31 Aralık 2012 Pazartesi

Kayserispor 2012 Almanak

Saolsun sağlam Kayserispor'lu olan, saygı duyduğumuz abilerimizden Ayhan Baynal Kayserispor' un 2012 yılında yaşadıklarını tarih sırasıyla çıkarmış. Bizde kendisinden izin alıp bloga koyduk. Sizin de huzurunuzda teşekkür edelim bir kez daha... Emeğine sağlık... 

Riazor' un Maestrosu


Öyle bir sol ayak ki, senden öte ve de benden ziyade. El Turco Deportivo' nun muhteşem kadrosunun en önemli parçalarından Djalminha. Eşsiz bir oyun anlayışı, inanılmaz bir vuruş tekniği. Deportivo' nun tarih yazdığı dönemlerin baş aktörlerinden, belkide ilk sırada ki adam...

Onlar da Vardı Bir Zamanlar.


Kaptanlar İlhan Sancaktar ve Levent Devrim. İkisi de büyük katkılar yaptı bu takıma. Emekleri yadsınmaz, yaptıkları unutulmaz...

29 Aralık 2012 Cumartesi

Futbol Ekranı 29-30 Aralık


29 Aralık Cumartesi

14:45 Sunderland - Tottenham Hotspur (Ligtv 3)

17:00 Manchester United - WBA (Ligtv 3)

19:30 Arsenal - Newcastle United (Ligtv 3)

30 Aralık Pazar

15:30 Everton - Chelsea (Ligtv 2)

18:00 QPR - Liverpool (Ligtv 2)

Kaynak: Tribündergi

28 Aralık 2012 Cuma

Bilal Aziz Dönüyor.


Tolunay Kafkas döneminde Kayserispor forması giyen, sonrasında adı Bochum Savcılığınca açılan Şike davasında geçen ve 1.5 yıl futboldan men cezası alan Bilal Aziz Özer yeniden Kayseri'ye dönüyor ama bu kez mavi-siyah renklerle.

PTT 1.Lig de formasını giydiği Torku Konyaspor' la sözleşmesini fesheden Bilal Aziz önceki gün Erciyesspor'la 1.5 yıllık sözleşme imzaladı. Sadece Bilal Aziz değil Erciyesspor' un transferleri. Sivasspor' dan kaleci Atila Koca ve Orduspor' dan Numan Çürümüş' te ara transfer döneminde takıma kazandırıldı. 

Bizde bu transferleri Ntv Spor yorumcusu ve Ntv Spor Radyo programcısı, Alt Ligler uzmanı sevgili Devrim Çetin' e sorduk. O da kısa ama öz şekilde transferleri yorumladı.

Murat Soy: Sevgili Devrim Çetin. Erciyesspor' un yaptığı transferleri nasıl değerlendiriyorsun? Bizlerle paylaşır mısın?
Devrim Çetin: Bilal Aziz Özer' i sizlerde tanıyorsunuz. Eski Kayserispor' lu futbolcu. Benim çok beğendiğim, çok iyi sol ayağı olan bir bek oyuncusu. Faydalı olacağını düşünüyorum. 
Atila Koca oynadığı takımda hep alternatif isim oldu. Çok maç yapabilen bir kaleci değil. Tek avantajı hali hazırda ki tecrübesi. Onun dışında bir şey söylemek zor.  
Numan Çürüksu' da Atila ile aynı kaderi paylaşıyor aslında. O da geldiği takımda alternatif bir isimdi. Çok fazla futbol oynamadı. Sakatlıkları da vardı. Üstelik çok özellikli bir stoperde değil. Onun transferi ile ilgili bir yorum yapmayayım.
M.S. : Teşekkürler Devrim Çetin. Aydınlattın bizi.
D.Ç. : Rica ederim. Selamlar.
Bu arada Erciyesspor' da Mehmet Ayaz, Kemal Okyay, Behram Zülaloğlu ve Emre Morgül ve Veli Torun ile de yollar ayrıldı. Behram' ın serbest bırakılıp Atila' nın tercih edilmesine pek bir anlam veremedim şahsen. Bir de Bilal Aziz' in transferi ile Emre Öztürk' ün muhtemel satışına olur verildiğini düşündüm ama dün Başkan Ziya Eren Emre' nin Trabzonspor' tarafından resmen istenildiğini ancak satılmasının söz konusu olmadığını açıkladı.

Bilal Aziz Özer takıma tecrübe olarak katkı yapacağı gibi bu yıl Osman Özköylü' nün oturtmaya çalıştığı defans arkasına adam kaçırma sistemine önemli bir katkı yapacaktır. İlk devrede özellikle Ragıp ve Aleattin ile sık sık bu tarz ataklar yapan ve bir kısmında başarılı olan Erciyesspor' da Bilal Aziz kesinlikle büyük bir artı katacaktır takıma...

27 Aralık 2012 Perşembe

Barcelona'lı Komşular


1995-1996 sezonu. Barcelona'da tanıdık yüzler var. Bizim için önemli olan Prosinečki elbette. Ama diğerleride yabancı ve uzak isimler değil.

Boşnak Meho Kodro, Hagi, Popescu ve Figo' da aynı karede yerlerini almışlar. Diğer iki sima ise Cruyff ve başkan Nunez...

24 Aralık 2012 Pazartesi

Umut Sözen


Güle güle dostum. Güle güle güzel adam. Yolun açık olsun. Gittiğin takımda çok ama çok başarılı olursun umarım. Adamlığınla hakediyorsun bunu... Kayseri' de en kötü ihtimalle bir abi bıraktın...

23 Aralık 2012 Pazar

RVP İlk Kez Ölümden Dönmüyor.


Van Persie bugün Swensea maçında resmen ölümden dönmüş. Net bir görüntüsünü bulamadım yukarıda ki ile idare edin. Şu anda İngiltere' de konuşulan şey RVP' nin kafasına o şutu çeken ( bilerek ya da bilmeyerek ) Ashley Williams' ın ruh hali. Hatta Ferguson Fedarasyonu Williams' a tarihi bir ceza vermeye davet etmiş.

Peki ilk kez mi başına geldi RVP' nin bu tarz bir olay? Hayır. Önceden de yaşadı eleman.


Hollanda ile Danimarka arasında oynanan 2012 Avrupa Şampiyonası grup maçında Danimarka kaptanı Agger öyle bir hamle yaptı ki, RVP resmen ölümden döndü. O pozisyondan sonra dün akşamda ucuz kurtulması Van Persie' nin şansı olsa gerek.

Hatırlatalım istedik. RVP ilk kez ölümden dönmüyor. Bu çocuk birilerini iyi bir yardım yapıp, büyük sevaba girmiş anlaşılan.

Benim İçin Yılın Spor Fotoğrafı


Spor herkes için spordur. Beni buna inandıran şu görüntü çok değerli. Ve bu görüntü benim için bu senenin spor alanında ki en özel fotoğrafı. Futbolda fenomen olan bir söz var ya. Genele yayalım. #Respect

Kayserispor İlk Yarı Karnesi.



Spor Toto Süper Ligin ilk devresi sona erdi. Kayserispor ilk devrede topladığı 19 puanla ilk devreyi kapattı. Özellikle Şota Arveladze' nin ayrılışı ve Robert Prosinecki' nin takımın başına geçmesiyle toparlanan takım oynadığı son 8 maçın hepsinde gol atma başarısı gösterirken, sezonun ilk yarısında sahadan toplam 8 mağlubiyet, 4 beraberlik ve 5 galibiyet ile ayrıldı. 

Kayserispor ilk yarıda toplam 22 gol atarken, kalesinde 29 gol gördü. Sezonun ilk yarısında Kayserispor' un en golcü futbolcusu attığı 9 golle Bobo oldu. Bobo' yu 3 er gol atan Sefa, Mouche ve Cleyton takip ettiler. Kayserispor' da Salih Dursun takımın en çok sarı kart gören futbolcusu olurken, bu sezonun tek kırmızı kartını gören futbolcu ise kalecimiz Ertuğrul Taşkıran oldu. 

