30 Ağustos 2025 Cumartesi

Kötünün İyisi Mi, İyinin Kötüsü mü?

    Belirtmekte fayda var, galipte gelsek bu yazıda ki cümlelere çok yakın cümleler bu satırlarda yer alacaktı. Yani 90+4'de beraberlik golünü yedik diye böyle düşünmüyorum. Yazının ana fikri maçın ilk yarısı bittiğinde oluşmuştu zaten.


    Deplasmanda alınan bir puan kötü müdür? Göreceli bir soru bu. Ligin başında, kadro olarak senden iyi ama geride kalan üç haftada sahaya hiç bir şey koyamamış bir rakipten alıyorsan çokta iyi diyemezsin. Ha, icap ettiğinde hayat kurtarır mı? Kurtarır. Karalar bağlamalı mıyız? Bunun cevabı da göreceli. Bağlamıyorum ama şikayetlerim ekteki gibi.

    Can sıkan şeyler var. Her şeyden önce takımda geçen seneden kalan oyuncular haricinde kimin nerede, ne yapacağına dair sahada belirgin hiç bir şey yok. Aşırı bir savurganlıkla oynuyoruz. Bugün Ackah dışında orta sahada Mendes ile Benes ne yaptı, görevleri ve işleri neydi ben anlamadım. Her ikisi de sık sık merkezi boşaltıp ya kanatlara indi, ya da oyunu kurgulamak yerine akışa bıraktılar. Kim derdi ki bugün sahanın en iyisi Ackah olacaktı. Benes'in de raket gibi sol ayağına minnet borçluyuz orası ayrı elbette. Kaleyi bulan iki şutumuzu da o çekti.

    Hep geçen senenin Jakirovic'li dönemlerine dem vuruyor gibi olacağım ama maç içinde bir plan, oynanan oyunda bir kıymet, sahada da ziyadesiyle mücadele vardı. Bu sezonun geride kalan 3 maçında bu saydıklarıma çok uzak bir takım izliyoruz. Elbette yıllarca bir biriyle oynayan oyuncuların uyumlarından bahsedebiliriz ama mevcut kadroda koca bir sezon önü kampını birlikte geçirdi. Bu denli savrukluğu kabullenmekte ben zorlanıyorum, sizi bilmem. Mesela Tuci bugün 86 dakika oyunda kalacak ne yaptı? Peki Talha girdikten sonra neler yaptı? Aklı başında olan ya da bir çift göz sahibi herhangi biri bu soruları Talha'nın oyuna girişinden maçın bitişine kadar on defa sormuştur. Hocalık tam da burada başlıyor işte. 60. dakika da bu soruyu sormak zorundasın Mr. Gisdol.

    Şans, beceri ve yetenekle maçın son dakikalarında çok güzel bir gol buluyorsun ama bu golü savunamıyorsun. Sitemimiz ya da şikayetimiz ortaya futbol namına hiç bir şey koyamayan direk rakibine karşı bulduğun şans golünü savunamamak. Bu kadar cömert davranamayız, sonrasında acısı çok fena çıkıyor. Bunca zaman sonra transfer tahtası açılmış bir takımın "oyuna katkı yapan" tek oyuncuyla transfer sezonunu kapatma endişesi uyku kaçıracak cinsten.

    Milli ara sonrasında rakip çok ama çok iyi bir takım olan ve oyun oynayan Göztepe. Önümüzde ki süreci iyi değerlendirip mutlak suretle hücum hattına ve orta sahaya, hatta mümkünse defans hattına takviye yapmak zorundayız. Üstelik öyle transfer yapmış olmak için değil, geldiğinde direk etki edecek oyunculara ihtiyacımız var. Çünkü bu sene kenarda Jakirovic olmayacak. Yani olayı oyunun gücü, analizin doğruluğu ile çözmek geçen seneye bakarak çok ama çok daha zor.

25 Ağustos 2025 Pazartesi

Saçmalıklar Silsilesi

Enteresan bir şekilde bu maçın böyle sonuçlanmayacağını düşünerek gittim maça. İlk hafta oynanan derli toplu futbolun, birbiri ile oynamamış kadronun ayakta duran halinin etkisi haliyle çok büyüktü bunda.


Gelgelelim hiç umduğumuz gibi sonuçlanmadı. Rakibin adından, kadrosunun gücünden korkan, özellikle ilk yarıda orta sahanın gerisinde bekleyerek oyunu kabullenen bir planla sahaya çıktı takım. Öyle ki Galatasaray ilk 45 dakika ter idmanı tadında bir futbolla resmen sahadan sildi Kayserispor'u. Merkezde o kadar büyük boşluklar verdik ki, elini kolunu sallayarak ceza sahamızda girdiler, şut çekip, pozisyon buldular. 

İşin kötü tarafı ikinci yarı başlarken Dorukhan, Opoku gibi isimler kenara alınır diye beklerken yine onlarla başladık oyuna. Üstüne birde Carole'un yerde yatmayıp ayağa kalkmasıyla başlayan hızlı hücum sonrası 2. golü kalemizde görünce tamamen sarpa sardı işler. 

