedim...
Murat: Sevgili Uğur. Merhabalar. Seninle gecikmiş olsa da bir şeyler konuşmak, bunu da blogda paylaşmak istedim. Farklı birisin, özellikle benim için özel birisin. Öncelikle vakit ayırdığın için teşekkürler.
Uğur Çağlıer: Murat ağabeycim öncelikle bu güzel röportaj amacıyla zaman ayırdığın için ben teşekkür ederim. Ayrıca senin için özel bir insan olmak beni mutlu etti.
Murat: Klasik olacak ama Uğur Çağlıer kimdir, nedir, necidir, ne iş yapar?
U.Ç: Abi ben Türkiye’nin bana göre en güzel ve en özel ili olan Kayseri'de doğdum ve büyüdüm. İlk ve Orta öğrenimimi Sümer Kampüsü’nde tamamladım. Liseyi ise kendi semtimin okulu Hacı Ahmet Arısoy Lisesi’nde tamamladım. Liseden daha önceki yıllarda görsel sanata müthiş ilgim vardı, ama bunun ileride benim hayatımın içine ne denli gireceği belli değildi; hatta bana çocukken ne olacaksın dediklerinde dolmuş şoförü olmak istediğimi söylerdim.
Lise yıllarımda, ders saatlerinde, tatillerde bulduğum her fırsatta Matematik, Türk Dili defterlerimin her tarafına resim çizerdim. Soru ve ders konusundan çok benim hayal dünyamdaki şeyleri resmederdim ders kitap ve defterlerime. Lise son sınıfa geldiğimde ise benim güzel sanatlar okumam gerektiğini anladım çünkü diğer meslekler benim hiç ilgimi çekmiyordu. Böylelikle 2009 senesinde Cumhuriyet Üniversitesi Güzel sanatlar akademisi Resim bölümünü kazanarak üniversite hayatıma ve görsel sanat hayatıma başladım. Şuan son sınıf öğrencisiyim, burada geride bıraktığım 3 sene içinde aslında benim lisede ve daha önceki yıllarda çizmiş olduğum, yeteneğimin olduğunu ve bu yönde ilerlemem gerektiğini düşündüğüm resim alanı; aslında benim hayalim ve beni anlatan bir yetenek, meslek değilmiş. Çok mu geç oldu -Hayır... Çünkü benim Üniversite yıllarımda Görsel Sanatlar okumam sayesinde Fotoğraf sanatıyla hatta video art ve sinema ile tanıştım. İşte bu dakikadan sonra benim bütün dünyam değişti ve bütün benliğimle bu alana yöneldim.
Murat: Seni ben tanıyorum da okuyucularda tanımıştır sanırım. Şimdi şunu sorayım. Senin fotoğraf ve kısa film çalışmaların var. Sergiler açtın, etkinliklerin oldu. Kısaca bunlardan da bahseder misin bizlere?
U.Ç: Murat abi bu zamana kadar o kadar çok sergiye çalışmalarım alındı ki gerçekten ben sayısını bilmiyorum ama Türkiye'de sanatçının yeteneğini kaç tane sergiye çalışması gitmiş yada kaç tane kişisel sergi açmış diyerek ölçemezsin. Ben bu zamana kadar 2 tane kişisel sergi açtım. Bu sergilerimin şu özelliği var ki; içerik olarak birbirlerini bütünlüyorlar çünkü ben sokakta yaptığım çalışmalarda her insanı tanımak isterim. İşte bu yüzden bu sergilerimde bunun üzerine yoğunlaşarak ; Hikayeler ve Sokakların gözü başlıklı Fotoğraf sergileri açtım. Kısa Film alanında ise ; Kırık Tebeşir , Araf , Mülteci isimlerinde 3 tane kısa metrajlı filmler ortaya çıkardım. Bu filmlerinde hepsinin ayrı bir toplumsal soruna deyinildiğini izlediğinizde görebilirsiniz. Ne kadar beğenilir ne kadar sevilir orasını ben bilemiyorum ama bu ülkenin gerçekleri ne kadar gerçek bunları tartıştırabildiysem size ne mutlu bana demektir diye düşünüyorum. Tüm bu işlerim arasında ise Türkiye'nin en yetenekli ve en tanınmış Fotoğraf sanatçılarından biri olan Faruk Akbaş'ın yanında bulundum. Ondan hem ağabeylik hem ustalık hem de Fotoğraf sanatıyla ilgili bir sürü yeni şeyler öğrendim bu zaman zarfında Faruk hocam ile beraber Maçahel'de ve onun yeni projesi olan “Anadolu’nun Son Renkleri” başlığı adı altında Anadolu'da giyim kültürünü anlatan projede yer aldım. Bu benim için müthiş bir deneyimdi. Ayrıca Cumhuriyet Üniversitesi rektörlüğü bünyesinde C.Ü Fotoğraf Amatörleri Topluluğunun da Başkan yardımcılığını yapmaktayım.