Kayserispor' ilk devre biterken 1.26 puan ve 1.29 gol ortalaması ile oynadı. Öne geçilen 4 maçta son dakikalarda yenilen gollerle toplam 8 puan kaybedildi. Geriye düşülen hiç bir maçtan puan alınamadı. Kayserispor ilk devrede rakiplerine karşı ortalama 37 dakika berabere, 25 dakika önde ve 27 dakika da geride oynamış. 

Not: İstatistikler Matchstudy.com sitesinden alındı.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Topuz Ve Cangele


Horanta.net te dün yapılan özel haber ile ilgili bazı sorular var. Buradan elimizden geldiğince cevaplayalım... Mehmet Topuz transferi ile ilgili ilk olarak sezon başı kampında takım yurt dışına çıkmadan bazı tüyolar yada ne bileyim duyumlar almıştık. Ama henüz sezon başı olduğundan ve konuşulan zaman dilimin bir sonraki sezona tekabül etmesinden dolayı üzerinde durmadık. Sadece biz değil. Hiç kimse durmadı üzerinde o dönemlerde.

Çünkü Cangele'yi bugün arkasına teneke bağlayıp gönderenler, o günlerde Cangele için kurtarıcı diyor ve dört gözle yolunu bekliyorlardı. Zaman geçti, Cangele kirli oyunlara alet edildi. Bir şekilde bugünlere gelindi. Bazılarına göre Cangele eski günlerine nazaran daha tutuk, daha silikti. hiç kimse onun yaşadığı çok ama çok ciddi 3-4 sakatlığı bilmiyormuş gibi davrandı. Ha diyelim ki öyleydi. Bunları yaşamış futbolcuya her zamanki gibi olmaması çok görülemezdi. Bir de tabii orası Kayserispor değilse.

Burası işin bir boyutu. Diğer boyutunda ise Cangele'ye bu yıl hiç verilmeyen şans var. O kadarki Cangele sezon başından beri kadroya girdiği toplam 10 maçta sadece 90 dakika forma giyebilmiş. Maç başına 9 dakika oynayan o adam Bursaspor maçında girer girmez Hakan Aslantaş'ı kızartmış, Karabükspor maçında olmayan ofsayt yüzünden yaptığı asist güme gitmiş ve Akhisarspor maçında son dakika da sırf takımı galibiyet alsın diye defansına yardım etmek isterken top gelmiş eline ÇARPMIŞ ve penaltı olmuş. Bardağın boş tarafından bakınca bu penaltı olayı göze batacak ama dolu tarafına bakmayı bilenler Cangele'nin defans nedir bilmediğini, beceremeyeceğini bilirler. O ise bu özelliğini bile bile orada, o topu çıkarma uğraşındaydı. Yani Cangele bu tavırları, yapılanları haketmedi.

Şimdi işin iddia boyutuna giriyoruz. Cangele'nin gönderilişi aslında Bülent Bölükbaşı ile başlayan sürecin devamı gibi görünüyor. Yani her sene sezon bitmeden Kayserispor'da önem arz eden futbolcuların gönderilme süreci. Ama fark var. O fark sezon başında bir sonraki sezon için transfer dedikodularını duyduğumuz Mehmet Topuz. Her iki futbolcu bir arada oynadığı dönemde takım içerisinde bir çekişme içindeydiler. Bu çekişmenin asıl nedeni de takım içinde ki liderlikti. Topuz Bülent Bölükbaşı'nın ayrılması ile sazı eline almış ve liderlik görevini de layıkıyla yerine getirmişti. Gel gör ki onun takım içerisinde ki otoritesini sarsabilecek bir transfer olan Cangele takıma katıldı ve durum değişti.

Her iki futbolcunun bir birlerine olan soğuk tavırları birlikte oynadıkları dönemde çok net görünüyordu. Cangele'nin gidişine neden olabilecek ihtimalleri sabah ki haberden aynen alıyorum.

1- Yaşanması muhtemel bir liderlik çekişmesine engel olmak için yönetim tarafından yapıldığı söylenebilir.
2- Mehmet Topuz transferin gerçekleşmesine karşılık Cangele gibi lider niteliklere sahip bir oyuncu ile rekabet etmek istemeyip yönetime ve Genel Menajer Süleyman Hurma’ ya bu konuda ayak diremiş olabilir.
3- Cangele, Mehmet Topuz transferi ile ilgili bir şeyler öğrenip, ” o varsa ben yokum. ” demek suretiyle rest çekmiş olabilir.

İddialar size inandırıcı gelir ya da gelmez orasını bilmiyorum. Yalnız ben şahsım adına bu ihtimali göz ardı etmiyorum. Aksine aklıma başka bir şey de getirmiyorum. Çünkü aldığım duyumlara güveniyor, ondan da öte Cangele'ye yapılanlara başka bir yorum getiremiyorum...

21 Aralık 2012 Cuma

Olmayınca Olmuyor...


Herşeyden önce hoca rakibi iyi teşhis etmiş. Ayağa paslarla ve yerden oynayarak ilk 40 dakika Bjk'nin gardını düşürdük. Özellikle defanstan çıkarken basit oynamak bu etkiyi yaptı. Ön alanda baskıdan ziyade orta sahada rakibi karşılayıp, kendi aralarında pas yapmalarını engelleyecek tedbirler aldık. İşe de yaradı. Bjk ilk 40 dakikada Olcay' ın şutu dışında pozisyona giremedi. Biz ise 1 ofsayt diye verilmeyen gol ve 2 çok net pozisyonla bitirdik o 40 dakikayı. Ama sonra. Sonra makus talih mi dersiniz, beceriksizlik mi bilinmez Nurettin' in uyuduğu pozisyonda Holosko her zaman ki gibi Ertuğrul' u avladı. Kalan 4 dakika kabus oldu ve çok geçmeden kalemizi bulan 2. şutta gol oldu.

İkinci yarıya ilk yarının umudu ile başladık ama bu sefer de 3. kaleyi bulan şut gol oldu. Her ne kadar pozisyonun başlangıcında karı kılıklı hakem Halis' in ve yardımcı hakemin ve 4. hakemin gö*züne soka soka Veli Kavlak el ile oynamış olsa da kaleye gelen o top 3. gol oldu. Golden sonra biraz toparlanıp oyunu Bjk yarı sahasına indirdik. Cleyton maç boyunca oyunda görünmeyen Mouche' ye zorla golü attırdı. Sonrasında yine pozisyonlar kaçtı. Olmayınca olmadı yani.

Maç içerisinde göze en çok batan adam kesinlikle Zurab oldu Kayserispor adına. Belki de Kayserispor' a geldiği günden beri en iyi futbolunu oynadı. 90 dakika boyunca maçı izleyip Zurab' ın hareketlerinden oluşan bir eğitim CD' si hazırlamak ve stoper oynamayı düşünen gençlere sabah, öğle ve de akşam 3 doz izletmek lazım. Kademeye nasıl girilir, top nasıl karşılanır, oyun geriden nasıl kurulur, nerede nasıl ve ne zaman faul yapılır bugün defakez örneklendirdi adam. Kelinden öpüyorum Zurab.


Cleyton ise son haftaların kesinlikle en iyilerinden biriydi. Bugün yine çok diri, istekli ve mücadeleci bir oyun oynadı. Golde ki ara pası Zizouvari olmasa da kesinlikle Hagi tadındaydı. Onun bu sıçramasından inanılmaz bir hazzalıyor ve mutlu oluyorum bu aralar. Çünkü bu övgüyü oynadığı oyunla da hakediyor. 


Nurettin kendisine verilen bu fırsatı bırakın değerlendirmeyi, içine etti, eline eldiven takmadan sıvadı, sıvadı ve de sıvadı. Resmen binanın sıvasını kendi b*ku ile yaptı. Eren ve Salih vasatın üzerine çıkamadı. Pablo oyunda mıydı diye sormak istiyorum ama gol attı diyeceksiniz o yüzden susuyorum. Zaten ben ne zaman Pablo' ya laf söylesem adam golle dönüyor. Sefa yine günündeydi. Çok net pozisyonlar harcadı. Eksikliğini yine hissettirmedi saolsun. Bobo eski takımına karşı attığı ama sayılmayan gol dışında yoktu. Sahada gezindi, özlediği İnönü havasından bol bol soludu. Bu ona sanırım uzun bir süre yeter...