Şöyle bir örnek vereyim; Maç boyunca kazandığımız 2 sahipsiz topun 1 tanesini Ackah, 1 tanesini de Ali Karimi kazandı. Her ikisi de oyuna sonradan girdi. Dorukhan ve Benes'li orta sahanın böyle bir aksiyonu olmadı oyuncular çıkana kadar. 

Maçın ikinci yarısının belirli dönemlerinde baskıyı ön alana çekince oyunu nispeten dengeledik ve pozisyonda bulduk ama o kadar kötüydük ki onlar gol olsa bile işin rengi fazla değişmeyecekti muhtemelen.

Net şekilde bu sonucun faturası hocaya kesilir. En azından benim açımdan öyle. Bu denli korkak oyunun başka bir sonuç getirmesi beklenemezdi muhtemelen. Acilen hocanın rakip analizini yaptıktan sonra "kendi oyunumuza" odaklanması ve rakibin adı ne olursa olsun, kendi oyununu sahaya yansıtması gerek. Bu denli mahkum oynalılan maçlarda alınacak böyle skorlara şükrederiz sonra. 

İhtiyaç listesi de bu maçla birlikte bir kez daha gündeme gelmeli ve hatta güncellenmeli. Her ne kadar "bu kadar sert bir kadro yenilenmesi zararlı olur düşüncesinde olsam da" mevcut kadroya şart ve şart olan 6 ve 9 numara transferlerinin acilen bitirilmesi gerekiyor. Hatta yanlarına bir de kaleci eklense kimse şikayet etmez. 

Ez cümle: Sevgili Bilal Bayazıt. Vitesse'nin 3. kalecisiyken sana güvenip Kayserispor'a transfer edildin. Biraz şansın ve elbette biraz yeteneğin sayesinde bugünkü olduğun duruma geldin ve birinci kalecisin. Geldin geleli doğruların kadar hataların oldu ve her seferinde ya görmezden gelindi ya da üstüne fazla gelinmedi. Bugün "sana ne söylendiyse YAPAMADIĞIN" bir maçta, yenilen gollerin de etkisiyle tepki gösteren taraftara dönüp hareket çekemez hatta söylenen doğru ise küfür edemezsin. Ne haddin yeter, ne de hakkın var buna. Senin gibi niceleri geldi geçti, inan bana gidip hiç akla gelmeyen niceleri de var. Sevildiğin, sayıldığın zamanların hatrına özür dile ve önüne bak. Biz unutmayı severiz, bu hadsizliğini de unuturuz problem değil. 

18 Ağustos 2025 Pazartesi

Hazır mısınız? Başlıyoruz.

    Ve geldi çattı 2025-2026 sezonu. Özlemekten bir hal olduğumuz, son yıllarda tadını çıkarmaktan çok stresini yaşadığımız Süper Ligin 2. haftasında ama oynadığımız ilk maçımızda Başakşehir deplasmanındaydık. 


    Bu ligde kazanılan her puanın altın değerinde olduğunu geçen sene öğrendiğimizi düşünüyorum. Kadrosu çok önceden tamamlanmış, Avrupa'da maçlar oynamış, hatta oynadığı dört Avrupa maçının hiç birini kaybetmeyerek Play-Off turuna gelmiş, iyi bir hocası olan iyi bir takıma karşı, yeni kurulmuş, birbiri ile yeterince oynamamış, yeni bir hocanın taktik ve tekniğine alışmaya çalışan bir takımın ortaya koyduğu oyundan da, aldığı skordan da nispeten memnundur herkes. 

    Maçın hiç bir yerinde ezildiğimiz söylenemez. Genel itibariyle başa baş oynadığımız, zaman zaman ciddi üstünlük kurduğumuz, az pozisyon verdiğimiz, ki o pozisyonların neredeyse tamamı bireysel hata kaynaklıydı, pozisyon da bulduğumuz bir karşılaşmaydı Başakşehir maçı. 

    Markus Gisdol ile anlaşıldığı dönemde oyun kurgusu ve sahaya çıkardığı takım sisteminin Jakirovic hocayla benzerlikler taşıdığını, birbiri ile oynamaya alışık mevcut kadronun mümkün mertebe korunarak hocanın sistemine katkıda bulunulmasını salık vermiştim ancak kadro da çok ciddi bir sikülasyon oldu. ve hali hazırda 9 transfer yapıldı. Dahası en az 2 ismin daha kadroya katılacağı söylendi. 

    Jakirovic döneminden hafızalarımıza kazınan doğru alan kapatma, ani ve şiddetli ön alan baskıları, oyunu merkezden kanatlara indirme gibi oyun planlarının Gisdol hoca ile de devam ettiğini gördük. Opoku'yu en uçta kullanarak muhtemelen oyuncunun tekniğinden ve hızından yararlanmak istedi hoca ancak ilk yarıda Opoku etkili olamadı. Oynadığı yeri yadırgadı olarak düşünüyorum ben bunu. İkinci yarı da Cardoso ile Opoku yer değiştirince maçın rengi bir anda değişti. Üstüne Ramazan etkisiz Mane'nin yerine oyuna alınınca her iki kanadı da işlemeye başladık ve karşılığını da, Mendes'in ince pası, Opoko'nun "bencilce" davranmayarak yaptığı asist ve müthiş bir sezon geçirip kaldığı yerden devam eden Cardoso'nun bitirici vuruşuyla aldık.

