31 Aralık 2012 Pazartesi

Kayserispor 2012 Almanak

Saolsun sağlam Kayserispor'lu olan, saygı duyduğumuz abilerimizden Ayhan Baynal Kayserispor' un 2012 yılında yaşadıklarını tarih sırasıyla çıkarmış. Bizde kendisinden izin alıp bloga koyduk. Sizin de huzurunuzda teşekkür edelim bir kez daha... Emeğine sağlık... 

Riazor' un Maestrosu


Öyle bir sol ayak ki, senden öte ve de benden ziyade. El Turco Deportivo' nun muhteşem kadrosunun en önemli parçalarından Djalminha. Eşsiz bir oyun anlayışı, inanılmaz bir vuruş tekniği. Deportivo' nun tarih yazdığı dönemlerin baş aktörlerinden, belkide ilk sırada ki adam...

Onlar da Vardı Bir Zamanlar.


Kaptanlar İlhan Sancaktar ve Levent Devrim. İkisi de büyük katkılar yaptı bu takıma. Emekleri yadsınmaz, yaptıkları unutulmaz...

29 Aralık 2012 Cumartesi

Futbol Ekranı 29-30 Aralık


29 Aralık Cumartesi

14:45 Sunderland - Tottenham Hotspur (Ligtv 3)

17:00 Manchester United - WBA (Ligtv 3)

19:30 Arsenal - Newcastle United (Ligtv 3)

30 Aralık Pazar

15:30 Everton - Chelsea (Ligtv 2)

18:00 QPR - Liverpool (Ligtv 2)

Kaynak: Tribündergi

28 Aralık 2012 Cuma

Bilal Aziz Dönüyor.


Tolunay Kafkas döneminde Kayserispor forması giyen, sonrasında adı Bochum Savcılığınca açılan Şike davasında geçen ve 1.5 yıl futboldan men cezası alan Bilal Aziz Özer yeniden Kayseri'ye dönüyor ama bu kez mavi-siyah renklerle.

PTT 1.Lig de formasını giydiği Torku Konyaspor' la sözleşmesini fesheden Bilal Aziz önceki gün Erciyesspor'la 1.5 yıllık sözleşme imzaladı. Sadece Bilal Aziz değil Erciyesspor' un transferleri. Sivasspor' dan kaleci Atila Koca ve Orduspor' dan Numan Çürümüş' te ara transfer döneminde takıma kazandırıldı. 

Bizde bu transferleri Ntv Spor yorumcusu ve Ntv Spor Radyo programcısı, Alt Ligler uzmanı sevgili Devrim Çetin' e sorduk. O da kısa ama öz şekilde transferleri yorumladı.

Murat Soy: Sevgili Devrim Çetin. Erciyesspor' un yaptığı transferleri nasıl değerlendiriyorsun? Bizlerle paylaşır mısın?
Devrim Çetin: Bilal Aziz Özer' i sizlerde tanıyorsunuz. Eski Kayserispor' lu futbolcu. Benim çok beğendiğim, çok iyi sol ayağı olan bir bek oyuncusu. Faydalı olacağını düşünüyorum. 
Atila Koca oynadığı takımda hep alternatif isim oldu. Çok maç yapabilen bir kaleci değil. Tek avantajı hali hazırda ki tecrübesi. Onun dışında bir şey söylemek zor.  
Numan Çürüksu' da Atila ile aynı kaderi paylaşıyor aslında. O da geldiği takımda alternatif bir isimdi. Çok fazla futbol oynamadı. Sakatlıkları da vardı. Üstelik çok özellikli bir stoperde değil. Onun transferi ile ilgili bir yorum yapmayayım.
M.S. : Teşekkürler Devrim Çetin. Aydınlattın bizi.
D.Ç. : Rica ederim. Selamlar.
Bu arada Erciyesspor' da Mehmet Ayaz, Kemal Okyay, Behram Zülaloğlu ve Emre Morgül ve Veli Torun ile de yollar ayrıldı. Behram' ın serbest bırakılıp Atila' nın tercih edilmesine pek bir anlam veremedim şahsen. Bir de Bilal Aziz' in transferi ile Emre Öztürk' ün muhtemel satışına olur verildiğini düşündüm ama dün Başkan Ziya Eren Emre' nin Trabzonspor' tarafından resmen istenildiğini ancak satılmasının söz konusu olmadığını açıkladı.

