27 Temmuz 2011 Çarşamba

Serdar Özbayraktar. " Emekçi Futbolun Temsilcisi. "

Serdar Özbayraktar. Endüstrileştirilen futbol anlayışında hala emek vererek bir yerlerde kalmaya çalışan adam. Onun gibi bir kaç isim saydı 2 gün önceki yazısında UzunPaslar blog yazarı gkslsrt. Hakan Özmert' i saydı ki çok haklıydı. Yanına Olcan Adın ve Burak Yılmaz eklemesi yaptı. Üstüne bir de Pablo Batalla dedi ve aslında koymayacağı noktayı koymak zorunda kaldı.


Şimdi ben altına bir ek yapayım kendimce. Serdar Özbayraktar.

Kendi aramızda konuştuk biraz. Aslında futboldan az biraz anlayan, ligimizi az biraz izleyen herkesin tanıdığı, sevdiği belki de sevmekten önce saygı duyduğu adam Serdar Özbayraktar. Bugün 30 yaşında. Artvin Hopa' da başladı futbol hayatına. Gençlerbirliği' ne gitti ama 1 maç bile oynamadan Hacettepe ( eski adı ile Gençlerbirliği Oftaşspor' a )' ye kiralık olarak verildi. Şanlıurfaspor ve Mardinspor maceralarının ardından Gaziantep B.B.Spor' a transfer oldu. Burada ki performansı onu Eskişehirspor' a getirdi. 2007 yılından beri kırmızı siyah formayı terletiyor. Eskişehirspor' u Süper Lige çıkartan kadroda o da vardı. Ve hala o kadroda.


Takımında her yeni transferde 2. plana düşmesine rağmen hala taşıdığı formanın hakkını fazlasıyla veriyor. Her yeni isimde yedek kulübesinin 1 numaralı adayı oluyor ama o asla vazgeçmiyor. Takımı için kendini paralamaktan hiç vazgeçmiyor. Bu sene de aynı performansı izledik ondan. Hepimiz herşeyden önce saygı duyduk.




Sizleri bilmiyorum ama ben bu adama Saygı Duymaya devam ediyorum ve galiba devam da edeceğim.

Muratt..

26 Temmuz 2011 Salı

Az Alkmaar Maçı Değerlendirmesi ( ..::mmd::.. )

Hollanda kampı için yaklaşık 2 ay öncesinden hazırlıklara başladık. 2200 km yol gittik. 58 saat evden uzak, yollarda kaldık. 8 kişi 2 araba ile Hollanda' ya varmak için yola çıktık. Her şeyden önce sevdamız uğruna gittiğimiz yolun bile tadı bir başka.



Maç saatinden önce Afas Stadion önüne geldik ve maç saatini beklemeye başladık. Maç başlarken Hollanda Kayserisporlular derneği ile birlikte stadyuma girdik.Hazırlamış olduğumuz pankartı astık, takımı desteğe başladık. 3-0 yenildik ama ufak gibi görünen ayrıntıları söylemek lazım. Taraftar açısından değerlendirmek gerekirse; her şeyden önce çok güzel bir taraftar ortamında izledik karşılaşmayı. Kalabalıktık oldukça. Sesimizin Tv' den duyulduğuna eminim. : )


Gelelim maç hakkında ki görüşlerimize. AZ sezonu erken açtı cünkü Avrupa eleme maçları vardı. Mesela bizim maçtan 6 gün sonra ilk ciddi resmi maçlarına çıkacaklardı. O yüzden tamamen hazır olarak çıktılar, biz ise 3. Hazırlık maçına çıktık. Bildiğiniz gibi ilki Erciyes, ikincisi Gürcistan U-21 Milli Takımlarıydı ki Az Alkmaar' a bakarak oldukça güçsüz rakiplerdi. Maçın sonucuna bakarken bunları göz ardı etmemeliyiz. 

Tv den izleyen arkadaşlarım az çok neyin ne olduğunu, kimin ne ve nasıl futbol oynadığını görmüştür, ama çıplak gözle ve canlı maç izleyen biri olarak bende kendime göre bir kaç yorumda bulunayım istedim.




Kaleden başlarsak; Gökhan’ın en önemli eksisi boyu. Yoksa çok farklı yerlerde olabilirdi. Maçta topları genelde 2 hamlede kontrol etti. Bu hazır olmadığının göstergesi.Defans ile uyumuda iyi değildi.Umarım iyi hazırlanır, kendine verilen şansı iyi kullanır.Yaşı genç önü açık. Ama daha çok çalışması, daha azimli olması lazım.




