12 Kasım 2012 Pazartesi

Maça Dair.


Şimdi gelelim Elazığ maçına. Kapalı Kale' ye teşekkürle başlıyorum cümleye... 1000 Km yol yaptılar, sicim gibi yağan yağmurun altında son dakikaya kadar takımı desteklediler, hatta bir ara Elazığ' ı Kayseri' ye çevirdiler... Helal olsun, yüreklerine, nefeslerine sağlık.

Karabükspor ve Elazığspor' un futbolu normal şartlarda üst sıralardaki takımların seviyesinde değildi. Ama bir gerçek var ki futbol her zaman futboldur ve sürprizlere gebedir. Elazığspor Yılmaz Hoca' dan sonra belirli bir ivme kazanmış ve en son geçen hafta Gençlerbirliği' ni Ankara' da yenerek çok önemli 3 puana ulaşmışlardı. Üstelik geriden gelip kazanmayı başarmışlardı. Bu hafta da bize karşı hızlı başladılar maça ve daha 5. dakika da Ertuğrul net bir golü önledi. Sonrasında Kayserispor kendine geldi. Oyunumuzu rakibe kabul ettirmeye ve ilerde top yapmaya başladık. Aslında topun hakimiyeti Elazığspor' da göründü ama doğru ve yerinde pasları yapan Kayserispor' du. Bu hafta da pas ortalamamızı %87' nin üzerine çıkardık. Üstelik bu paslar hiç yan pas şeklinde yapılmadı.

Çok pozisyon harcadık. Özellikle Bobo' nun beceriksizlikleri hepimize saç baş yoldurdu, Engin' in basit düşünemeyişi bizi en az iki pozisyondan etti. Ama takım oyun disiplininden hiç kopmadı. İkinci yarı kurduğumuz baskı meyvesini verdi ve Sefa çok güzel bir gole imzasını attı. Golün başlangıcında Cleyton' un akıllı pası, Abdullah' ın hızlı düşünmesi ve Sefa' nın güzel şutu golü getirdi. Sonrasında baskı arttı. Bobo' nun ortaya çevirdiği top tam öldü derken Abdullah öyle bir depar attı ki o pozisyon ya gol olurdu, ya penaltı. Nitekim öyle oldu. Penaltı kazanıldı ve o kadar pozisyon harcayan Bobo golü yaptı. Sonrasında yine Cleyton çıktı sahneye. Çok güzel bir asistle Bobo' yu pozisyona soktu ve nihayetinde gol geldi. 4. gol ise haftanın en güzel gollerinden biri olmaya aday. Cleyton' un 2.03 lük İvesa' ya aşırtma vuruşu izlenmeye değerdi.

Dün oynanan maçta takımın göze batan en önemli artısı kesinlikle oyun içerisinde geriye yaslanmayışıydı. Öyle ki 1-0 dan sonra yaklaşık 5 dakika boyunca orta saha da pas yaparak oyunu soğutmayı başardık. Eski dönemde bunu böyle yapmıyor, gol atarsak üzerine yatmaya çalışıyorduk. Hanemize yazılan ilk artı bu. İkincisi ise 2 haftada 7 gol attık, hiç gol yemedik üstelik sadece 1.5 pozisyon verdik. Evet rakiplerimiz hücum olarak etkili değildi ama şu bir gerçek ki bizde defansif anlamda iyi değildik. İki haftadır takım savunması yapmayı öğrendik. Bu da bize artı değer olarak geri döndü.

Zorlu bir fikstür başlıyor. Önce Gaziantepspor geliyor, sonra Sivasspor deplasmanındayız ve sonrasında Fenerbahçe ile oynayacağız. 3 maçta alınacak en az 5 puan takımın devre arasına kadar biraz rahat nefes almasına neden olacaktır. Dilerim bu oyun anlayışından ve formundan bir şey kaybetmeden daha iyi bir Kayserispor izleriz...

Konuşulacak Konu; Abdullah Durak.