Bilal Aziz Özer takıma tecrübe olarak katkı yapacağı gibi bu yıl Osman Özköylü' nün oturtmaya çalıştığı defans arkasına adam kaçırma sistemine önemli bir katkı yapacaktır. İlk devrede özellikle Ragıp ve Aleattin ile sık sık bu tarz ataklar yapan ve bir kısmında başarılı olan Erciyesspor' da Bilal Aziz kesinlikle büyük bir artı katacaktır takıma...

27 Aralık 2012 Perşembe

Barcelona'lı Komşular


1995-1996 sezonu. Barcelona'da tanıdık yüzler var. Bizim için önemli olan Prosinečki elbette. Ama diğerleride yabancı ve uzak isimler değil.

Boşnak Meho Kodro, Hagi, Popescu ve Figo' da aynı karede yerlerini almışlar. Diğer iki sima ise Cruyff ve başkan Nunez...

24 Aralık 2012 Pazartesi

Umut Sözen


Güle güle dostum. Güle güle güzel adam. Yolun açık olsun. Gittiğin takımda çok ama çok başarılı olursun umarım. Adamlığınla hakediyorsun bunu... Kayseri' de en kötü ihtimalle bir abi bıraktın...

23 Aralık 2012 Pazar

RVP İlk Kez Ölümden Dönmüyor.


Van Persie bugün Swensea maçında resmen ölümden dönmüş. Net bir görüntüsünü bulamadım yukarıda ki ile idare edin. Şu anda İngiltere' de konuşulan şey RVP' nin kafasına o şutu çeken ( bilerek ya da bilmeyerek ) Ashley Williams' ın ruh hali. Hatta Ferguson Fedarasyonu Williams' a tarihi bir ceza vermeye davet etmiş.

Peki ilk kez mi başına geldi RVP' nin bu tarz bir olay? Hayır. Önceden de yaşadı eleman.


Hollanda ile Danimarka arasında oynanan 2012 Avrupa Şampiyonası grup maçında Danimarka kaptanı Agger öyle bir hamle yaptı ki, RVP resmen ölümden döndü. O pozisyondan sonra dün akşamda ucuz kurtulması Van Persie' nin şansı olsa gerek.

Hatırlatalım istedik. RVP ilk kez ölümden dönmüyor. Bu çocuk birilerini iyi bir yardım yapıp, büyük sevaba girmiş anlaşılan.

Benim İçin Yılın Spor Fotoğrafı


Spor herkes için spordur. Beni buna inandıran şu görüntü çok değerli. Ve bu görüntü benim için bu senenin spor alanında ki en özel fotoğrafı. Futbolda fenomen olan bir söz var ya. Genele yayalım. #Respect

Kayserispor İlk Yarı Karnesi.



Spor Toto Süper Ligin ilk devresi sona erdi. Kayserispor ilk devrede topladığı 19 puanla ilk devreyi kapattı. Özellikle Şota Arveladze' nin ayrılışı ve Robert Prosinecki' nin takımın başına geçmesiyle toparlanan takım oynadığı son 8 maçın hepsinde gol atma başarısı gösterirken, sezonun ilk yarısında sahadan toplam 8 mağlubiyet, 4 beraberlik ve 5 galibiyet ile ayrıldı. 

Kayserispor ilk yarıda toplam 22 gol atarken, kalesinde 29 gol gördü. Sezonun ilk yarısında Kayserispor' un en golcü futbolcusu attığı 9 golle Bobo oldu. Bobo' yu 3 er gol atan Sefa, Mouche ve Cleyton takip ettiler. Kayserispor' da Salih Dursun takımın en çok sarı kart gören futbolcusu olurken, bu sezonun tek kırmızı kartını gören futbolcu ise kalecimiz Ertuğrul Taşkıran oldu. 