Abdullah' a 1 haftalık ara yaramamış demek istemiyorum ama bugün eski günlerini arattı. Kötü değildi belki ama Abdullah' da değildi hani. Rivo için konuşmuyorum. Hepiniz biliyorsunuz. Değişen bişey yok. Bıraktığımız ve beklediğimiz gibi. 

Ertuğrul' un ilk yarı performansına kesinlikle başlı başına bir yazı yazılmalı. Bir çok arkadaş gibi umutlar besledim ona karşı. Hatta bunu da çıktım ulu orta söyledim. Ama Ertuğrul Samsunspor' da yaptıklarının tam aksine hala Kayserispor' da tek bir maç çevirmiş değil. O varken kadroya giremeyen Navarro ise devre arasında gönderilmeyi bekliyor. Çok yazık. Bu takımda yenen golleri göre göre hala Navarro' yu gönderme planı yapanlar var ise Allah' ından bulsun.

Eklemeden geçmeyelim. Hocanın oyuna müdahale konusunda ne düşündüğünü merak ediyorum. Yani Mouche' ye bu kadar tahammül etmesine, Sefa' yı o kadar süre oyunda tutmasına ve hatta Abdullah' ın vasat altında ki görüntüsüne niye bu kadar sabretti acaba? Kızdım, çok kızdım. Ama küfredecek kadar değil. Çünkü hoca gerçekten takıma sınıf atlattı. Şanssızlıklar, beceriksizlikler ve bireysel hatalar oynadığımız iyi oyunu gölgede bırakmasın. İzin vermeyelim buna. İkinci devre öncesi hazırlık döneminde takımın toparlanacağını, hocanın takviyeleri ile daha yukarılara tırmanacağımızı düşünüyorum.

18 Aralık 2012 Salı

2018' e Kadar Messi.


Yukarıda ki fotoğraf 3 futbolcunun El-Masia' da çıkartılan ilk lisanslarına ait. İçlerinde en tatlısıda Xavi' ymiş :)

Barcelona' nın 3 yıldızı sözleşmelerini uzattı. Başkan Sandro Rossell zaten kısa zaman sonra bunun olacağından bahsetmişti. 

Puyol ile 3, Xavi ve Messi ile 2 şer yıllık sözleşme imzalandı. Sözleşmelerin son haliyle Puyol ve Xavi 2016' ya kadar, Messi ise 2018' e kadar Barça' dalar. Yani 6 yıl daha Messi türküsü çığıracak birileri : ) Serbest kalma bedeli bunu gösteriyor. 

Puyol için 10 Milyon €, Xavi için 80 Milyon € ve Messi için 250 Milyon € serbest kalma bedeli açıklandı.


Kapanış Güzel. Şimdi Sıra Açılışta.


Bazı maçlar vardır. Aslı suretinden daha flu olan. Kasımpaşaspor maçı tam anlamıyla böyle bir maçtı. Aslında Şota'nın varyasyonlarını az çok biliyorduk. Bizde iki yıl boyunca oynattığı futbolu Kasımpaşaspor'da da oynatmayı hedefliyor. Kısmen de başarılı. Son 3 deplasmanlarından 7 puan çıkarmışlar. Akhisar ve Bursa'yı yenip, ligin en hücumcu takımlarından Eskişehir ile berabere kalmışlar. Bunları bilmek ilk avantajımızdı bizim. Çünkü Şota bu. Aynı adam, aynı taktikler. İkincisi ise Kupa maçında geçen 120 dakikanın yorgunluğu ve penaltılarla elenişleri. Hem yorgun, hem moralsizlerdi. Dikkate değer bir avantajdı ama biz bu avantajları çok iyi kullanamadık. Bu yüzden aslı suretiden flu bir maçtı.

Dört dörtlük bir oyun oynamadık ama kazandık. İyi oynadığımız haftalarda kaybettiğimiz puanların diyeti olsun bu galibiyet. Hem ihtiyaç açısından gerekliydi, hem bir nevi ödül gerekiyordu...

Gel gelelim kötü sayılabilecek bir oyunla dahi 3-4 net pozisyon bulduk Paşa kalesinde... Biraz şans, biraz da beceri olsa maç daha farklı yerlere giderdi... Mouche'nin hücum etkinliğinin gol dışında olmadığını belirtelim. Ama gol vuruşunun da hakkını verelim. 

Bugün orta saha ve defans blogu arasında müthiş bir uyum vardı. Başta Riveros olmak üzere Sefa ve Cleyton geri dörtlüye daha yakın oynadılar. Cleyton'un diriliği bugün bir çok pozisyonda bizim sahamızdan alıp rakip sahaya taşıdığı toplarla kendini bir kez daha gösterdi. Hesap kitap işleri zordur aslında. Ama gel gör ki Zurab ve Eren'in son haftalarda ki uyumu bir çok beladan uzak tutuyor takımı. Eren' in göşterişsiz oyunu, kritik müdahaleleri ve maç içerisinde kendine has hareketleri maçın bir kaç kader oyuncusundan biri olduğuna inandırdı beni. Sanırım Eren' de ki yükselişin herkes farkındadır.

Keza Zurab. 87 de öyle bir top kesti ki. Pozisyon anında içim cız etti ve kendi kendime " hadi lan yine mi?" diyerek son dakika gollerine dem vurdum. O anı atlatabilmem için gözümü açmam ve Zurab ile Malik'in kucaklaşmasını görmem gerekti. Sadece o pozisyonla sınırlı değildi elbet Zurab' ın yaptıkları. Çok iyi çıkışlarla kale ön sahasını rahatlattı. Riveros' un iki stoperin arasına girdiği anlarda Zurab akılcı çıkışlar yaptı. Bir diğer büyük değişimi de defanstan çıkarken uzun top kullanmayarak gözümüze gözümüze soktu Zurab. Ve güzel olan bunu çok iyi yapması.

Salih içinde parantez açmak şart. Çok becerikli değil. Kısıtlı bir yeteneğe sahip. Ama o en büyük yeteneği olan yüreği ile oynuyor. Nereye koyarsan koy. Hiç sırıtmıyor adam. Ve bütün benliği sahada. Böyle mücadeleci, istekli, arzulu adamlara bu takımda her daim ihtiyaç var. Hep aklımdan geçiyor ama biliyorum çoğuınuz kızacak bana. Hala içimde bir Serdar Kesimal umudu var. Onun o hırsı, o kabullenmeyen tavırları hep aklımda. Salih' de onun bir diğer versiyonu sanki...

Bahsetmezsem olmaz. Okay oyuna girdikten sonra mücadelesi ile benden kesinlikle geçer not aldı. İyi top tuttu, ileri sağlam çıkışlar yaptı ve güzel yanı Riveros' un yanında oynadığının bilincinde bir kaç topa çok kritik müdahalede bulundu. Takım olarak dün Kasımpaşaspor' un hızlı atak yapma potansiyelini en düşük seviyede tuttuk. Bunuda kesinlikle takım savunması ile yaptık. Çok iyi alan daraltıp, topa bastık. Adam kovalamadan yerinde müdahalelerle oyunu soğutmayı bildik.

Bazen kötü oynarkende kazanmalısın. Çok mu kötüydük? Hayır. Ama iyi de değildik... Kabul edelim bunu.

Haftayı kapatan biz olduk, Cuma günü yine biz açıyoruz İnönü'de. Yani haftanın kapanışı güzel oldu, şimdi sıra son haftayı açmakta. Zor bir maç bizi bekliyor. Dilerim alnımız ak, başımız dik bir veda ile kapatırız ilk devreyi. 1 puanın dahi önemli olduğunu unutmadan...

17 Aralık 2012 Pazartesi

Kaptan

Tekmeye kafa koyan adam candır... Eren Güngör gibi...

Valla Bir Derdim Yok...