Geçtiğimiz 4-5 haftanın en göze batanı, yenilirken dahi takımın en saygı duyulan iki isminden biri ve iki haftadır en çok koşan, en çok mücadele eden adam kesinlikle Abdullah Durak. Evet Elazığspor maçından konuşmamız lazım, maçı değerlendirebiliriz, teknik ve taktiksel olarak yorumlayabiliriz, eksileri ve artıları tartışabiliriz. Ama bugün benim için konuşulacak konu Abdullah Durak.

Doğrusunu söylemek gerekirse sezon bittiğinde herkesin "gönderilsin" diye gözüne baktığı adamdı. Evet çok koşuyor, evet çok mücadele ediyordu ama asla istenilen gibi olamamıştı. Ama bu aralar öyle değil. Bu aralar  Abdullah Durak "OLDU". Dostum Muzaffer Şahin' in dediği gibi içine "ZİANİ" kaçmış durumda. İnanılmaz efor harcıyor, inanılmaz faydalı işler yapıyor. Takımı resmen sırtlıyor. İleri taşıyor, geri geliyor top kesiyor, önde basıyor, gol pası veriyor, penaltı kazandırıyor. Bizim Abdullah tek kelime ile muhteşem işlere imza atıyor. Görmemek haksızlık olur.

Çoğumuzun gözünde hala genç Abdullah Durak ama yaşı oldu 25. Her geçen gün olgunlaşıyor, futbolunun üstüne koyuyor. Bu ara birini konuşacaksak gelin bu isim Abdullah Durak olsun. Son haftalardaki görüntüsü ve performansı bunu fazlasıyla hakediyor...

Bu Hafta Kayseri' nin Haftası...


Harika bir haftayı geride bırakıyoruz. Şehir olarak bütün takımlar yüzümüzü güldürdü... 

Kayseri Kaski' li kızlarımız ile başladı hafta. Beşiktaş' ı 90-70 gibi çok farklı bir skorla devirdik ve yenilgisiz yolumuza devam ediyoruz. Kayseri Kaski ile ilgili bir müjdeli haberde gün içerisinde Kulüp Menajeri Ahmet Bozbey tarafından bana verildi. Asha Jones' un Kayseri' de olduğunu, hafif bir sakatlık problemi yaşadığını, ancak önümüzde ki haftadan itibaren takımla birlikte forma giyebileceğini söyledi. Asha Jones' lu bir takımı düşününce yüzüm iyice gülüyor. 

Sonra bugün gündüz Kayseri Şekerspor 82. dakika da attığı gol ile Kastamonuspor' u geçti ve yukarı tırmanışını sürdürdü. Kayseri Şekerspor 6 haftada 5 galibiyet, 1 beraberlik alarak harika bir grafik çiziyor. Bu haftanın harika geçmesinde katkıları olduğu için minnettarım Şekerspor' a...

Akşam saatlerinde ise Kayserispor ve Erciyesspor aynı saatte sahaya çıktı. Kayserispor geçen hafta aldığı 3-0 lık galibiyet ile kendisine güven duymaya başladı. Elazığspor maçı ile bunu pekiştirdi. 4 gol attı, 1 pozisyon verdi ve rakibini özellikle 2. yarıda ki oyunu ile sirkülase etti. Son 2 haftada 7 gol attı, 1.5 pozisyon verdi, gol yemedi. 13 puana ulaştı, üst üste 2. galibiyeti aldı. 

Erciyesspor ise 2-0 lık skor ile Denizlispor' u geçti ve haftalarca önce hakettiği liderlik koltuğuna sonunda kuruldu. Transfer edildiğinde çok eleştirdiğim Gohou takımı hem gol atarak, hem oyunu ile taşıyarak sırtlamaya devam ediyor. 

Çok güzel bir haftaya veda ettik, gelecek haftaya daha umutlu bakıyoruz. Sebep olanlara çok ama çok teşekkürler. Dilerim devamı gelir...