Murat: En son kısa film çalışman yanlış bilmiyorsam Paradoks ismiyle hazırlandı. Fragmanı falan da hazır diye hatırlıyorum. Ne zaman yayında olacak, nerelerde izleyebileceğiz?
U.Ç: Paradoks'un çekimleri bitti, fragmanı da yapıldı hatta youtube.com'da sizlerin beğenisine sunduk. Paradoks'dan biraz bahsedeyim ben. Bu yeni proje aslında benim kuruculuğunu üstlendiğim, çevremde aynı düşünceleri ve dostluğu paylaştığım insanlarla beraber kurduğumuz , kısacası Noise Film Production, film ekibimizle yaptığımız ilk çalışma olacak. Bu kısa filmde aynı evde kendisinden ayrı iki insanın 8.günü nasıl beklediklerini anlatmaya çalıştık. Filmin her şeyi tam bittiğinde ekibimizin Vimeo sayfasından ve senin yardımlarınla bir çok platformda paylaşım yapacağız, daha sonra bu projeyi yarışmalarda da değerlendirmeyi düşünüyoruz.
U.Ç: Aslında yurt dışı gezisi değil de bir Türk kadının gözünden adım adım Dünya diye biliriz buna. Ben ise bu projede büyük bir rol üstlenmiş olacağım bittiğinde. Ben bu projeden uzun uzun bahsetmek isterdim size ama bittiğinde,eminim bütün Türkiye hem izleyecek hem de bir çok yerde röportajlarını okuyacaklar. Orada daha iyi anlayacaklar. Bu yüzden sizi biraz meraklandırmak istiyorum. Bu proje “Bir Türk Kadınının Gözünden Adım Adım Dünya” sloganıyla başlayan Rusya – Moğolistan Kore - Azerbaycan gibi ülkeleri kapsayan büyük ve kapsamlı bir belgesel olacak. Türkiye'de yapılmamış bir işe imza atacağımıza inanıyorum doğrusu. Ben bu projeye Proje sahibi; Melahat Özşimşekle gidiyorm. Melahat hanım bu zamana kadar dünyada 50'den fazla ülke gezmiş; Türkiye' nin kadınını dünyada güzel temsil etmiş tam anlamıyla dünya düşkünü müthiş bir insandır. İnşallah biz bu belgeseli bitirdiğimizde sizler de evinizde bizim yaptığımız bu güzel işi mutlulukla ve beğeniyle izlersiniz.
Murat: İnşallah.İşin içinde sen varsan mutlaka beğenirim. :) Ben senin iyi bir Kayserispor taraftarı olduğunu biliyorum. Kayserispor için ne zaman bir çalışma gelecek?
U.Ç: Kayserispor için çok güzel projelerim var ama bunun için bir ekip lazımdı biz de bu ekibi sonunda kurduk. Bundan sonra bize Lig Tv'nin 4 Büyük olarak nitelendirdiği takımlara yaptığı görsellikleri onların kalitesine yakın bir şekilde kendi imkanlarımızla Kayserisporumuz adına yapmaya başlayacağız. Çünkü hem takım hem de taraftar olarak multimedyada süper eksiğimiz var ve bir nevi bu çalışmamızla bunun üstüne gidip kapatabiliriz diye düşünüyorum.
Murat: Uğur Çağlıer Kayserispor ile ilgili ne düşünüyor? Taraftarlık onun için ne demek, tribünde en çok sevdiği, zevk aldığı şey nedir? Bunları da anlatır mı bize?
