23 Kasım 2011 Çarşamba

Ne Kadar Ekmek, O Kadar Köfte


Bizim şehrin en olumsuz özelliği diğer şehirlerdeki gibi geçmişe dair bir başarısının bulunmaması.

Trabzon, Eskişehir hatta Göztepe bile geçmişten gelen başarının mirasçıları olarak sayılarını artırmışlar.
Nesilden nesile aktarmışlar.
Bizim insanımız da en çok 1. Lig, 2. Lig görmüş.
Sadece Avrupa' da en çok gol atan 2. takım olduğumuz sezon ( Liverpool' dan sonra ) dan sonra biraz kıpırdanmalar olmuş ama tekrar sönmüş.
Tam 90' lar futbol popülaritesi derken de bu sefer Belediye başkanı araya girmiş, hadi öpüşün barışın deyip sivrilen yerleri zımparalamış.

Mamurun başladığı dönem muazzam atmosfere şahit olmuşuz, önce kümede kalma heyecanı, ardından üst sıralar heyecanı bizi baya motive etmiş.
Ama sadece insanlar maça gidip gelmiş, taraftar onların gözünde erkilet kale arkasındakiler olarak kalmış,
Siz taraftarsınız diyen olmamış.
Sivas caddesinde " Alem kortej görsün " kıvamında maçlara gitmeler gelmeler, cadde kapatmalar kimseyi hareketlendirmemiş.
Sürekli devam eder sanılmış, sayı skora göre artmış azalmış,
" Ben gitmesem ne olur sankiler " başlamış.
"Sonuçta benim takımım değil ya" larla sürmüş.
Ardından stad taşınınca gitmesi gelmesi zor gelmiş.
Hem de diğer stadlar gibi 40 km. uzakta değilken.
Tıpkı elek gibi dipte kalanlarla stad dolmaya başlamış, KK kurulmuş felan derken, bu sefer de maç satıyor lan bunlar başlamış.
Ama Halka ilişkiler nedir bilmeyen yönetim, anlamamış durumu okuyamamış,
1o larca hamza çakır alıp sattıktan sonra o bütçenin yarısı kadarını kullanamamış,
Kıçıkırık işletmeci dahi yenilikler yaparken bizim yönetim, otobüsünü dahi boyayamamış.
Vs.VS.
Bitmez bunlar, ama halkımız futbolu sesini duyuracak bir platform olarak değil de, boş yere para israfı nasıl olsa yenilecekler kim gidecek diyerek kendinden uzaklaştırmış.
Hepsine sorsan değişik sebeplerden ötürü, yönetim gitsin der, çünkü daha kendi haklı çıktığı soruşturmayı dahi, insanına anlatamamış.
Bakın şikeci değil mişim diyememiş.
Onun için kulüp fabrikadan farksız.
İstifa eder mi, hayır.
O kadar tesis yaptırdı felan filan etti.
Ekibi dağıtır mı, hayır,
Süleyman birşeyler değiştirebilir mi,
Sus otur oturduğun yerde derler.
Yönetimi hareketlendirecek en büyük güç halk.
Olur da ağırlığını maçlara giderek koyarsa bu iş çözülür.
Aksi takdirde böyle devam eder.
İş halkta mı bitiyor? Yok daha neler.
Yönetimdeki abilerimiz de yukarı da bahsettiğim gibi taşın altına elini sokacak, taraftar için bişeyler yapacak. Her şey karşılıklı.

Sözün Özü; Ne kadar ekmek, o kadar köfte...

Salih Kaya..