11 Haziran 2012 Pazartesi

Atan Kazanır.


Ve öyle de oldu. Bugün hem gol atan hem de gol yemeyen takım kazandı. İtalya İspanya maçını kaçırdım ama İrlanda Hırvatistan maçına yetiştim. İrlanda' ya karşı hem mücadeleci ve inatçı tavrından, hem mütevaziliğinden hem de Trapattoni ustadan dolayı içimde hissettiğim bir hoşgörü var. Hırvatistan' a karşı ise Play Off lardan kalma sitem dolu bir tavır sergiliyorum. 

Oyun içerisinde zaman zaman karşılıklı ataklar izledik. Bu taa ki 60. dakikaya kadar sürdü. 60' tan sonra 3-1 geride olan İrlanda' nın atakları, pozisyonları sahada ki yerini aldı. Kameranın kadrajında İrlanda milli takımı ile Pletikosa vardı. Ama olmadı. Gol atan kazandı. Biliç zaman zaman sistem değiştirse de 4-3-1-2 sistemi ile golleri buldu ve geri çekildi. Mandzukic ve Jelavic' in bir birini tamamlayan oyunları Hırvatistan' ın en büyük avantajı oldu. Ama Hırvatistan adına maçın adamı bana göre kaleci Pletikosa oldu.

İrlanda' da ise Duff oldukça istekliydi ama kendi başına bir şey yapamadı. McGeady ve Doyle kendilerinden beklenen performanstan uzak kaldılar. 3.golde ki Given şanssızlığını söylemesekte olur sanırım. Bir de Hırvat' ların 2. golü ofsayt kokuyordu. Yanlış anlaşılmasın. İrlanda defansından dönen top olmayabilir ama Modric' in şutunda da Jelavic ofsaytaydı sanki. Bir de Keane' e yapılan penaltı var tabii...

İrlanda ne yazık ki geniş olmayan bir oyuncu kadrosuna ve yedek kulubesine sahipler. Sırf bu yüzden bile olsa bu turnuvada ki şansları oldukça azdı. Trapattoni usta bu kadro ile takımı buralara kadar taşıyarak, burada da son dakikaya kadar istekli, arzulu ve hırslı futbol oynatarak saygıyı fazlasıyla hakediyor.

Biliç ise turnuva sonrasında gideceği Moskova' ya şimdiden hazırlanıyor. Takım elbise üzerine giymiş olduğu bere sanırım ilk okul günlerinden kalma bir alışkanlık. İyi geceler...