25 Ağustos 2025 Pazartesi

Saçmalıklar Silsilesi

Enteresan bir şekilde bu maçın böyle sonuçlanmayacağını düşünerek gittim maça. İlk hafta oynanan derli toplu futbolun, birbiri ile oynamamış kadronun ayakta duran halinin etkisi haliyle çok büyüktü bunda.


Gelgelelim hiç umduğumuz gibi sonuçlanmadı. Rakibin adından, kadrosunun gücünden korkan, özellikle ilk yarıda orta sahanın gerisinde bekleyerek oyunu kabullenen bir planla sahaya çıktı takım. Öyle ki Galatasaray ilk 45 dakika ter idmanı tadında bir futbolla resmen sahadan sildi Kayserispor'u. Merkezde o kadar büyük boşluklar verdik ki, elini kolunu sallayarak ceza sahamızda girdiler, şut çekip, pozisyon buldular. 

İşin kötü tarafı ikinci yarı başlarken Dorukhan, Opoku gibi isimler kenara alınır diye beklerken yine onlarla başladık oyuna. Üstüne birde Carole'un yerde yatmayıp ayağa kalkmasıyla başlayan hızlı hücum sonrası 2. golü kalemizde görünce tamamen sarpa sardı işler. 

Şöyle bir örnek vereyim; Maç boyunca kazandığımız 2 sahipsiz topun 1 tanesini Ackah, 1 tanesini de Ali Karimi kazandı. Her ikisi de oyuna sonradan girdi. Dorukhan ve Benes'li orta sahanın böyle bir aksiyonu olmadı oyuncular çıkana kadar. 

Maçın ikinci yarısının belirli dönemlerinde baskıyı ön alana çekince oyunu nispeten dengeledik ve pozisyonda bulduk ama o kadar kötüydük ki onlar gol olsa bile işin rengi fazla değişmeyecekti muhtemelen.

Net şekilde bu sonucun faturası hocaya kesilir. En azından benim açımdan öyle. Bu denli korkak oyunun başka bir sonuç getirmesi beklenemezdi muhtemelen. Acilen hocanın rakip analizini yaptıktan sonra "kendi oyunumuza" odaklanması ve rakibin adı ne olursa olsun, kendi oyununu sahaya yansıtması gerek. Bu denli mahkum oynalılan maçlarda alınacak böyle skorlara şükrederiz sonra. 

İhtiyaç listesi de bu maçla birlikte bir kez daha gündeme gelmeli ve hatta güncellenmeli. Her ne kadar "bu kadar sert bir kadro yenilenmesi zararlı olur düşüncesinde olsam da" mevcut kadroya şart ve şart olan 6 ve 9 numara transferlerinin acilen bitirilmesi gerekiyor. Hatta yanlarına bir de kaleci eklense kimse şikayet etmez. 

Ez cümle: Sevgili Bilal Bayazıt. Vitesse'nin 3. kalecisiyken sana güvenip Kayserispor'a transfer edildin. Biraz şansın ve elbette biraz yeteneğin sayesinde bugünkü olduğun duruma geldin ve birinci kalecisin. Geldin geleli doğruların kadar hataların oldu ve her seferinde ya görmezden gelindi ya da üstüne fazla gelinmedi. Bugün "sana ne söylendiyse YAPAMADIĞIN" bir maçta, yenilen gollerin de etkisiyle tepki gösteren taraftara dönüp hareket çekemez hatta söylenen doğru ise küfür edemezsin. Ne haddin yeter, ne de hakkın var buna. Senin gibi niceleri geldi geçti, inan bana gidip hiç akla gelmeyen niceleri de var. Sevildiğin, sayıldığın zamanların hatrına özür dile ve önüne bak. Biz unutmayı severiz, bu hadsizliğini de unuturuz problem değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum sizin...