Biraz önce bir şey oldu. Kardeşim Mehmet Aslankaya var. Kayseri' de bütün maçların anonsları ondan sorulur, Kolej Fm' de "Nüans" isimli program yapar vs. vs. Adam gibi adamdır. Çok severim. Facebook sayfasında "Maça gider.." diye durum girmiş. Kastı bir saat kadar sonra oynanacak olan Kayserispor - Kasımpaşaspor maçı... Altına yapılan yorumlardan biri Kayseri' nin tek spor gazetesi(!) Kayseri Tempo' nun Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Yıkılmaz' a ait. Eleman Mehmet' e üstü kapalı davet yapmış ve demiş ki; " Çiğ köfte yaptırıyom :) eminmisin :) "

Afiyet şeker olsun. Ne çiğ köfteye sesim çıkar, ne ikrama, ne davete. Ama şunu yüzüne çarpmaktan da, kafasına kafasına vurmaktan da çekinmem.

Arkadaşım. Çıkacaksın " Kayseri' nin tek spor gazetesiyim." diye reklam yapacaksın, eline geçen her fırsatta Kayserispor' u yerli ve de yersiz eleştireceksin ama eleştirdiğin takımın maçına gitmeyeceksin. Hadi canım sende. O zaman demezler mi arkadaş; " Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? " Ya reklamını yapmayacak ve gazeteci, köşe yazarı, genel yayın yönetmeni vs. sıfatları kullanmayacaksın, ya da eleştirdiğin takımı eleştirme hakkını elde etmek için çiğ köfte partine ara verecek, bir yerlerini kaldırıp bir zahmet stada kadar yollanacaksın. Ki sıfatını hakedebilesin. Haydi hayırlı işler...

16 Aralık 2012 Pazar

Kupa Sevincini Yaşayan Kayserililer

Hani yönetimin her fırsatta 10 gözden ağlayıp " bizi desteklemiyorlar, taraftarımız yok, şehir takıma sahip çıkmıyor. " diye serzenişte bulunduğu Kayseri şehrinin 2008 yılında kazanılan ve bir daha gün yüzüne çıkartılmayan Türkiye kupasından sonra ki sevincini cep telefonu kamerası ile görüntülemişler. İzleyin kararı siz verin... Şehir sizce de takımına sahip çıkmıyor mu, yoksa şehirde yaşayan insanlar o ya da bu sebeplerle takımdan soğutuluyor mu?

Abdullah Durak


Mücadele | Abdullah Durak #8 


Tarih: 2 Ekim 2008 Yer: Paris Parc des Princes Stadyumu
Paris Saint Germain - Kayserispor Uefa 1. Tur 2. maçı... 

14 Aralık 2012 Cuma

Abdullah Durak #8

Aşağıda ki fotoğraf Paris' te oynanan ve 0-0 sonuçlanan PSG maçından. O maç sonucunda UEFA' da gruplara kalamamış, elenmiştik. Hatırlarsınız. O zaman 87 giyerdi bizim türkücü Abdullah. Sene 2008. 4 yıl geçti aradan. O zamanlar gelecek vaad eden genç statüsündeydi, şimdilerde o günleri gören bir - iki isimden birisi. Üstelik tecrübeli...


Olgunlaştı, Prosinecki' nin gelişi ile iyice kendini buldu. Önceden çok ama boş koşan Abdullah gitti, onun yerine çok koşan ve her koşusu ile takıma sınıf atlatan bir Abdullah geldi. Hakkını yemiş oluruz eğer konuşmazsak. 

Yıllardır takımın en çok koşan ismi kendisi. Takdire şayan bir gelişim gösterdi son 7-8 haftada. Ne olduğunu kendisi anladı belki ama bizler anlamak için biraz beklemek zorunda kaldık. Şimdi Abdullah Durak' ın Prosinecki sonrası gelişimine değinelim biraz. 

Abdullah Şota ile birlikte 7 haftada 3 kez 11 de başlamış, 2 kez sonradan oyuna girmiş ve 2 kez forma giyememiş. Prosinecki' nin gelişi ile birlikte ise İBB Spor maçında sonradan oyuna girip, devamında ki bütün maçlarda takımın değişmezi olmuş. Geride kalan 8 haftada sadece Elazığspor maçında oyundan çıkmış. Oyundan çıktığı maç dahil olmak üzere forma giydiği 13 maçta takımın en çok koşan ismi olmuş. Prosinecki geldikten sonra oyunun hücum alanında daha çok görülmeye başlamış. 

Abdullah' da ki bir diğer değişiklik takım ruhuna yaptığı katkı. Zaten aslında uyumlu bir yapısı vardı ancak Prosinecki onu takımın bünyesine tamamen monte etti ve takım içinde aradığı lideri galiba Abdullah olarak ilan etti. Bu durum onun gelişiminde ve üst düzey performansında çok olumlu etkiler yaptı. 

Uzun lafın kısası bizim genç türkücümüz Abdullah Durak bu yıl harika işlere imza atıyor. Prosinecki' nin faal futbol hayatında mevkiidaşı olmasının olumlu yanlarını sahada bizlere yüzümüze vururcasına gösterdi. Hoca geldiğinde Abdullah' a hitaben; " Elbette çok top kaybedeceksin. Sen orta saha oynuyorsun. Kaybettiğin toplar bu mevkiinin gereği. " demiş. Abdullah bunu TV1 de konuk olduğu programda söylemişti. Onun etkisi ile Abdullah sanırım bu yılın en iyi transferi olacak bizim adımıza...

Rekor Adam Messi...

Uzun zamandır blogu boşladık. Bu esnada gittik bir Kayseri turu yaptık, biladeri evlendirdik, arabanın tekerini patlattık vs. vs. Biz bu koşuşturma içindeyken Messi üstad kırmadığı son rekoru da kırıp adını tarihe altın harflerle bir kez daha yazdırmış. Haydi gözümüz aydın. Messi üstad, Gerd Müller amcanın 1 yılda en çok gol atan adam rekorunu ( 85 gol ) rekorunu 88 golle kırdı. Üstelik yıl bitmedi henüz. Aşağıda bu yıl içinde atılan 86 gol var. 




Sonra ki video da ise 86 gol sonrasında atılan ve gol sayısını 88' e çıkartan 2 gol... Haydin iyi seyirler...

2 Aralık 2012 Pazar

Sizin Zihniyetinize .........


Zihniyete bakar mısınız? Kayseri' de Kayserispor - Fenerbahçe maçı var, taraftar bu maça deli gibi hazırlanıyor, pankartlar, bayraklar, flamalar yapılıyor ama maça bir iki saat kala stadyuma Kayserispor taraftarınca pankart sokulmasının yasak olduğu haberi geliyor. 

Zihniyete bakar mısınız? Kayseri' de Kayserispor - Fenerbahçe maçı var, Kayserispor taraftarına konan yasak Fenerbahçe taraftarı için geçerli olmuyor, adamlar kendi tribünlerini gelin kız gibi süslüyorlar. Üstelik bir de umarsızca Kayserispor taraftarlarının bulunduğu tribünlere girmeye çalışıyor ve polis tarafından korunuyorlar. Geçen hafta Sivas Emniyetine sözde tepki koyan bizim yönetim ise hala Fb yöneticilerini ağırlamakla meşgul. Tabii. Dert başka...

Şimdi bu şu demek oluyor. Kayserispor yönetimi taraftara aynen şunu haykırıyor... Biz yalakayız, kıç yalayıcısıyız. Üç beş köpeğin peşinde parandeler atan korkaklar sürüsüyüz. Hiç bir boka yaramıyoruz, haysiyetimizi, şerefimizi, onurumuzu, memleketimizi menfaatlerimiz için SATIYORUZ. Biz bu kadarlık bir yönetim kuruluyuz. Kayserispor kimin umurunda...

Şehri Müdafaa Yürüyüşü

 

Şu sıralarda Kayseri' de Şehri Müdafaa yürüyüşü var. Amaç şehrin takımına sahip çıkılması için dikkat çekmek. Kapalı Kale ve Horanta el ele verip yürüyüşü organize etti. Yürüyüş saat:15.00 itibari ile Sivas Caddesi Alpaslan Parkından başladı. Cumhuriyet Meydanına kadar devam edecek. Fotoğraflar geldikçe yazı güncellenecek.