Kayserispor' ilk devre biterken 1.26 puan ve 1.29 gol ortalaması ile oynadı. Öne geçilen 4 maçta son dakikalarda yenilen gollerle toplam 8 puan kaybedildi. Geriye düşülen hiç bir maçtan puan alınamadı. Kayserispor ilk devrede rakiplerine karşı ortalama 37 dakika berabere, 25 dakika önde ve 27 dakika da geride oynamış. 

Not: İstatistikler Matchstudy.com sitesinden alındı.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Topuz Ve Cangele


Horanta.net te dün yapılan özel haber ile ilgili bazı sorular var. Buradan elimizden geldiğince cevaplayalım... Mehmet Topuz transferi ile ilgili ilk olarak sezon başı kampında takım yurt dışına çıkmadan bazı tüyolar yada ne bileyim duyumlar almıştık. Ama henüz sezon başı olduğundan ve konuşulan zaman dilimin bir sonraki sezona tekabül etmesinden dolayı üzerinde durmadık. Sadece biz değil. Hiç kimse durmadı üzerinde o dönemlerde.

Çünkü Cangele'yi bugün arkasına teneke bağlayıp gönderenler, o günlerde Cangele için kurtarıcı diyor ve dört gözle yolunu bekliyorlardı. Zaman geçti, Cangele kirli oyunlara alet edildi. Bir şekilde bugünlere gelindi. Bazılarına göre Cangele eski günlerine nazaran daha tutuk, daha silikti. hiç kimse onun yaşadığı çok ama çok ciddi 3-4 sakatlığı bilmiyormuş gibi davrandı. Ha diyelim ki öyleydi. Bunları yaşamış futbolcuya her zamanki gibi olmaması çok görülemezdi. Bir de tabii orası Kayserispor değilse.

Burası işin bir boyutu. Diğer boyutunda ise Cangele'ye bu yıl hiç verilmeyen şans var. O kadarki Cangele sezon başından beri kadroya girdiği toplam 10 maçta sadece 90 dakika forma giyebilmiş. Maç başına 9 dakika oynayan o adam Bursaspor maçında girer girmez Hakan Aslantaş'ı kızartmış, Karabükspor maçında olmayan ofsayt yüzünden yaptığı asist güme gitmiş ve Akhisarspor maçında son dakika da sırf takımı galibiyet alsın diye defansına yardım etmek isterken top gelmiş eline ÇARPMIŞ ve penaltı olmuş. Bardağın boş tarafından bakınca bu penaltı olayı göze batacak ama dolu tarafına bakmayı bilenler Cangele'nin defans nedir bilmediğini, beceremeyeceğini bilirler. O ise bu özelliğini bile bile orada, o topu çıkarma uğraşındaydı. Yani Cangele bu tavırları, yapılanları haketmedi.

Şimdi işin iddia boyutuna giriyoruz. Cangele'nin gönderilişi aslında Bülent Bölükbaşı ile başlayan sürecin devamı gibi görünüyor. Yani her sene sezon bitmeden Kayserispor'da önem arz eden futbolcuların gönderilme süreci. Ama fark var. O fark sezon başında bir sonraki sezon için transfer dedikodularını duyduğumuz Mehmet Topuz. Her iki futbolcu bir arada oynadığı dönemde takım içerisinde bir çekişme içindeydiler. Bu çekişmenin asıl nedeni de takım içinde ki liderlikti. Topuz Bülent Bölükbaşı'nın ayrılması ile sazı eline almış ve liderlik görevini de layıkıyla yerine getirmişti. Gel gör ki onun takım içerisinde ki otoritesini sarsabilecek bir transfer olan Cangele takıma katıldı ve durum değişti.

Her iki futbolcunun bir birlerine olan soğuk tavırları birlikte oynadıkları dönemde çok net görünüyordu. Cangele'nin gidişine neden olabilecek ihtimalleri sabah ki haberden aynen alıyorum.