Tolga; kanatlarda defans oynamak çok ama çok zordur. Kendimden biliyorum :) Önündeki atak oynayan kanat oyuncuları ve göbek diye tabir edilen orta sahadaki defansif oyuncu en önemli etkendir, kanattaki beklerin performansında. Onlar bu maçta Tolgayı çok yalnız bıraktı. Tolga henüz genç, az da olsa yetenek var belli. Pozisyon hatası çok fazla. Forma istiyorsa çok ama çok çalışacak. Süper Lig de, hele hele Süper Lig takımı Kayserispor' da oynamak kolay değil ve de herkese nasip olmaz.

Zurab; Al gülüm ver gülüm. Biraz yavaş, yanına hızlı ve kafa toplarında etkili adam şart.O da Eren Güngör.

İlhan; çok gereksiz yere hırs yapıyor. Vücudunun ve yeteneklerinin yetmediği yerde futbolcu farklı şeyler dener. İlhan da biraz o tarz gibi. Onun performansın da da önündeki adamların etkisi fazla.


Hasan Ali Kaldırım; Hasan maşallah. geçen yıl bıraktıklarımızın üstüne koymuş. Muz orta felan açıyor artık : ) Kazanma isteği her zamanki gibi. Defansif anlamda biraz kendini geliştirmiş ama yeterli değil tabii. Daha da iyi olmak zorunda.


Sefa Yılmaz; Genel olarak iyi, fakat pas dağıtma ve alma konusunda sıkıntılı. O da uyum sürecinden, henüz herkesle iyi anlaşamamasından kaynaklanıyor galiba. Daha iyi olacağına 
eminim.




Okay Yokuşlu; Bilek, futbol zekası, kazanma hırsı, mücadele! Bu çocukta ne ararsanız var.. Eksik olan tek şey profesyonellik! Amatör ruhu hala içinde, zaten bu kendisini buraya kadar getirdi. Ama biraz profesyonel düşünmeli. Yoksa süper ligdeki kasaplar onu rahat bırakmaz.






Abdullah Durak; aynı Apo. Bildiğiniz gibi yani. Hala türkü albümü var sanki kafasında : ) Bazen hırslı, bazen vurdum duymaz. Bi standart yakalarsa ve yeteneğini ortaya koyarsa kimse tutamaz. Ama kendisi de biliyor bunun çok zor olduğunu, o yüzden kasmıyor galiba : ) Orta sahanın en iyi yedeği diyebiliriz kendisine sanırım.



James Troisi; Bişeyler yapıyor ya da ne bilim yapmaya çalışıyor. Bazen eline yüzüne bulaştırıyor ama gene de uğraşıyor. Kurban olduğum Allah’ım vermeyince vermiyor işte yeteneği. En azından çabalıyor ama çabalamayla da olmuyor be bilader.


Amrabat; her insanın kendini gösterme isteği vardır ama bu Amrabat’ta ayyuka ulaşmış. Her top bende buluşsun, her çalımı ben atayım, her ortayı ben açayım! Bazen oluyorki kaçsa çok güzel pozisyon olacak ama top istiyor hiç bişey olmuyor. Aynısı orta açsa mükemmel pozisyon ama çalım atmayı deniyor… “Futbol basittir, basit oynayan kazanır!” vecizesini birileri fısıldasın şu adama : )




Gökhan Ünal; Kralın yerinde yeller esiyor. Eski hırsı ve isteği kalmamış. Futboldan mı soğutmuşlar nedir adamı? Eskiden tanıdığı bir Abdullah var. Zaten genelde onla takılır gördüm. Cangele inşAllah döner de ilaç olur hem Gökhan' a hem takıma.








Shota Arveladze ; Aslında yazacaklarım sanırım tespitten çok biraz eleştiri olacak. Hala oyunu okumakta bazı eksiklikleri var. Hala aklındaki oyun anlayışını takıma adapte edebilmiş değil ki bu çok zor bir iş ama yapmak zorunda. Zamanında müdahale, oyuncu değişiklikleri, taktik strateji değişiklikleri yapmalı, bunu yaparkende yanında ki bu işin kompetanlarından biraz istifade etmeli. Shota idman esnasında diyor ki; “Top yoksa top iste.Top varsa ilk gördüğüne at. Attıysan hemen boşa çık ve top iste.Başka bişey istemiyorum.” Bunu ne zaman uygulanabilir hale getirecek bilmiyorum ama biraz acele etse iyi  olacak.