30 Kasım 2012 Cuma

Pazar Postası


Zorlu fikstürün ilk maçına geçen hafta Sivas deplasmanında çıktık. Bu maçtan kötü oyun ve basit hatalarla boynumuz bükük ayrıldık... Bu hafta evimizde Fenerbahçe' yi ağırlıyoruz. Fenerbahçe' nin son dönemde ki kollektif oyunu ile çok zor bir rakip olduğu kesin. Peki ne yaparsak Fenerbahçe' yi İstanbul' a üzgün yollarız?

Fenerbahçe' nin oyun sisteminde en önemli bölge kanatlar. Gerek bekleri ile, gerek hücumcu kanatları ile oyunu rakip sahaya taşıyıp buradan ileri uçtaki elemanlarının kaliteli ayaklarına topu aktarıyorlar. Onların becerisi ile de çok fazla şaaşalı olmayan ama olumlu sonuçlarla maçları sonlandırıyorlar. Fenerbahçe' nin orta sahasının ortasında yer alan Topal ve Meireles ikilisi klasik ikili ön libero anlayışından farklı olarak ardı ardına diziliyorlar. Topal orta dairenin kendi yarısında, Meireles ise rakip sahada ki yarısında yer alıyor. Meireles' in defansif katkısı kimi zaman Sow veya Kuyt' un katkısından daha az durumda.

Bizim sıkıntımız olan defans göbeğinin zayıflığı Fenerbahçe' de de büyük bir sorun. Son zamanlarda Yobo-Bekir ikilisi kullanılsa ve az gol yeselerde aslında çok başarılı oldukları söylenemez. Her ne kadar Yobo ayağı yere sağlam basan bir stoper olsa da, Bekir' in anlık hataları ve ağırlığı bizim hücumcuları iyice öne çıkarabilir.

Bir kez daha belirteyim ki Kayserispor' un Fenerbahçe' ye karşı en büyük avantajı defans göbeğinin arkasına sarkıtabileceği adamlara sahip olması ve defans arkasına top atacak Cleyton' un varlığı. Ama bu iş sadece Bobo ile olacak bir iş değil. Bunun için iki hızlı kanat oyuncusu düşünülebilir. Aklıma gelen iki isim ise Mouche ve Ömer. Steinsson' un oynamayacağını düşünürsek eğer; Abdullah' ı sağ beke çekip orta sahaya Salih ve Riveros ikilisini koyabilir, Salih' in sert ve mücadeleci oyunu ile Meireles - Topal ikilisini bozabiliriz. Ömer - Malik ve Mouche - Abdullah birleşkeleri zayıf olduğumuz kanatları takviye edecek seviyede olur sanırım. Malik' in ağırlığını Ömer' in hızı, Mouche' nin olmayan defansif anlayışını Abdullah' ın azmi ve mücadelesi ile tadil edebiliriz.

İlerde Bekir ve Yobo' ya yapılacak baskı da bize top kazandırabilir. Cleyton ve Bobo' ya burada büyük iş düşüyor. Cleyton' un son 4 haftada ki istekli oyunu devam ederse bu maçta da etkili olacağını düşünüyorum. Bobo' nun da üzerinde ki tutukluğu atıp, takıma yapacağı katkının sadece gol atmak olmayacağını anlaması lazım. Onun önde koyacağı baskı çok önemli olacak.

Sow' un varlığı bizim için çok büyük tehlike. Tuhaf goller atmakta üstüne yok. Eee bizim de tuhaf goller yemek gibi bir özelliğimiz var. O yüzden bu hafta defans hattına büyük iş düşüyor. Kanatlardan gelecek ataklar bize büyük sıkıntı doğuracaktır ama bu demek değil ki Cristian ya da oynama durumuna göre Sezer' in orta alandan getireceği toplar sıkıntı doğurmasın.
Özetle dostlar; Fenerbahçe' yi yenebilmek için her rakibe aynı sistem anlayışından vazgeçip, rakibe göre sistem seçme tercihinden yanayım. Orta sahayı sağlam tutup, Fenerbahçe' nin kanat organizasyonlarını engellersek biz bu maçtan alnımızın akı ile çıkarız. Derdimiz akıl vermek değil ama " böyle yaparsak, şöyle olur " demekten de kendimizi alamıyoruz. Talihimiz açık olsun...

Gaz(Prom) Bombası


Dün öğleden sonra Sabah Gazetesinin Kayseri'li spor yazarı Fatih Doğan'ın attığı bir twit ile irkildim. Antalyaspor başkanı Hasan Akıncıoğlu'nun Rus devi Gazprom ile sponsorluk konusunda görüştüğünü ve anlaşmanın yakın olduğunu yazmış. Dedim ya, irkildim ve sendeledim. Kurumsallaşma yolunda örnek adımlar atan diğer kulüplerin haberlerini aldığımda da benzeri şeyler yaşamıştım.

Biz ise hala göğüs reklamı alamadığımız için şehrin ileri gelenlerine sallayıp duruyoruz. Bir yönden tabii ki haklıyız da, neden sadece Kayseri'ye bağımlı kalıyoruz onu merak ediyorum. Acilen Kulüp Genel Menajerimizin bu duruma bir çare bulması gerekiyor. Çarenin adı sponsor. Kayseri ile sınırlı kalmadan, kulübün ve şehrin potansiyelini milletin gözüne sokarak bir çözüm bulması şart oğlu şart.

Ne yapar, nasıl yapar bilmiyorum ama bir şekilde " sadece iyi futbolcu pazarlayın bir genel menajer olmadığını " bize, dosta ve düşmana göstermesi lazım.

Ha o beceremiyorsa eğer, sayın Başkanın bir şekilde devreye girmesi gerekiyor. Çünkü bu kulüp bir şekilde bu şehre bağlı kalmadan da bir şeyleri başarmalı... Ve buna sebep olacak birileri taşın altına elini, ayağını yada ne bileyim kafasını sokmalı...

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bobo 100 ler Kulübünde.


Dün Sivasspor maçında ilk golümüzü atan Bobo Türkiye'de 100. golünü attı ve 100 ler kulübüne girdi. Bu sezon oynadığı maçlarda ise 8. golü atmış oldu. Her ne kadar hantallığından dem vursak, oyuna pek katkısı olmadığını söylesekte şu görüntüsü ile ligde baya gol atacağa benziyor. Bizde başarılarının devamını dileyelim... İnşAllah gol attığı kadar takıma daha fazla katkı sağlayacak işler yapacak duruma gelir...

25 Kasım 2012 Pazar

Haydi Konuşalım!


Üç haftalık sağlam bir periyot ve arkasından denk sayılacak bir takımla oynanan lig maçı sonrasında yaşanan hezimet. Açıklaması zor ama imkansız değil.

Rakibin sahaya dizilişini gördüğüm anda kurduğum cümle "İbre Sivasspor'dan yana" oldu. Çünkü sert bir orta saha ( Kadir ile Adem Koçak ) ve önlerinde sağlam, Süper Lig üstü denilebilecek bir hücum hattı ile çıkmışlardı. Bizde ise orta sahayı derleyip toparlayan iki isimden biri olan Riveros sahada yoktu. Okay ve Abdullah çok yumuşak kaldı rakip hücumculara göre.

Bu yumuşaklığa Engin'in yaptığı pozisyon hataları ve Malik Fathi'yi kendi kanadında yalnız bırakması eklenince Sivasspor bizim sol kanadı otobana çevirdi. İlk golde dilediğiniz kadar Ertuğrul'a kızabilirsiniz ama orada 10 kaleciden dokuzu kaleye gelecek şutu beklemez. Uzandı, yetişti ama çelemedi. O pozisyonda asıl kızılacak kişi Grosicki ile elim sende oynarcasına yan yana koşan ve yapması gereken defansif yardımı es geçen Engin Bekdemir'dir.

