16 Ekim 2012 Salı

Balık Baştan Koktu...

Ne oldu şimdi? Nasıl gidiyoruz Brezilya' ya? Pardon, gidebiliyor muyuz Brezilya' ya? Ne demişti AMK Alex' in ardından? " Güle Güle Alex. Biz gelemiyoruz... " 


Balık baştan koktu aga... Bu dakikadan sonra derin dondurucu da, buzdolabı da etki etmez... Geçmiş olsun... Yeniden yapılanma şart(!) 

Ne İyi Ettin de Doğdun Be Adam...


Her şeyiyle tam bir profesyonel. Forma giydiği her saniyede kazandığı parayı sonuna kadar haketmeye çalışan ve hakeden örnek profesyonel. Cristian Nunez Riveros. Adamın dibi :) 

Ne iyi ettin de doğdun be adam, ne iyi ettin de Kayserispor' lu oldun. Nice uzun ve başarılı yıllara. 

Dedik ya. Forması için kanını akıtan futbolcu candır... Hatta sen biraz daha fazlasın...

Messi ve 8 Yıl


İstatistik nedir sorusunun cevabını Messi veriyor. Fotoğrafı gündeme getiren dostum Totti Blog' a selam olsun...

Yakında Bana da Sarar mısınz?


Erciyesspor taraftar sitesi olan Erciyessporum.com  bugün bir haber yapmış. Haber de burada. Aslına bakarsanız başlığı okuyunca ne tarz bir şey yazdıklarını az çok tahmin ettim. Ama gel gör ki yazının içeriğini gördükten sonra kimin provakatör olduğunu net bir şekilde anladım. 

Kendi akıllarınca bir dünya neden saymışlar. Kapalı Kale' nin Kayserispor formalı stada girişinden tutun da, Mersin ve Sivas takımlarına laf söylemelerine, taraftardan göya ayrı oturmalarına kadar. Kendilerine göre haklıdırlar da şimdi ben o arkadaşlara soruyorum. Kayserispor' un maçlarına gelen Erciyesspor formalı kardeşlerime bende mi çıkışayım. Gelmeyin mi diyeyim? 

Sivas ve Mersin' e laf atılmış, kendi ligleri ile alakaları yokmuş. Mersin' in Süper Lig' e çıktığı sezon evinde yendiğimizde ben o tribündeydim. Yemediğimiz hakaret küfür kalmamıştı. O zaman bir çok Erciyesspor' lu feryat figan ediyorlardı. Şimdi ne oldu da Mersin' i savunasınız tuttu? Sivas taraftarları sırf Kayserispor taraftarı ile kötü diye can ciğer kuzu sarması olmuşsunuz. Aynı Sivasspor' lular tribünlerinde " Komşu Kızı, Hanımın Çiftliği, GAYseri " pankartları açarken dip not düşmüyorlar "Erciyesspor taraftarlarını ayrı tutuyoruz" diye. Size de yapıyorlar aynısını. 

Ha elbette yapılan tezahürata karşıyım. Bunu geçen hafta Mersin deplasmanına gelen Kapalı Kale' lilere de ilk ağızdan söyledim. İşimiz rakip taraftar ile uğraşmak değil, takıma destek olmak ama kimse kusura bakmasın. Orası tribün. Bazı şeylerin ayarı kaçıyor ve engel olamıyorsun. Tribünü yaşayanlar bunu az da olsa bilir...

Neymiş, Kapalı Kale ayrı durmuşlarmış? Hayırdır? Doğu Alt komple Erciyesspor taraftarına ayırt edilmedi mi? Oradaydılar işte. Nerede olacaklardı? Kendilerine Fahri Yönetim Kurulu üyeliği verilenlerle aynı sırada mı oturacaklardı? Evet yanlışları yok değil ama Provakatör demek, saçma sapan ithamlarla insanları suçlamak abesle iştigal.

Erciyesspor tribünlerinde bir güruh yemeyip içmeyip Kayserispor' a ve onun yönetimine aleyhte tezahürat yaparken de onları eleştirseydiniz ya... Onların o an oynanan maç ile alakası olmadığını söyleseydiniz ya. O zaman niye ve neden susuyorsunuz? Geçin bu işleri. Çuvaldızı kendinize batırmakla başlayın. İğneye de elbet zaman gelir.

Bir de o yazıyı kaleme alan arkadaşa sormak istiyorum? Hangi gün Kayserispor' u desteklemek için bilet aldın da tribüne geldin. Ben cevabını tahmin ediyorum. Bu yönetim, bu menajer gitmeden önce gelmezsin değil mi? Tamam. Devam et sen. Bizim için kişiler değil kurumlar esastır. Geçen yıla kadar 6 ayda bir yönetim ve hoca değiştirirken de biz Erciyesspor için hep iyi düşündük, bugün de iyi düşünmeye devam ediyoruz.