Hazırlık maçı sonrası Süleyman Hurma ve Shota ile söyleşi ve Yol Hikayelerini daha sonra sizlerle paylaşacağım inşAllah.

Mustafa Duran ( mmd )

24 Temmuz 2011 Pazar

Son Amigo ( Elifoğlu )

Kayserispor aşkıyla ve Amigo Elifoğlu ile tanışmam; şehir dışından gelen amcamın haydi senle maça gidelim demesiyle başlar.

 

Kayserispor - Fenerbahçe maçıydı. 1990’lı yılların başları
( yılını tam hatırlayamıyorum ) Rüştü Rençber’in Fenerbahçe kalesine yeni geçtiği dönemlerdi.

Eski Atatürk stadyumunun açık tribününde amcamla yerimizi aldıktan  sonra yabancısı olduğum ortamda sürekli etrafı inceliyorum. Sahada resimlerini gazetelerden gördüğüm adamlar bir sağa bir sola koşup duruyor. Yabancıyım ya. Haliyle inceleme gereksinimi duyuyorum. Yanımızda ki amcanın simitçiyle diyaloguna kulak veriyorum; ’’simitçi, eğer bu maçı alırsak yerim burası, maç sonu gel kalan bütün simitlerini ben alacağım.’’ diyor . Simitçi ‘’berabere kalırsak ta yarısını al’’ gibi bir şeyler söylüyor.’ Onların konuşmasını dinledikten sonra sahada sürekli hareket halinde ki bir adam dikkatimi çekti.

Hangi tribünün önüne gitse herkes ayağa kalkıyor, tezahürat yapıyor ona eşlik ediyordu. Etrafımda ki  seyirciler ‘’ Elifoğlu, Elifoğlu buraya gel ‘’diye bağırıyordu. Adını orada öğrendim Elifoğlu' nun. Bizim olduğumuz tribünün önüne gelince  yaşlı-genç kim varsa sempatik adamın isteklerini yerine getiriyor bende becerebildiğim ve anladığım kadarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyordum.
  
 

Rüştü Rençber, Atatürk stadyumunun Erciyes tribünü önündeki kalede ısınırken Elifoğlu yerde taklalar atarak Rüştünün antrenman yaptığı kaleye  kendini atmaya çalışıyor, seyirciler her takla atarak kaleye girişinde goool diye bağırıyordu Elifoğlu’nun yaptıklarına sinirlen Rüştü, Elifoğlu’nun yakasından tutup silkeledi ve aralarında bir kavga başladı, boyu nerdeyse Rüştü’nün yarısı kadar. Bütün taraftar ayağa kalkıp tepki göstermeye başladı. Spor ya da futbol bir tarafa ben çocuk aklımla babası yaşındaki birine davranış şekline çok kızmıştım. Bize ilk öğretilen ne olursa olsun büyüğüne saygıydı. O günden bu yana Türk futbolunda sevemediğim isimlerin başında gelir Rüştü Rençber.

Maç başladıktan sonra sahada ne oluyor pekte umurum da değildi. Sürekli bu adamı takip ediyor, hareketleri ben yaşlardaki her çocuğun hoşuna gidecek,
dikkatini çekecek türden şeyler oluyordu. Zaten ofsayt nedir, biz ligde kaçıncı sıradayız hepsinden bi haberim. Hayatımda ilk defa stadyumda bir maç seyrediyorum. Tv’de tek kanallı dönem yeni sona ermiş, futbol ve futbolcular hakkında bilgim mahallede ki ağabeylerin konuşmalarından dinlediklerim. Bugün ki gibi her şey bir tık uzakta değil ki o yaşlarda bir şeylerden haberdar olalım. Etrafımdaki insanların konuşmalarından o gün Fenerbahçe’yi yenmemizin mucize olduğunu çocuk olmama rağmen anlıyorum. Şampiyon olamadığı için kızdığım takımımın bu gününden, o günlerine baktığımda şaka gibi geliyor…

Sahada olup bitenden haberim yokken Kayserispor’un penaltı atışı kazanması ve etrafımdaki seyircilerin heyecanıyla dikkatimi maça  verdim. Tam o anda kapalı tribün önünde bir hareketlilik olduğunu gördüm. Bir ambulans o tarafa yaklaştı herkes meraklı gözlerle ne olduğunu anlamaya çalışırken kısa bir süre sonra; Kayserispor penaltı atışını kazanınca Amigo  Elifoğlu’nun heyecandan baygınlık geçirdiği ve ambulansın onu hasteneye götüreceği haberi bizim olduğumuz tribüne kadar ulaştı. Orada Elifoğlu ismi hafızamda ki yerini aldı. Taraftarı olduğu takım penaltı atışı kazandığı için heyecanına yenik düşen, seyircinin takıma destek vermesi için 2 saat boyunca tüm enerjisini harcayan bir adam…