1- Yaşanması muhtemel bir liderlik çekişmesine engel olmak için yönetim tarafından yapıldığı söylenebilir.
2- Mehmet Topuz transferin gerçekleşmesine karşılık Cangele gibi lider niteliklere sahip bir oyuncu ile rekabet etmek istemeyip yönetime ve Genel Menajer Süleyman Hurma’ ya bu konuda ayak diremiş olabilir.
3- Cangele, Mehmet Topuz transferi ile ilgili bir şeyler öğrenip, ” o varsa ben yokum. ” demek suretiyle rest çekmiş olabilir.

İddialar size inandırıcı gelir ya da gelmez orasını bilmiyorum. Yalnız ben şahsım adına bu ihtimali göz ardı etmiyorum. Aksine aklıma başka bir şey de getirmiyorum. Çünkü aldığım duyumlara güveniyor, ondan da öte Cangele'ye yapılanlara başka bir yorum getiremiyorum...

21 Aralık 2012 Cuma

Olmayınca Olmuyor...


Herşeyden önce hoca rakibi iyi teşhis etmiş. Ayağa paslarla ve yerden oynayarak ilk 40 dakika Bjk'nin gardını düşürdük. Özellikle defanstan çıkarken basit oynamak bu etkiyi yaptı. Ön alanda baskıdan ziyade orta sahada rakibi karşılayıp, kendi aralarında pas yapmalarını engelleyecek tedbirler aldık. İşe de yaradı. Bjk ilk 40 dakikada Olcay' ın şutu dışında pozisyona giremedi. Biz ise 1 ofsayt diye verilmeyen gol ve 2 çok net pozisyonla bitirdik o 40 dakikayı. Ama sonra. Sonra makus talih mi dersiniz, beceriksizlik mi bilinmez Nurettin' in uyuduğu pozisyonda Holosko her zaman ki gibi Ertuğrul' u avladı. Kalan 4 dakika kabus oldu ve çok geçmeden kalemizi bulan 2. şutta gol oldu.

İkinci yarıya ilk yarının umudu ile başladık ama bu sefer de 3. kaleyi bulan şut gol oldu. Her ne kadar pozisyonun başlangıcında karı kılıklı hakem Halis' in ve yardımcı hakemin ve 4. hakemin gö*züne soka soka Veli Kavlak el ile oynamış olsa da kaleye gelen o top 3. gol oldu. Golden sonra biraz toparlanıp oyunu Bjk yarı sahasına indirdik. Cleyton maç boyunca oyunda görünmeyen Mouche' ye zorla golü attırdı. Sonrasında yine pozisyonlar kaçtı. Olmayınca olmadı yani.

Maç içerisinde göze en çok batan adam kesinlikle Zurab oldu Kayserispor adına. Belki de Kayserispor' a geldiği günden beri en iyi futbolunu oynadı. 90 dakika boyunca maçı izleyip Zurab' ın hareketlerinden oluşan bir eğitim CD' si hazırlamak ve stoper oynamayı düşünen gençlere sabah, öğle ve de akşam 3 doz izletmek lazım. Kademeye nasıl girilir, top nasıl karşılanır, oyun geriden nasıl kurulur, nerede nasıl ve ne zaman faul yapılır bugün defakez örneklendirdi adam. Kelinden öpüyorum Zurab.


Cleyton ise son haftaların kesinlikle en iyilerinden biriydi. Bugün yine çok diri, istekli ve mücadeleci bir oyun oynadı. Golde ki ara pası Zizouvari olmasa da kesinlikle Hagi tadındaydı. Onun bu sıçramasından inanılmaz bir hazzalıyor ve mutlu oluyorum bu aralar. Çünkü bu övgüyü oynadığı oyunla da hakediyor. 


Nurettin kendisine verilen bu fırsatı bırakın değerlendirmeyi, içine etti, eline eldiven takmadan sıvadı, sıvadı ve de sıvadı. Resmen binanın sıvasını kendi b*ku ile yaptı. Eren ve Salih vasatın üzerine çıkamadı. Pablo oyunda mıydı diye sormak istiyorum ama gol attı diyeceksiniz o yüzden susuyorum. Zaten ben ne zaman Pablo' ya laf söylesem adam golle dönüyor. Sefa yine günündeydi. Çok net pozisyonlar harcadı. Eksikliğini yine hissettirmedi saolsun. Bobo eski takımına karşı attığı ama sayılmayan gol dışında yoktu. Sahada gezindi, özlediği İnönü havasından bol bol soludu. Bu ona sanırım uzun bir süre yeter...

