21 Aralık 2012 Cuma

Olmayınca Olmuyor...


Herşeyden önce hoca rakibi iyi teşhis etmiş. Ayağa paslarla ve yerden oynayarak ilk 40 dakika Bjk'nin gardını düşürdük. Özellikle defanstan çıkarken basit oynamak bu etkiyi yaptı. Ön alanda baskıdan ziyade orta sahada rakibi karşılayıp, kendi aralarında pas yapmalarını engelleyecek tedbirler aldık. İşe de yaradı. Bjk ilk 40 dakikada Olcay' ın şutu dışında pozisyona giremedi. Biz ise 1 ofsayt diye verilmeyen gol ve 2 çok net pozisyonla bitirdik o 40 dakikayı. Ama sonra. Sonra makus talih mi dersiniz, beceriksizlik mi bilinmez Nurettin' in uyuduğu pozisyonda Holosko her zaman ki gibi Ertuğrul' u avladı. Kalan 4 dakika kabus oldu ve çok geçmeden kalemizi bulan 2. şutta gol oldu.

İkinci yarıya ilk yarının umudu ile başladık ama bu sefer de 3. kaleyi bulan şut gol oldu. Her ne kadar pozisyonun başlangıcında karı kılıklı hakem Halis' in ve yardımcı hakemin ve 4. hakemin gö*züne soka soka Veli Kavlak el ile oynamış olsa da kaleye gelen o top 3. gol oldu. Golden sonra biraz toparlanıp oyunu Bjk yarı sahasına indirdik. Cleyton maç boyunca oyunda görünmeyen Mouche' ye zorla golü attırdı. Sonrasında yine pozisyonlar kaçtı. Olmayınca olmadı yani.

Maç içerisinde göze en çok batan adam kesinlikle Zurab oldu Kayserispor adına. Belki de Kayserispor' a geldiği günden beri en iyi futbolunu oynadı. 90 dakika boyunca maçı izleyip Zurab' ın hareketlerinden oluşan bir eğitim CD' si hazırlamak ve stoper oynamayı düşünen gençlere sabah, öğle ve de akşam 3 doz izletmek lazım. Kademeye nasıl girilir, top nasıl karşılanır, oyun geriden nasıl kurulur, nerede nasıl ve ne zaman faul yapılır bugün defakez örneklendirdi adam. Kelinden öpüyorum Zurab.


Cleyton ise son haftaların kesinlikle en iyilerinden biriydi. Bugün yine çok diri, istekli ve mücadeleci bir oyun oynadı. Golde ki ara pası Zizouvari olmasa da kesinlikle Hagi tadındaydı. Onun bu sıçramasından inanılmaz bir hazzalıyor ve mutlu oluyorum bu aralar. Çünkü bu övgüyü oynadığı oyunla da hakediyor. 


Nurettin kendisine verilen bu fırsatı bırakın değerlendirmeyi, içine etti, eline eldiven takmadan sıvadı, sıvadı ve de sıvadı. Resmen binanın sıvasını kendi b*ku ile yaptı. Eren ve Salih vasatın üzerine çıkamadı. Pablo oyunda mıydı diye sormak istiyorum ama gol attı diyeceksiniz o yüzden susuyorum. Zaten ben ne zaman Pablo' ya laf söylesem adam golle dönüyor. Sefa yine günündeydi. Çok net pozisyonlar harcadı. Eksikliğini yine hissettirmedi saolsun. Bobo eski takımına karşı attığı ama sayılmayan gol dışında yoktu. Sahada gezindi, özlediği İnönü havasından bol bol soludu. Bu ona sanırım uzun bir süre yeter...

Abdullah' a 1 haftalık ara yaramamış demek istemiyorum ama bugün eski günlerini arattı. Kötü değildi belki ama Abdullah' da değildi hani. Rivo için konuşmuyorum. Hepiniz biliyorsunuz. Değişen bişey yok. Bıraktığımız ve beklediğimiz gibi. 

Ertuğrul' un ilk yarı performansına kesinlikle başlı başına bir yazı yazılmalı. Bir çok arkadaş gibi umutlar besledim ona karşı. Hatta bunu da çıktım ulu orta söyledim. Ama Ertuğrul Samsunspor' da yaptıklarının tam aksine hala Kayserispor' da tek bir maç çevirmiş değil. O varken kadroya giremeyen Navarro ise devre arasında gönderilmeyi bekliyor. Çok yazık. Bu takımda yenen golleri göre göre hala Navarro' yu gönderme planı yapanlar var ise Allah' ından bulsun.

Eklemeden geçmeyelim. Hocanın oyuna müdahale konusunda ne düşündüğünü merak ediyorum. Yani Mouche' ye bu kadar tahammül etmesine, Sefa' yı o kadar süre oyunda tutmasına ve hatta Abdullah' ın vasat altında ki görüntüsüne niye bu kadar sabretti acaba? Kızdım, çok kızdım. Ama küfredecek kadar değil. Çünkü hoca gerçekten takıma sınıf atlattı. Şanssızlıklar, beceriksizlikler ve bireysel hatalar oynadığımız iyi oyunu gölgede bırakmasın. İzin vermeyelim buna. İkinci devre öncesi hazırlık döneminde takımın toparlanacağını, hocanın takviyeleri ile daha yukarılara tırmanacağımızı düşünüyorum.