Biz bugün maçı orta saha üstünlüğünü kaybettiğimiz için verdik. Gel gelelim Sivasspor'un hakeden bir oyun oynadığını söylemeden geçmeyelim.

Bugün görüldü ki düşünülmesi gereken başka konularda var. Hiç yoktan yere gönderilmeye çalışılan isimler. Navarro geçen sene bizi ligde tutan kurtarışlar yapan kaleciydi. Ne oldu da gözden düştü? Yediği hatalı goller yüzünden düşüncesi ile hareket ediyorsak Ertuğrul 10. Haftayı görmemeliydi. Zira Navarro geçen yıl aynı dönemlerde bizim kazandığımız puanların bir çoğuna katkı sağlamıştı. Şu anda Ertuğrul'un böyle bir katkısından söz etmek pek mümkün görünmüyor. Keza aynı şeklide Cangele. Kadroya alınmayan o adam hem tribünleri, hem takım arkadaşlarını heyecanlandıracak bir kaç isimden biri. Bugün Mouche sahaya girdikten sonra ne yaptı? Yürüdü, mücadele etmedi, basmadı. Neden? Çünkü yeni sakatlıktan çıkmış, formsuz, maç eksiği var? Ona hiç kimse "ne yapıyor bu adam?" Demedi. Cangele Mouche'nin yaşadığı sakatlığı sakatlıktan saymayacak şeyler yaşadı, oynadığı süreçte elinden geleni yaptı ama şu anda kadroda yok. Biraz mantık. Dediğim dedik, çaldığım düdük demenin anlamı yok.

Tarihin en iyi kadrosunu kurduğunu iddia edenler, ellerinde kullanmadıkları cevherlerin farkına varsın. Bu cevherin adı Navarro olur, Cangele olur, Ahmet olur ya da Mehmet. Hiç farketmez. Gözünüzün önüne bakın. Bir şeyleri kaybetmek adına çırpınıyorsunuz farkına varın.

Sahada canla başla mücadele eden kardeşim Abdullah Durak için ne söylesek az. Bu takımı ne kadar benimsediğini bir kez daha dosta düşmana gösterdi. Kocaman yüreğine sağlık... Abdullah kadar olmasa da takımın ayakta kalan bir diğer ismi ise Cleyton'du. O da bariz yükselişte olan bir diğer isim.

Son bir ekleme. Türkiye de Kayserispor taraftarı dışında hiç bir taraftar maç oynanırken saha dışına çıkartılmıyor, çıkartılamıyor. Şu durmadan taraftara sallayanlar arada sırada taraftarlarına arka çıksa da bu rezil görüntülere izin vermese iyi olacak. En azından varlıklarından haberimiz olur. Kötü de olmaz sanırım...

23 Kasım 2012 Cuma

Futbol Ekranı 23-24-25-26 Kasım


23 Kasım Cuma
19:00 Köln - Bochum @FOG
20:00 Beşiktaş - Akhisar Belediyespor @Lig Tv
20:00 Mersin İdman Yurdu -n Karabükspor @Lig Tv 2
21:30 Fortuna Düsseldorf - Hamburg @TRT Haber

24 Kasım Cumartesi
14:00 Kartalspor - Kayseri Erciyesspor @TRT 1
14:45 Sunderland - West Bromwich Albion @Lig Tv 3
16:00 Kasımpaşa - Orduspor @Lig Tv
16:30 Bayern Münih - Hannover 96 @TRT Haber
16:30 Mainz - Borussia Dortmund @TRT HD
17:00 Manchester United - QPR @Lig Tv 3
19:00 Bucaspor - Göztepe @TRT Spor
19:00 Elazığspor - Galatasaray @Lig Tv
19:00 Bursaspor - MP Antalyaspor @Lig Tv
19:30 Aston Villa - Arsenal @Lig Tv 3
21:00 Malaga - Valencia @NTV Spor
23:00 Real Betis - Real Madrid @NTV Spor

25 Kasım Pazar
11:30 Spartak Moskova - Dinamo Moskova @Lig Tv 2
14:00 Manisaspor - Çaykur Rizespor @TRT Spor
15:30 Swansea - Liverpool @Lig Tv 2
16:00 Torino - Fiorentina @TRT Spor
16:00 Gaziantepspor - İstanbul BŞB @Lig Tv
16:30 Freiburg - Stuttgart @TRT Haber
18:00 Chelsea - Manchester City @Lig Tv 3
18:30 Hoffenheim - Bayer Leverkusen @TRT Haber
19:00 Adanaspor - Konyaspor @TRT Spor
19:00 Fenerbahçe - Gençlerbirliği @Lig Tv
19:00 Sivasspor - Kayserispor @Lig Tv 2
20:00 Atletico Madrid - Sevilla @NTV Spor
21:00 Ponte Preta - Sao Paulo @Lig Tv 3
22:00 Levante - Barcelona @NTV Spor


26 Kasım Pazartesi
18:00 Zenit  - CSKA Moskova @Lig Tv 2
20:00 Trabzonspor - Eskişehirspor @Lig Tv
20:00 Karşıyaka - Denizlispor @TRT Spor 

Kaynak: Tribundergi

20 Kasım 2012 Salı

Kazma mı, Maestro mu?

Valla biz karar veremedik. Bir günü diğerini tutmuyor. Bir gün inanılmaz işler yapıyor, ertesi gün ayakta durmaya mecali yok. Anladınız sanırım. Evet evet, Cleyton' dan bahsediyorum. Tam adıyla Cleyton Alexandre Henrique Silva' dan. Eleman bu hafta herkesin dilinde, biz de es geçmeyelim. Gaziantepspor maçında attığı bir pas var ki Xavi, İniesta tarzında... Querasma' nın trivelalarına benziyor. Fantastik bir pas... Abdullah biraz daha şanslı olsaydı haftanın belki de yılın en güzel gollerinden biri olacaktı. İşte o fantastik pas;



U-20 Dünya Kupası Açılış Maçı


Unutuyorum ne zamandır. Aklıma gelmişken not düşelim blogada... 

Malum Türkiye bu sene çok çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapacak. U-20 Dünya Kupası Türkiye' nin organizatörlüğünde 6 farklı şehirde düzenlenecek. Bu şehirlerden biriside Kayseri. Kayseri' ye 3 grup, 1 de Çeyrek Final maçı verildi. Maç Takvimi Burada.

Ve en önemlisi bu önemli organizasyonun açılış maçı Kayseri' de yapılacak. Yılın en uzun günü olan 21 Haziran 2012 tarihinde. Turnuvanın kura çekimleri 25 Mart 2013 te yapılacak ve ilk maç o zaman belli olacak. Biz de tribünde ki yerimizi almaya gayret edeceğiz artık. 

18 Kasım 2012 Pazar

Nazar Boncuğu


Cangele' ye destek için açılan pankartla başlıyoruz söze. 10' un ne kadar sevildiğini bir kez daha ve gayet net bir şekilde gösterdik sanırım ilgili kişilere. Bu kişilerin içinde Cangele' de olmalı. Ne kadar sevildiğini biraz olsun anlasın ve o da üzerine düşen neyse yapsın istendi. Ama asıl anlaması gerekenler Cangele gibi bir değeri olmadık yere, saçma sapan iddialarla yıldırmaya çalışanlardı. Ve bunun başarıldığını düşünüyorum. 

Gelelim maça. İlk 45 dakika sezonun en iyi futbolunu oyna, 9 defansif futbolcu ile futbol oynamaya değil de, futbol oynatmamaya gelen Hikmet Karaman' ın takımına karşı 5 tanesini kaçırmak üzere 6 yüzde yüz gol pozisyonuna gir, olmadık bir dakika da, olmadık bir şekilde golü ye ve bir puana razı ol. Sinirlenmez de ne yaparsın soruyorum?