    Geri kalan sürede de zaman zaman ciddi baskılar kurduk ancak santrafor eksikliği, ilk maçta yorulan yeni transferlerin oyundan düşmesi, yerlerine giren ve idman yapmadan ilk maçını oynamaya çalışan Benes gibi oyuncuların eksik kalması gibi nedenlerden dolayı pozisyon yaratmakta zorlandık. Son tahlilde lige zor bir deplasmanda puanla başlamak moralimizi yükseltti, keyfimizi yerine getirdi.

    Yazıyı sonlandırırken bir iki cümle de Ackah için kurmak istiyorum. Futbol o kadar komplike ve nankör bir oyun ki, sahadan çıktığı 72. dakikaya kadar oyunu çok güzel yönlendiren, kanatlara açan, topu ileri taşıyan ve hatta pozisyona giren, verilen görevi elinden geldiğince yapmaya çalışan Ackah, maç bittiğinde yaptığı iki hata ile anıldı ve bir sürü cümle kuruldu. Yapmayın beyler! Maçı 90 dakika sadece "galibiyet" parolasıyla izleyip kendi topçunuza hem de ligin ilk maçında bu kadar yüklenmek en basit haliyle insafsızlıktır. Ben gol yediren hatasına rağmen Ackah'dan razıyım.

13 Mart 2022 Pazar

Haramzade

Hadi hep birlikte şu maçın analizini yapalım.

Ya da maç analizini kenara bırakıp şu an olan ama aslında olması gereken tabloya bakalım.

Oynanan 29. hafta.

21 maçta Kayserispor öne geçmiş. 

26 Şubat 2022 Cumartesi

Kendine İhanet Eden Adam

   Ülke futbolunda kendi oyun planına, kendi taktik anlayışına, kendi saha kurgusuna bu kadar ihanet eden, bu kadar ters düşen ikinci bir teknik direktör bulamazsınız. Bu çok net.

   

    İlk yarıya, hocanın kendisiyle ilgili hep dile getirdiğim; "oyun planı yok, teknik ve taktik anlayışı zayıf, yapamıyor." sözlerimi bana bir güzel yedirircesine başladı hoca. Devre arası girdiğinde ben gidip elimi yüzümü yıkadım. Gördüğüm hayal değildi. İnanılmaz bir şeydi ve ilmek ilmek dokuduğumuz bir 45 dakika izlemiştik. Bir sonraki paragrafta yazılanları kuzenim değil, evet ben yazıyorum.

6 Aralık 2021 Pazartesi

Lung'un Söylemleri Üzerine

    Oscar Wilde der ki; "Sevmek kişinin kendi kendisini aşmasıdır." Lung kendi kendini baya aşmış durumda. 

    İşin şakası bir yana, dün oynanan ve 9 kişiyle inanılmaz bir mücadele örneği sergileyip sonuna kadar hak edilmiş galibiyetten sonra gözümüzün nuru, canımızın içi kalecimiz Lung demiş ki; "Şimdiye kadar çalıştığım en iyi hoca Hikmet Karaman diyebilirim."

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Kazanan Haklıdır.

    Oyun içindeki bütün defolarına, eksiklerine rağmen kazanan daima haklıdır. Ama kazanırken de eleştirilebilirsiniz. Hatta kazanırken eleştirilmek çok daha kıymetlidir. Her şeye rağmen sezonun ilk 3 puanı, sezonun ilk gol yenmeyen maçı, sezonun ilk galibiyeti hepimize hayırlı olsun.

20 Ağustos 2021 Cuma

Yol Geçen Hanı

    Bir sürü tabir kullanabiliriz bugünkü görüntüye. Bir çok deyim, atasözü, tamlama yazılabilir yazının başlığı olarak. Ceza sahanın içinde top oynayan Adana Demirspor'u görünce en çok yakışanı sanırım "Yol Geçen Hanı" olacaktı, onu seçtik.

14 Ağustos 2021 Cumartesi

Kaldığımız Yerden Devam.

    İnanmak, düşünmek ve böyle olacağını bilmek istemesekte kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yeni sezonun ilk maçında, ligin yeni takımı Altay karşısında biri iptal olan 4 gol yedik. 4 golü yerken hiç bir reaksiyon, hiç bir direniş, hiç bir varlık ve hiç bir aksiyonda gösteremedik. 

1 Haziran 2020 Pazartesi

8x+2y+2z=?


Yeni 3 bilinmeyenli Yabancı Kuralı denklemine hoş geldiniz. Başka derdimiz yokmuş gibi ülke futbolundaki gündem yine Yabancı Futbolcu kuralı. Tff Başkanı Nihat Özdemir "8+2+2" den yanayım demiş.