Abdullah' a 1 haftalık ara yaramamış demek istemiyorum ama bugün eski günlerini arattı. Kötü değildi belki ama Abdullah' da değildi hani. Rivo için konuşmuyorum. Hepiniz biliyorsunuz. Değişen bişey yok. Bıraktığımız ve beklediğimiz gibi. 

Ertuğrul' un ilk yarı performansına kesinlikle başlı başına bir yazı yazılmalı. Bir çok arkadaş gibi umutlar besledim ona karşı. Hatta bunu da çıktım ulu orta söyledim. Ama Ertuğrul Samsunspor' da yaptıklarının tam aksine hala Kayserispor' da tek bir maç çevirmiş değil. O varken kadroya giremeyen Navarro ise devre arasında gönderilmeyi bekliyor. Çok yazık. Bu takımda yenen golleri göre göre hala Navarro' yu gönderme planı yapanlar var ise Allah' ından bulsun.

Eklemeden geçmeyelim. Hocanın oyuna müdahale konusunda ne düşündüğünü merak ediyorum. Yani Mouche' ye bu kadar tahammül etmesine, Sefa' yı o kadar süre oyunda tutmasına ve hatta Abdullah' ın vasat altında ki görüntüsüne niye bu kadar sabretti acaba? Kızdım, çok kızdım. Ama küfredecek kadar değil. Çünkü hoca gerçekten takıma sınıf atlattı. Şanssızlıklar, beceriksizlikler ve bireysel hatalar oynadığımız iyi oyunu gölgede bırakmasın. İzin vermeyelim buna. İkinci devre öncesi hazırlık döneminde takımın toparlanacağını, hocanın takviyeleri ile daha yukarılara tırmanacağımızı düşünüyorum.

18 Aralık 2012 Salı

2018' e Kadar Messi.


Yukarıda ki fotoğraf 3 futbolcunun El-Masia' da çıkartılan ilk lisanslarına ait. İçlerinde en tatlısıda Xavi' ymiş :)

Barcelona' nın 3 yıldızı sözleşmelerini uzattı. Başkan Sandro Rossell zaten kısa zaman sonra bunun olacağından bahsetmişti. 

Puyol ile 3, Xavi ve Messi ile 2 şer yıllık sözleşme imzalandı. Sözleşmelerin son haliyle Puyol ve Xavi 2016' ya kadar, Messi ise 2018' e kadar Barça' dalar. Yani 6 yıl daha Messi türküsü çığıracak birileri : ) Serbest kalma bedeli bunu gösteriyor. 

Puyol için 10 Milyon €, Xavi için 80 Milyon € ve Messi için 250 Milyon € serbest kalma bedeli açıklandı.


Kapanış Güzel. Şimdi Sıra Açılışta.


Bazı maçlar vardır. Aslı suretinden daha flu olan. Kasımpaşaspor maçı tam anlamıyla böyle bir maçtı. Aslında Şota'nın varyasyonlarını az çok biliyorduk. Bizde iki yıl boyunca oynattığı futbolu Kasımpaşaspor'da da oynatmayı hedefliyor. Kısmen de başarılı. Son 3 deplasmanlarından 7 puan çıkarmışlar. Akhisar ve Bursa'yı yenip, ligin en hücumcu takımlarından Eskişehir ile berabere kalmışlar. Bunları bilmek ilk avantajımızdı bizim. Çünkü Şota bu. Aynı adam, aynı taktikler. İkincisi ise Kupa maçında geçen 120 dakikanın yorgunluğu ve penaltılarla elenişleri. Hem yorgun, hem moralsizlerdi. Dikkate değer bir avantajdı ama biz bu avantajları çok iyi kullanamadık. Bu yüzden aslı suretiden flu bir maçtı.

Dört dörtlük bir oyun oynamadık ama kazandık. İyi oynadığımız haftalarda kaybettiğimiz puanların diyeti olsun bu galibiyet. Hem ihtiyaç açısından gerekliydi, hem bir nevi ödül gerekiyordu...