O tarihten sonra hangi maça gitsem Elifoğlu’nun bizim tribünün önüne gelmesini heyecanla beklerdim, o zamanlar anlam veremesem de taraftarı teşvik etmek için yaptığı konuşmalar, taraftarla karşılıklı komik diyalogları beni neşelendirirdi her zaman. Sadece beni değil çevremde genç, yaşlı kim varsa. Bu gün o yaşlarda olanların çoğunluğun yaptığı tek şey bir insanın ne kadar kutsalı varsa hepsine küfür etmek…Elifoğlu’nun toplu halde küfür ettirmeye çalıştığına da şahid olmadım yada ben hatırlamıyorum.

Eğitimim nedeniyle Kayseri’den ayrıldığım dönemde vefat haberini aldım  bir yakınımı kaybetmişçesine bir burukluk oldu içimde, kendisiyle saha dışı hiçbir diyalogum yoktu Uzun zamandır da maçlara gitmiyordum ve Kayseri’den de uzaktaydım.

Okulumu bitirip diplomamı aldıktan sonra tekrar Kayseri’ye geldim. Beni maça götürecek amca yada amca yanında bende girebilir miyim maça diyeceğim birine de  ihtiyacım yoktu, kendi  biletimi alacak kadar param vardı cebimde artık. İlk fırsatta tarihini ya da kimle oynadığımızı hatırlayamadığım bir maça bilet aldım. Uzun zaman olmuştu tribünden maç seyretmeyeli , tribün kapısından içeri girip yeşil sahayı  görünce yine aynı heyecanı duydum hiçbir şey kaybetmemişim çocukluk alışkanlıklarımdan. Yine ilk defa maç izlediğim tribündeydim;

Sahaya bakıyorum ama bir eksiklik var, etrafımdaki insanlara bakıyorum hiç biri en son tribünlerde bıraktığım insanlar kadar neşeli değil. Herkes sadece maçın başlamasına odaklanmış. Oysa Elifoğlu varken herkes onun ne yaptığına bakar ona eşlik ederdi. Taraftarın yüzü gülerdi o varken.
 
Taraftar grupları var kale arkasında ve açık trübün de ama hiç biri Elifoğlu kadar coşturamıyor seyircileri. 20-25 yaşlarında biri bizim tribünün önüne geliyor ‘’haydi ağabeyler sarı-kırmızı diyoruz hep beraber’’ diyor ama kimse eşlik etmiyor daha sonra ‘’sizle bir şey yapılmaz.’’ deyip bırakıp gidiyor arkasına bile bakmadan. Elifoğlu öyle yapmazdı ki kendisine katılmayanın kaynanasından başlardı vecizeler dizmeye kimse de kızmazdı hatta gülerdi sonrada ona eşlik ederdi.
 
Hemen yanı başımda duran  bir amca ‘’ahh Elifoğlu nerede siz neredesiniz, onun yerini kimse dolduramaz.’’ lafını duyduktan sonra stadyuma girdiğim andaki heyecanımı bir anda yok oldu . Sahada bir maç oynanır ama ben geçmişe dalmışım .İlk defa bir Kayserispor maçından hiç heyecan duymadan ve zevk almadan ayrıldım hiçbir tezahürata da  eşlik etmedim.

O gün farkına vardım; Elifoğlu’nun gidişiyle Kayseri tribünlerinde ki bir devir çoktan kapanmış ve amigoluk tarihin tozlu raflarında yerini almış. Zaman zaman tribünlerde bahsi geçer hakkında kötü bir şey duymadım hep eğlenceli anılar anlatılır.

Bugün 20’li yaşların başında olan Kayserispor taraftarlarının onu hatırlaması çok zor.
 
Yıllardır Kayserispor maçlarını tribünlerden seyreden biri olarak  Elifoğlu kadar Kayserispor taraftarını coşturan, onların yüzlerini güldüren, neşelendiren ne bir taraftar grubu gördüm nede başka birini. Bu yüzden Kadir Has Arena’nın girişine sahteliği " Made in China "etiketli mallarından daha kolay anlaşılan çakma Zlatan İbrahimoviç heykeli yerine taraftarlar arasında efsaneleşmiş bir isim olan  Elifoğlu gibi birinin heykeli yapılması gerek dedim ama nerde.
 