U.Ç: Kayserispor hakkında ne düşünüyorum sorusu benim için cevabı çok ama çok uzun bi soru. Kısaca özetlersem ben bu cevabı ;Kayserispor Anadolu’nun en güçlü takımlarından ve transfer politakasi, maddi imkan ve ttesis konusunda Türkiye'de bi çok kulübün açık ara önünde olan şehrini ve taraftarını her konuda savunacak bi takım olarak görmekle kalmayıp, bu takımın taraftarı olan kişileri özel insan sınıfına koyduğum hayatımda değer verdiğim ilk 3 şeyden biri olan memleketimin takımı. Taraftarlık ve Tribün benim için tam bi fanatiklik ve hayatta bastırılmışlığın dışa vurumunu en iyi şekilde gösterdiğin, kimsenin sana neden seviyorsun yada sevme diyerek karşına duvar örmediği her seviyorum diye haykırışında daha çok bağlandığın bazen sokağın sana sunamadığını orada hiç tanımadığın bi insanın sana sunmasıyla mutlu olduğun bazen sevgili, bazen aile, bazen anne, bazen nefret, bazen aşk, bazen keder,kısacası taraftarlık ve tribün benim için vazgeçilmez bi aşk hemde memleket aşkı..
Murat: Son olarak sevgili Uğur. Kayserispor lulara, taraftarlarımıza, tribün arkadaşlarına Kayserispor ile ilgili film çalışmanı ne zaman hazırlayacağını söyle de bu müjdeyi verelim dostlara…
U.Ç: Kayserisporumuz bilindiği üzere 1966 yılında Kurulan bir kulüp. Bu kulübün kemikleşmiş bi taraftarı, modern bi stadı ve Harika bi şehri var. Medya bu takımın yalnız kaldığından yakınıp duruyor, bu da benim çok zoruma gidiyor. Çünkü İstanbul’daki yada Mersin’deki adam içimizde olmadığı için bilmiyor bilinmiyor... Her maça kaç binler girmiş yada bu takımın taraftar grubu kim ne iş yapar... İşte ben bunların hepsini, bütün sorunlarımızı toparlayacağımız bi belgesel tadında bişeyler yapmak istiyorum.
Ayrıca en büyük projem ve düşüncem ise Kayserispor'a 2016'da 50. Yaşını kutlayacak olan Kayserisporumuzun güzel ve özel bi belgeselini çekmek olacak. İnşallah bu projeleri en kısa zamanda siz taraftarlarımıza, sporseverlere, Kayserispor takipçilerine, sanatçı arkadaşlarıma ve değerli Murat Ağabeyime hediye etmiş olurum.
Murat: Sevgili Uğur. Vakit ayırdığın için teşekkür ederim. Çalışmalarında başarılar dilerim. Hem şu dünya turunu, hem Kayserispor ile ilgili çalışmalarını sabırsızlıkla bekliyorum. Allah yolunu açık etsin kardeşim...
U.Ç: Herşey için ve bu röportajı benimle yaptığın için sana çok ama çok teşekkür ederim Murat abim. Çok sağol.
Sakal elinde ki kamerayla bütünleşmiş şu dünya da yanım da olmasını isteiğim dostlarımdan en sakallısıdır.Adamın dibi
YanıtlaSilBazen sadece taraftar olmak yetmez, üreten/üretken taraftar olmak gerekir. Uğur kardeşimiz de (ya da ağabeyimiz yaşını tam olarak kestiremiyorum) yaptığı ve yapmayı düşündüğü çalışmalarla takımımıza bir şeyler katmak isteyen birisi her ne kadar haddime düşmese de kendisini bu konuda tebrik ve takdir ediyorum. Ayrıca yapmayı düşündüğü proje ve çalışmaların kamuoyundaki yanlış Kayserispor taraftarı algısının değişmesinde çok etkili ve faydalı olacağını düşünüyorum. Bundan sonraki bütün çalışmalarında kendisine başarılar diliyor, bir Kayserispor tutkunu olarak yapmayı düşündüğü projeleri, İstanbul'dan büyük bir heyecanla bekliyorum..
YanıtlaSil