Gel gelelim kötü sayılabilecek bir oyunla dahi 3-4 net pozisyon bulduk Paşa kalesinde... Biraz şans, biraz da beceri olsa maç daha farklı yerlere giderdi... Mouche'nin hücum etkinliğinin gol dışında olmadığını belirtelim. Ama gol vuruşunun da hakkını verelim. 

Bugün orta saha ve defans blogu arasında müthiş bir uyum vardı. Başta Riveros olmak üzere Sefa ve Cleyton geri dörtlüye daha yakın oynadılar. Cleyton'un diriliği bugün bir çok pozisyonda bizim sahamızdan alıp rakip sahaya taşıdığı toplarla kendini bir kez daha gösterdi. Hesap kitap işleri zordur aslında. Ama gel gör ki Zurab ve Eren'in son haftalarda ki uyumu bir çok beladan uzak tutuyor takımı. Eren' in göşterişsiz oyunu, kritik müdahaleleri ve maç içerisinde kendine has hareketleri maçın bir kaç kader oyuncusundan biri olduğuna inandırdı beni. Sanırım Eren' de ki yükselişin herkes farkındadır.

Keza Zurab. 87 de öyle bir top kesti ki. Pozisyon anında içim cız etti ve kendi kendime " hadi lan yine mi?" diyerek son dakika gollerine dem vurdum. O anı atlatabilmem için gözümü açmam ve Zurab ile Malik'in kucaklaşmasını görmem gerekti. Sadece o pozisyonla sınırlı değildi elbet Zurab' ın yaptıkları. Çok iyi çıkışlarla kale ön sahasını rahatlattı. Riveros' un iki stoperin arasına girdiği anlarda Zurab akılcı çıkışlar yaptı. Bir diğer büyük değişimi de defanstan çıkarken uzun top kullanmayarak gözümüze gözümüze soktu Zurab. Ve güzel olan bunu çok iyi yapması.

Salih içinde parantez açmak şart. Çok becerikli değil. Kısıtlı bir yeteneğe sahip. Ama o en büyük yeteneği olan yüreği ile oynuyor. Nereye koyarsan koy. Hiç sırıtmıyor adam. Ve bütün benliği sahada. Böyle mücadeleci, istekli, arzulu adamlara bu takımda her daim ihtiyaç var. Hep aklımdan geçiyor ama biliyorum çoğuınuz kızacak bana. Hala içimde bir Serdar Kesimal umudu var. Onun o hırsı, o kabullenmeyen tavırları hep aklımda. Salih' de onun bir diğer versiyonu sanki...

Bahsetmezsem olmaz. Okay oyuna girdikten sonra mücadelesi ile benden kesinlikle geçer not aldı. İyi top tuttu, ileri sağlam çıkışlar yaptı ve güzel yanı Riveros' un yanında oynadığının bilincinde bir kaç topa çok kritik müdahalede bulundu. Takım olarak dün Kasımpaşaspor' un hızlı atak yapma potansiyelini en düşük seviyede tuttuk. Bunuda kesinlikle takım savunması ile yaptık. Çok iyi alan daraltıp, topa bastık. Adam kovalamadan yerinde müdahalelerle oyunu soğutmayı bildik.

Bazen kötü oynarkende kazanmalısın. Çok mu kötüydük? Hayır. Ama iyi de değildik... Kabul edelim bunu.

Haftayı kapatan biz olduk, Cuma günü yine biz açıyoruz İnönü'de. Yani haftanın kapanışı güzel oldu, şimdi sıra son haftayı açmakta. Zor bir maç bizi bekliyor. Dilerim alnımız ak, başımız dik bir veda ile kapatırız ilk devreyi. 1 puanın dahi önemli olduğunu unutmadan...

17 Aralık 2012 Pazartesi

Kaptan

Tekmeye kafa koyan adam candır... Eren Güngör gibi...

Valla Bir Derdim Yok...