Vefa İstanbulda bir semt adı olmaktan öteye gitmiyor günümüzde anlık başarıların ve heveslerin peşinde koşarken.


Mekânın cennet olsun Son Amigo. Sen gittin belki ama bu tribünlerde adın bizimle hep yaşayacak.

Selim..

19 Temmuz 2011 Salı

Eren Güngör


O bizler için bir fenomen. Bizlerden kastım Kayserispor taraftarları. İlk geldiği günden bu yana hem kişiliği ile, hem futbolu ile sevgimizi, saygımızı, inancımızı ve güvenimizi ne kadar hakettiğini gösterdi. Olmadığı her maçta aradık onu. Fazlasıyla aradık. Hiç utandırmadı bizi bugüne kadar. Ne oynadığı maçlarda, ne özel hayatında. Elinden geleni yaptı her defasında. Ama biraz şanssızlık, biraz da uygulanan yanlış tedaviler 2 yıldır uzak tuttu bizi ondan.

Eren İzmir' de başladı futbola. İzmir' in Çamdibigücü takımında oynadı ve sonra Altay' a transfer oldu. Burada profesyonel sözleşme imzaladı. 2004-2007 yılları arasında Altay formasını terletti. İyi bir stoperdi. Milli takımın çeşitli kademelerinde forma giydi. Kayserispor Teknik Direktörlüğüne getirilen eski Ümit Milli Takım hocası Tolunay Kafkas' ın Ümit Milli Takımdan öğrencisiydi. Tolunay hoca çok istedi Eren Güngör' ü. O da Kayserispor' lu olmayı istedi.


2008 yılında Kayserispor ile sözleşme imzaladı. O gün bugündür Kayserispor' un oyuncusu. İmza töreninde konuşan Genel Menajer Süleyman Hurma demişti ki; " oyuncumuzun Kayserispor' dan A Milli Takıma gideceğinden şüphemiz yok. " Söylediği gibi oldu Süleyman Hurma' nın. Eren Güngör Kayserispor' da oynarken herkesin dikkatini çekti. İyi top kesiyor ve hava toplarında rakiplerine üstünlük sağlıyordu. Geriden oyun kurma yeteneğide vardı ki bu özel bir beceriydi. PSG ile oynadığımız Uefa Kupası ön eleme maçlarında takımın en iyilerindendi. Gerçi çoğu maçta en iyi isimlerden biriydi.




Eren Güngör' ün bu futbolu herkesin dikkatini çekiyordu. O dönemde Milli Takımlar Teknik Sorumlusu olan Fatih Terim' de bunlardan biriydi. 19 Kasım 2008 yılında Avusturya ile oynanan özel maçta ilk kez 5 numaralı Milli Formayı Eren Güngör' e emanet etti. Hemde ilk 11 de başlatarak bu güvenini herkese gösterdi. Sonrasında 2 kez daha giydi Ay Yıldızlı formayı. Ama sakatlıklar onu MilliTakımdan kopardı aynı bizden kopardığı gibi. Gittiğinde Milli Takımda da  yüzümüzü kara çıkartmadı. Kayserispor' u ve bizleri temsil ederken yine çok iyiydi. 



Eren Güngör ve bizler için kabus dolu günler ise 2009-2010 sezonu hazırlık kampında oynanan bir hazırlık maçı ile başladı. Rakip  Litex Lovech' ti ve hazırlık maçı oynanıyordu. Daha maçın 10. dakikasında ayağı çimlere takılan Eren Güngör' ün Sol diz ön çapraz bağları koptu. 4 aylık bir süreçti aslında ön görülen sakatlık zamanı. İstanbul' da bir ameliyat geçirdi sakatlandığı bacağından. Sonrasında yapılan yanlış tedaviler onu tüm sezon boyunca 35 numaralı formasından alıkoydu. 



2010-2011 sezonunda formasını giyeceğini ümit ederek beklediğimiz Eren Güngör sakatlığının devam etmesi nedeniyle sezonun 2. yarısının başına kadar yine Kayserispor formasından uzak kaldı. Sezonun ikinci devresinin başında takımla idmanlara devam eden Eren Güngör uzun zaman sonra 11 de çıktığı ilk maç olan Eskişehirspor maçında bu kez sağ diz ön çapraz bağları sakatlandı ve yine hem kendisi için hem de bizler için o ızdırap dolu günler başladı. Sezon bitmeden düzelen Eren Güngör' ün yeni bir sakatlık yaşamaması adına daha temkinli davranan teknik heyet güç kazanana kadar idman yapmasını bile yasakladı. 