Hocanın değişiklik kararını tartışırız belki. Şöyle ki Riveros-Engin değişikliğinin hiç yeri ve zamanı değildi sanki. Ama Riveros' un sakatlandığı bir pozisyon var ki bence o anda oyuna devam etmemeliydi. Bu nedenle Prosinecki' nin kararına saygı duymaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Hoş tribünde olan bazı arkadaşlar değişiklik işareti geldiğinde Riveros' un "ben iyiyim, çıkarmayın" diye el işareti yaptığını söylediler ama olsun. Haftaya zorlu bir deplasmana gidiyoruz. Riveros' un riske edilmemesi bence doğruydu. 

Ha yerine giren Engin kardeşimin yaptıklarından çok yapamadıklarını konuştuk maç boyunca. Okay o anda girse, Engin' i son dakikalara saklasak daha mı iyi olurdu diye düşünmedim dersem yalan söylemiş olurum. Ama hocanın kararına da Riveros' un sağlığı açısından çok kızmadım...

Maç boyunca defansif anlamda 0 hata ile oynadığımızı özellikle belirtelim. 3 haftada toplam verdiğimiz pozisyon iki buçuk ve yediğimiz gol sadece bir. O da son dakikada, içinde faul kokan ve Okay' ın yavaş kalmasından kaynaklanan bir sebepten yenildi.

Maçın adamı yine Abdullah Durak' tı. Harika bir oyun oynadı yine bugün. Yediğimiz gol anını yeniden izlerseniz ne kadar hırslı ve kazanma arzusuyla dolu olduğunu bir kez daha görürsünüz. Yine takımın iyilerinden biri kaptan Eren Güngör' dü. "0" hata ile oynadı, yediğimiz golde kendisine faul yapılmasa ( ben faul yapıldığı görüşündeyim, burası benim şahsi kanaatim ) topa müdahale edip uzaklaştırabilecek pozisyondaydı. 

Engin geçen hafta ki kötü görüntüsünün üzerine ekleyip çıkmış bu hafta maça. Basit oynamama gibi çok ama çok kötü bir huyu var. Kendine de, takıma da yazık edecek böyle devam ederse. Bulduğu şansları takımın yararına kullanırsa eminim çok çok daha faydalı olur. Okay inanılmaz bir durgunluk ile girdi oyuna. Resmen el freni görevini üstlendi oyuna dahlinden sonra. Golde de yaşına yakışmayacak kadar ağır kaldı ve 30 cm önünde ki Medunjanin' in o şutu çıkarmasına engel olamadı. Cleyton yine müthiş iki pas ile oyunun kaderini değiştirecek hareketler yaptı, üstelik 90 dakika boyunca yine ayakta kaldı. 

Steinsson ve Riveros' a bir parantez açalım. İki tane inanılmaz profesyonel, iki tane inanılmaz iş sadakati olan futbolcu. Tabir-i caizse Cesur Yürek her ikisde. Gözlerinden yaş getirecek derecede sakatlık yaşarlarken "ben oynayacağım" diyerek bu kalitelerini ve adamlıklarını bir kez daha gösterdiler. Onlar çıktıktan sonra ki hataları sanırım hepimiz gördük. Mevla ağır sakatlıklardan korusun İnşAllah...

17 Kasım 2012 Cumartesi

Futbol Ekranı: 16-17-18-19 Kasım




16 Kasım Cuma
20:00 Galatasaray - KDÇ Karabükspor (Ligtv)


17 Kasım Cumartesi
14:00 İstanbul BB - SB Elazığspor (Ligtv)
14:00 TKİ Tavşanlı Linyitspor - Bucaspor (TRT 1)
14:45 Arsenal - Tottenham (Ligtv 3)
16:00 Göztepe - MKE Ankaragücü (TRT Web)
16:30 Borussia Dortmund - Greuther Fürth (TRT Haber)
17:00 WBA - Chelsea (Ligtv 3)
19:00 Adana Demirspor - 1461 Trabzon (TRT Spor)
19:00 Gençlerbirliği - Sivasspor (Ligtv 2)
19:00 Eskişehirspor - Fenerbahçe (Ligtv)
19:30 Bayer Leverkusen - Schalke 04 (TRT Haber)
19:30 Norwich City - Manchester United (Ligtv 3)
21:00 Barcelona - Real Zaragoza (NTV Spor)
23:00 Real Madrid - Athletic Bilbao (NTV Spor)


18 Kasım Pazar
14:00 Boluspor - Manisaspor (TRT Spor)
14:00 Denizlispor - Adanaspor (TRT Web)
14:00 Gaziantep BŞB - Kartalspor (TRT Web)
16:00 Fiorentina - Atalanta (TRT Spor)
16:00 Kayserispor - Gaziantepspor (Ligtv)
16:00 Akhisar Bld - Kasımpaşa (Ligtv 2)
16:00 Samsunspor - Şanlıurfaspor (TRT Web)
16:30 Werder Bremen - Fortuna Düsseldorf (TRT Haber)
18:00 Fulham - Sunderland (Ligtv 3)
18:30 Hoffenheim - Wolfsburg (TRT Haber)
19:00 Çaykur Rizespor - Karşıyaka (TRT Spor)
19:00 MP Antalyaspor - Beşiktaş (Ligtv)
19:00 Bursaspor - Mersin İdman Yurdu (Ligtv 2)
20:45 Granada - Atletico Madrid (NTV Spor)


19 Kasım Pazartesi
15:30 West Ham United - Stoke City (Ligtv 3)
20:00 Orduspor - Trabzonspor (Ligtv)
20:00 Torku Konyaspor - Kayseri Erciyesspor (TRT Spor)

Kaynak: Tribün Dergi



Geçmiş Gün Olur ki

Gittik, Avrupa' da bir çok kulübümüzden daha başarılı olduk. Unutulmaz maçlar izledik o zamanlar. Şimdi mumla aradığımız günlerdi o günler. İşte o zamanlar izlediğimiz golleri koyacağım ara sıra buraya. Hoş her istediğinizde Youtube vs. gibi video paylaşım sitelerinde izleyebilirisiniz de, ama ve işte blogda bir arşivimiz olsun istedik. Öylesine yani... Eski günler yad edilsin dedik.

Mehmet Topuz' un İntertoto Kupasında Sopron ile oynadığımız maçta attığı 3. gol ile başlayalım "Geçmiş Gün Olur ki." arşivine.


15 Kasım 2012 Perşembe

Sorular, Sorular, Sorular...


Renkdaşım Onur Efe' nin kendi blogunda gündeme getirdiği bazı sorular var. Bizimde kafamızı meşgul ediyor bu sorular. Dolayısıyla da gerekli kişilere sormamız icap ediyor. 

Cangele ile ilgili 2-3 gün önce Kayseri Anadolu Haber gazetesinde " parası geciktiği için kulübü TFF ve FİFA' ya şikayet edeceği şeklinde " tehditler savurduğuna dair bir haber yapıldı. Bu tarz herhangi bir haberi yalanlamak için dakika beklemeyen kulübümüz Cangele haberine hiç ses çıkarmadı. Üstelik haberin içinde geçen bir cümle de haberin ne amaçla ve kimler tarafından yap(tır)ıldığını bize anlatır cinstendi. Der ki haberin o kısmında; " Gitmesi kayıp değil, tam tersine milyonların kasada kalması anlamına geliyor. " Hadi ya... Bak sen Kayseri Anadolu Haber Spor Servisine. Yorum yapıyorlar : )

Şimdi Cangele' nin yattığı (!) yerden para kazandığını iddia edenlere ve bu iddiaya karşılık sessiz kalanlara soruyoruz.


- Sakat olduğu dönemde Cangele’nin ücretini takımımız mı; yoksa sigorta mı karşıladı?
- Cangele takımımızı UEFA’ya şikayet etti mi ya da etmekle kulübü tehdit etti mi? Eğer bu iddia gerçekse neden bir yaptırım uygulanmadı? ( Forma garantisi istediği iddia edilen Furkan ile yollar ayrıldı, Şota' ya tepki gösteren Biseswar kadro dışı bırakıldı vs. Kulübü tehdit eden futbolcu neden hala takımla birlikte idman yapıp, kadroya alınıyor? )
- Cangele’nin parasal konularda takımımız ile sorunu olduğu doğru mu? Doğruysa günü gününe ödendiği her fırsatta dile getirilen futbolcu maaşlarını, bu dönemde ödemekte neden sıkıntı yaşıyoruz?
- Bu kadar dillenen ve tartışılan konular hakkında Kayserispor yönetimi neden açıklama yapmadı, neden hala sessiz kalmayı tercih ediyor?