Biraz önce bir şey oldu. Kardeşim Mehmet Aslankaya var. Kayseri' de bütün maçların anonsları ondan sorulur, Kolej Fm' de "Nüans" isimli program yapar vs. vs. Adam gibi adamdır. Çok severim. Facebook sayfasında "Maça gider.." diye durum girmiş. Kastı bir saat kadar sonra oynanacak olan Kayserispor - Kasımpaşaspor maçı... Altına yapılan yorumlardan biri Kayseri' nin tek spor gazetesi(!) Kayseri Tempo' nun Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Yıkılmaz' a ait. Eleman Mehmet' e üstü kapalı davet yapmış ve demiş ki; " Çiğ köfte yaptırıyom :) eminmisin :) "

Afiyet şeker olsun. Ne çiğ köfteye sesim çıkar, ne ikrama, ne davete. Ama şunu yüzüne çarpmaktan da, kafasına kafasına vurmaktan da çekinmem.

Arkadaşım. Çıkacaksın " Kayseri' nin tek spor gazetesiyim." diye reklam yapacaksın, eline geçen her fırsatta Kayserispor' u yerli ve de yersiz eleştireceksin ama eleştirdiğin takımın maçına gitmeyeceksin. Hadi canım sende. O zaman demezler mi arkadaş; " Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? " Ya reklamını yapmayacak ve gazeteci, köşe yazarı, genel yayın yönetmeni vs. sıfatları kullanmayacaksın, ya da eleştirdiğin takımı eleştirme hakkını elde etmek için çiğ köfte partine ara verecek, bir yerlerini kaldırıp bir zahmet stada kadar yollanacaksın. Ki sıfatını hakedebilesin. Haydi hayırlı işler...

16 Aralık 2012 Pazar

Kupa Sevincini Yaşayan Kayserililer

Hani yönetimin her fırsatta 10 gözden ağlayıp " bizi desteklemiyorlar, taraftarımız yok, şehir takıma sahip çıkmıyor. " diye serzenişte bulunduğu Kayseri şehrinin 2008 yılında kazanılan ve bir daha gün yüzüne çıkartılmayan Türkiye kupasından sonra ki sevincini cep telefonu kamerası ile görüntülemişler. İzleyin kararı siz verin... Şehir sizce de takımına sahip çıkmıyor mu, yoksa şehirde yaşayan insanlar o ya da bu sebeplerle takımdan soğutuluyor mu?

Abdullah Durak


Mücadele | Abdullah Durak #8 


Tarih: 2 Ekim 2008 Yer: Paris Parc des Princes Stadyumu
Paris Saint Germain - Kayserispor Uefa 1. Tur 2. maçı... 

14 Aralık 2012 Cuma

Abdullah Durak #8

Aşağıda ki fotoğraf Paris' te oynanan ve 0-0 sonuçlanan PSG maçından. O maç sonucunda UEFA' da gruplara kalamamış, elenmiştik. Hatırlarsınız. O zaman 87 giyerdi bizim türkücü Abdullah. Sene 2008. 4 yıl geçti aradan. O zamanlar gelecek vaad eden genç statüsündeydi, şimdilerde o günleri gören bir - iki isimden birisi. Üstelik tecrübeli...


Olgunlaştı, Prosinecki' nin gelişi ile iyice kendini buldu. Önceden çok ama boş koşan Abdullah gitti, onun yerine çok koşan ve her koşusu ile takıma sınıf atlatan bir Abdullah geldi. Hakkını yemiş oluruz eğer konuşmazsak. 

Yıllardır takımın en çok koşan ismi kendisi. Takdire şayan bir gelişim gösterdi son 7-8 haftada. Ne olduğunu kendisi anladı belki ama bizler anlamak için biraz beklemek zorunda kaldık. Şimdi Abdullah Durak' ın Prosinecki sonrası gelişimine değinelim biraz. 

Abdullah Şota ile birlikte 7 haftada 3 kez 11 de başlamış, 2 kez sonradan oyuna girmiş ve 2 kez forma giyememiş. Prosinecki' nin gelişi ile birlikte ise İBB Spor maçında sonradan oyuna girip, devamında ki bütün maçlarda takımın değişmezi olmuş. Geride kalan 8 haftada sadece Elazığspor maçında oyundan çıkmış. Oyundan çıktığı maç dahil olmak üzere forma giydiği 13 maçta takımın en çok koşan ismi olmuş. Prosinecki geldikten sonra oyunun hücum alanında daha çok görülmeye başlamış. 