Kullandıkları görsel ile ilgili hiç konuşmuyorum. Değmez bile... Kınıyorlarmışmış... Oturun önce, hala bölücülük peşinde olduğunuz için kendinizi kınamakla başlayın işe. Bu şehri sizin zihniyetinizde ki insanlar bu hale getiriyor. Erciyesspor 3-5 bine, Kayserispor 3-5 bin kişiye mahkum kalıyor. Önünüze bakın. Şapkanızı koyun biraz düşünün.

Kapalı Kale' lilere tavsiyem. Erciyesspor' u iyi gün, kötü gün demeden desteklemeye devam edin. Ama işi taraftarlık boyutunda tutarak. Sizlere yakışanı yapacağınızdan eminim. Erciyesspor' un da bizim şehrimizin takımı olduğunu herkese, dosta ve düşmana bir kez daha, elinizden geldiğince gösterin... Birilerini bu konuda devamlı suretle rahatsız etmeye de devam edin. Onlar rahatsız oldukça bizim memleket sevdamız katlanıyor...

Bu arada merak ediyorum? Bana ne zaman saracaksınız Erciyessporum.com Sabırsızlıkla bekliyorum... Malum bende Kayserispor taraftarıyım ve Erciyesspor maçlarına Kırmızı - Sarı formamla, hemde göğsümü gere gere geliyorum...

Kafası Kırık Adam.



Bizim jenarasyon ( bu lafı da çok kullanmaya başladım ama ) son zamanlarını hatırlar Prosinecki reyizin. Parlak dönemlerinin bir kısmını ya gördük ya görmedik ama ismi çoğu futbol sever için fenomendir. Türkiye' ye gelmiş hocalar içinde en kariyerlilerinden biri... Real Madrid, Barcelona, Sevilla, Dinamo Zagreb, Kızılyıldız ve Portsmouth gibi takımların formasını giymiş, Yugoslav ve Hırvat Milli Takım formalarını terletmiş, bir çok başarının altına imza atmış biri. 

Ama gördük ki ne kadar iyi futbolcu olursa olsun bazen teknik direktörlük kariyerleri istenildiği gibi gitmiyor. Çok basit örnekler var önümüzde. Şota ile başlayabiliriz mesela. Ya da Hagi örneğini gösterebiliriz. Maradona gibi bir adam hoca olarak çalıştırdığı takımdan kovuluyor. Bu işte biraz beceri, biraz da sanırım şans gerek.

Kayserispor kalkınmaya başladığı 2004-2005 sezonundan bu yana teknik adam konusunda hep genç, geleceği olduğunu düşündüğü ve yönlendirilebilir isimlere yatırım yaptı. Ertuğrul Sağlam ile çıkılan yolda Tolunay Kafkas ve Şota Arveladze tercihleri hep bu sistemin sonuçlarıydı. Prosinecki ise sayılan isimlerden biraz farklı mizaçta. 

Her şeyden önce onun futbolculuk yaşantısında gördükleri ve başından geçenler daha önce teknik adamlığımızı yapan isimler arasında sadece kısmen Şota' da var. Ki bu Prosinecki' nin yanında çok az. Bir diğer husus Prosinecki 4 yıllık Hırvat Milli Takımı yardımcı antrenörlüğünden sonra 2 yıla yakın Sırbistan' ın bayrak takımlarından olan Kızıl Yıldız' ın teknik direktörlüğünü yaptı. Ve burada çokta kötü olmayan işlere imza attı. 

Takımı son iki sezonu Partizan' ın arkasında ikinci bitirdi ve Avrupa Kupalarına katıldı. Kızılyıldız ile toplamda 63 maça çıktı, 44 galibiyet, 10 beraberlik ve 9 mağlubiyet aldı. Futbol anlayışı olarak hücum futbolunu sevdiğini verdiği demeçlerde paylaşmışlığı var. Saha kenarı performansı biraz Yılmaz Vural' ı andırıyor. Oyunun içinde olmayı tercih ettiği her halinden belli. Bu özellikleri ile diğer hocalarımızdan ayrılıyor Prosinecki. 2 yıl da olsa bir kulüp kariyeri var ve yukarıda ki istatistikler çokta kötü görünmüyor.

Taraftarın beklentileri bir yerde boşa çıktı. Çoğumuz yine yönlendirilebilir, hocalık kariyeri sallantıda veya hiç olmayan bir isim bekliyorduk. Umutlu olanlar ise gerçek anlamda tecrübeli bir ismin başa getirilmesini istiyor ve hayal ediyorlardı. İkisinin ortası oldu. Taraftarda ki genel kanı şu an için olumlu. En azından Prosinecki' nin otoriter olacağından ve tabir-i caizse çiftliğe dönen tesislerde bir disiplin sağlanacağından çoğu emin. Ben de onlardan biriyim.

Allah utandırmasın diyorum. Kafası kırık adamın saha kenarında ki ilginç gol sevincinin görüntüleri ile satırlarıma son veriyor, Yılmaz Vural' a rakip olarak bir hoca bulduğumuzun altını çiziyor ve hocaya Büyük Kayserispor ile uzun ve başarılı yıllar diliyorum...