Eğer bir cevap varsa yukarıdaki sorulara cevap verilsin, kimsenin kafasında bulanıklık kalmasın. Zira bu konuda yönetim 3 maymunu oynayarak pek bir şey kazanmaz. Taraftarın kendilerine karşı artan itimatsızlığından başka...

14 Kasım 2012 Çarşamba

Karaborsaya Çanak Tutuyorsunuz.



Bilet fiyatlarını yine düşürdüler. Hangi akla hizmet ediyorsunuz, neye göre bilet fiyatı belirliyorsunuz anlam veremiyor(uz)um. Her sezon başlamadan önce kombine satamıyoruz diye on gözden ağlayan Kayserispor yönetimi yine bir tutarsızlık örneği göstermiş ve bilet fiyatlarını indirmiş. Bilet fiyatları; Kuzey Üst 5 TL, Kuzey Alt 2.5 TL, Güney Üst 2.5 TL, Güney Alt 2.5 TL, Doğu 10 TL, Batı 10 TL, Batı Balkon 25 TL, Vip 35 TL, Misafir 5 TL olarak belirlenmiş...

Diyelim ki buna da eyvallah. TicketTurk internet sitesinden bilet almaya çalışan ben bir çok bloğun biletlerinin TÜKENDİĞİNİ (!) gördüm. Çok mutlu oldum ki sonradan aklıma geldi. Bu biletler 2 hafta öncede satılmış görünüyordu ama tribünler boştu. Sonradan öğrendik ki biletlerin büyük kısmı okullara dağıtılmış, okullarda okuyan öğrencilerde maç öncesinde biletleri stad dışında satmaya çalışmışlar. Hatta saatlerce emek harcayıp pankart hazırlayan bizim Horanta son dakika da içeri girebilmiş.

Doğu Alt' ın kombine haline dönüştürülüp Organize Sanayii eşrafına bir şekilde satılması, fabrikalarda dağıtılan bu kombinelerin fabrika işçilerince çeşitli forumlarda veya ortamlarda satılığa çıkarıldığı herkesin malumu. Allah aşkına Kayserispor Yönetimi. Ne demeye karaborsaya çanak tutuyorsunuz, ondan sonra ne demeye on gözden " taraftar gelmiyor " diye ağlıyorsunuz. Bir tutarlılık örneği gösterseniz de bizde desek ki " teşekkürler sayın yönetim, değerli başkan. " Ama bunu bize hiç yaşatmıyorsunuz. Şimdi soruyorum NEDEN?

FIFA Puskas Yılın Golü Ödülü: Olivia Jimenez

Oyumu bu ablaya büyük bir gurur ile veriyorum. Kesinlikle ( bence tabii ) yılın en güzel golü. Hem düşünce çok güzel, hem vuruş tekniği. Bence Puskas Yılın Golü ödülünü bu hanım abla fazlasıyla hakediyor. Sizce?

Ödül için aday gösterilen goller bu adreste. Bakıp yorumlarsınız belki... 

Tarih 22 Ağustos 2012. Meksika - İsviçre FİFA U-20 Kadınlar Dünya Futbol Şampiyonası maçı. Olivia Jimenez 90. dakikada resmen ve itinayla örümcek ağlarını temizliyor İsviçre kalesinin.

13 Kasım 2012 Salı

Antrenman Programı


Resmi sitede nadiren ve uzun aralıklarla da olsa değişiklikler oluyor. En son değişiklik ise Haftalık Antrenman Programının resmi siteden yayınlanması. Üstelik 3 farklı dilde hazırlanmış. Yakında resmi sitenin İspanyolca versiyonunu görürsek kimse şaşırmasın.

İdman izlemeye giden bizler bu uygulamadan gayet memnun kaldık. Zira her idman öncesinde muhatap olduğumuz ve antrenman saatlerini yanlış bildiren abladan kurtuluyoruz bu sayede :) Uygulamayı düşünen ve hayata geçiren her kimse Allah Razı Olsun...

12 Kasım 2012 Pazartesi

Maça Dair.


Şimdi gelelim Elazığ maçına. Kapalı Kale' ye teşekkürle başlıyorum cümleye... 1000 Km yol yaptılar, sicim gibi yağan yağmurun altında son dakikaya kadar takımı desteklediler, hatta bir ara Elazığ' ı Kayseri' ye çevirdiler... Helal olsun, yüreklerine, nefeslerine sağlık.

Karabükspor ve Elazığspor' un futbolu normal şartlarda üst sıralardaki takımların seviyesinde değildi. Ama bir gerçek var ki futbol her zaman futboldur ve sürprizlere gebedir. Elazığspor Yılmaz Hoca' dan sonra belirli bir ivme kazanmış ve en son geçen hafta Gençlerbirliği' ni Ankara' da yenerek çok önemli 3 puana ulaşmışlardı. Üstelik geriden gelip kazanmayı başarmışlardı. Bu hafta da bize karşı hızlı başladılar maça ve daha 5. dakika da Ertuğrul net bir golü önledi. Sonrasında Kayserispor kendine geldi. Oyunumuzu rakibe kabul ettirmeye ve ilerde top yapmaya başladık. Aslında topun hakimiyeti Elazığspor' da göründü ama doğru ve yerinde pasları yapan Kayserispor' du. Bu hafta da pas ortalamamızı %87' nin üzerine çıkardık. Üstelik bu paslar hiç yan pas şeklinde yapılmadı.

Çok pozisyon harcadık. Özellikle Bobo' nun beceriksizlikleri hepimize saç baş yoldurdu, Engin' in basit düşünemeyişi bizi en az iki pozisyondan etti. Ama takım oyun disiplininden hiç kopmadı. İkinci yarı kurduğumuz baskı meyvesini verdi ve Sefa çok güzel bir gole imzasını attı. Golün başlangıcında Cleyton' un akıllı pası, Abdullah' ın hızlı düşünmesi ve Sefa' nın güzel şutu golü getirdi. Sonrasında baskı arttı. Bobo' nun ortaya çevirdiği top tam öldü derken Abdullah öyle bir depar attı ki o pozisyon ya gol olurdu, ya penaltı. Nitekim öyle oldu. Penaltı kazanıldı ve o kadar pozisyon harcayan Bobo golü yaptı. Sonrasında yine Cleyton çıktı sahneye. Çok güzel bir asistle Bobo' yu pozisyona soktu ve nihayetinde gol geldi. 4. gol ise haftanın en güzel gollerinden biri olmaya aday. Cleyton' un 2.03 lük İvesa' ya aşırtma vuruşu izlenmeye değerdi.

Dün oynanan maçta takımın göze batan en önemli artısı kesinlikle oyun içerisinde geriye yaslanmayışıydı. Öyle ki 1-0 dan sonra yaklaşık 5 dakika boyunca orta saha da pas yaparak oyunu soğutmayı başardık. Eski dönemde bunu böyle yapmıyor, gol atarsak üzerine yatmaya çalışıyorduk. Hanemize yazılan ilk artı bu. İkincisi ise 2 haftada 7 gol attık, hiç gol yemedik üstelik sadece 1.5 pozisyon verdik. Evet rakiplerimiz hücum olarak etkili değildi ama şu bir gerçek ki bizde defansif anlamda iyi değildik. İki haftadır takım savunması yapmayı öğrendik. Bu da bize artı değer olarak geri döndü.

Zorlu bir fikstür başlıyor. Önce Gaziantepspor geliyor, sonra Sivasspor deplasmanındayız ve sonrasında Fenerbahçe ile oynayacağız. 3 maçta alınacak en az 5 puan takımın devre arasına kadar biraz rahat nefes almasına neden olacaktır. Dilerim bu oyun anlayışından ve formundan bir şey kaybetmeden daha iyi bir Kayserispor izleriz...