Abdullah' da ki bir diğer değişiklik takım ruhuna yaptığı katkı. Zaten aslında uyumlu bir yapısı vardı ancak Prosinecki onu takımın bünyesine tamamen monte etti ve takım içinde aradığı lideri galiba Abdullah olarak ilan etti. Bu durum onun gelişiminde ve üst düzey performansında çok olumlu etkiler yaptı. 

Uzun lafın kısası bizim genç türkücümüz Abdullah Durak bu yıl harika işlere imza atıyor. Prosinecki' nin faal futbol hayatında mevkiidaşı olmasının olumlu yanlarını sahada bizlere yüzümüze vururcasına gösterdi. Hoca geldiğinde Abdullah' a hitaben; " Elbette çok top kaybedeceksin. Sen orta saha oynuyorsun. Kaybettiğin toplar bu mevkiinin gereği. " demiş. Abdullah bunu TV1 de konuk olduğu programda söylemişti. Onun etkisi ile Abdullah sanırım bu yılın en iyi transferi olacak bizim adımıza...

Rekor Adam Messi...

Uzun zamandır blogu boşladık. Bu esnada gittik bir Kayseri turu yaptık, biladeri evlendirdik, arabanın tekerini patlattık vs. vs. Biz bu koşuşturma içindeyken Messi üstad kırmadığı son rekoru da kırıp adını tarihe altın harflerle bir kez daha yazdırmış. Haydi gözümüz aydın. Messi üstad, Gerd Müller amcanın 1 yılda en çok gol atan adam rekorunu ( 85 gol ) rekorunu 88 golle kırdı. Üstelik yıl bitmedi henüz. Aşağıda bu yıl içinde atılan 86 gol var. 




Sonra ki video da ise 86 gol sonrasında atılan ve gol sayısını 88' e çıkartan 2 gol... Haydin iyi seyirler...

2 Aralık 2012 Pazar

Sizin Zihniyetinize .........


Zihniyete bakar mısınız? Kayseri' de Kayserispor - Fenerbahçe maçı var, taraftar bu maça deli gibi hazırlanıyor, pankartlar, bayraklar, flamalar yapılıyor ama maça bir iki saat kala stadyuma Kayserispor taraftarınca pankart sokulmasının yasak olduğu haberi geliyor. 

Zihniyete bakar mısınız? Kayseri' de Kayserispor - Fenerbahçe maçı var, Kayserispor taraftarına konan yasak Fenerbahçe taraftarı için geçerli olmuyor, adamlar kendi tribünlerini gelin kız gibi süslüyorlar. Üstelik bir de umarsızca Kayserispor taraftarlarının bulunduğu tribünlere girmeye çalışıyor ve polis tarafından korunuyorlar. Geçen hafta Sivas Emniyetine sözde tepki koyan bizim yönetim ise hala Fb yöneticilerini ağırlamakla meşgul. Tabii. Dert başka...

Şimdi bu şu demek oluyor. Kayserispor yönetimi taraftara aynen şunu haykırıyor... Biz yalakayız, kıç yalayıcısıyız. Üç beş köpeğin peşinde parandeler atan korkaklar sürüsüyüz. Hiç bir boka yaramıyoruz, haysiyetimizi, şerefimizi, onurumuzu, memleketimizi menfaatlerimiz için SATIYORUZ. Biz bu kadarlık bir yönetim kuruluyuz. Kayserispor kimin umurunda...

Şehri Müdafaa Yürüyüşü

 

Şu sıralarda Kayseri' de Şehri Müdafaa yürüyüşü var. Amaç şehrin takımına sahip çıkılması için dikkat çekmek. Kapalı Kale ve Horanta el ele verip yürüyüşü organize etti. Yürüyüş saat:15.00 itibari ile Sivas Caddesi Alpaslan Parkından başladı. Cumhuriyet Meydanına kadar devam edecek. Fotoğraflar geldikçe yazı güncellenecek.