Bu sezon öncesi hazırlık kampında yerini aldı genç oyuncu. Şu anda takımla birlikte Hollanda' da ve kendisini yeni sezona hazırlıyor. Dilerim benzer sakatlıklardan Allah Korur ve bizlerde özlediğimiz Eren Güngör' e bu yıl yeniden kavuşuruz. Bizler Eren Güngör' ün Kayserispor forması giyeceği günü iple çekiyoruz. İnanıyoruz ki o bu takımda ki SEMBOL İSİMLERDEN birisi olacaktır.




Eren Güngör sakat iken Kayserispor ne kadar büyük bir camia olduğunu gösterdi ve 2012 yılında bitecek olan sözleşmesini 2014 yılına kadar uzattı. Eren Güngör' ü elinde bir kupa ile görmek ve KAYSERİSPOR KAPTANI EREN GÜNGÖR cümlesinin telafuzunu dinlemek günün birinde bizlere nasip olur umarım.

Bu arada bir dip not; Franco Dario Cangele ve Eren Güngör Kayserispor' un Ruhudur. : )

17 Temmuz 2011 Pazar

Sefa Yılmaz

Klasik Kayserispor transfer hikayelerinden birisi aslında Sefa Yılmaz. Daha doğrusu klasik Kayserispor Gurbetçi transferlerinden bir tanesi. Genel Menajer Süleyman Hurma' nın ve ekibinin nerden, nasıl ve ne şekilde bulduğu sırrını bir türlü vermediği, Bundesliga' da ve Türkiye' de bir çok ekibin peşinde olduğu bir isim. Dolgun bir bonservis ücreti karşılığında alındığını biliyoruz. 



Kısaca Sefa YIlmaz kim tanıyalım isterseniz. 

Futbola Eintracht Südring Berlin' takımında başlar. Daha sonra daha üst liglerde oynayan takımların dikkatini çeker ve o takımlardan biri olan FC Schönberg alt yapısına girer. WFL Wolfsburg alt yapısına geçişi bu takımdan olur. Wolfsburg Rezerv takımı olan WFL Wolfsburg II takımında gösterdiği üstün performansa rağmen A takım için tercih edilmez. Burada oynadığı futbol onu Bundesliga II ekibi Dusiburg' a götürür. Duisburg' da kısa kariyerinin en parlak dönemini yaşar. Bundesliga II ligi takip edenler bilir ki en az Bundesliga I gibi hararetli ve heyecanlı maçlara sahne olur. Zorluk seviyesi üst düzeydedir. Bu ligde Duisburg forması ile 37 maça çıkan Sefa Yılmaz attığı 6 gol ve yaptığı 4 asist ile takımının önemli isimlerinden biri haline gelir. Öyle ki Bundesliga II ekibi olan o Duisburg bu yıl ki Almanya kupasında FİNALE KALMA başarısını gösterdi ama finalde bozguna uğradı ve 0-5' lik bir mağlubiyet sonucunda Almanya kupasını Schalke 04 aldı.




Gelelim Sefa Yılmaz' ın özelliklerine. Bir çok arkadaşım onunla ilgili olarak çok iyi bir kanat oyuncusu olduğu konusunda görüş paylaştı benimle. Ki bu arkadaşlarım genelde Almanya' da yaşayan gurbetçi arkadaşlarım. Duisburg taraftar forumlarında konu ile ilgili yapılan yorumlar Sefa' nın gidişinin ne kadar zor geldiğini gösterir cinsten. Sanırım Sezon Öncesi Değerlendirmesi II başlıklı yazımda kısaca geçtiğim gibi Sefa için Cangele tipinde bir oyuncu demek mümkün. Özellikle kanatlarda ve forvet arkasında oynama özelliklerine sahip. Ayağa pas yapan, süratli ve akıcı bir futbol oynayan bir görünüm çiziyor. Süleyman Hurma ile transfer hakkında yaptığım sohbette Cangele' ye alternatif olarak alındığını söylemesi de her iki bölgenin adamı olduğunu anlatıyor. İstatistikleri oldukça iyi bir oyuncu Sefa Yılmaz. Baktığımızda WVL Wolfsburg II takımında ve U-19 takımlarında 21 gol 9 asistle, Duisburg' da ise 37 maçta 6 gol 4 asistle oynamış. U-21 Türk Milli takımında da forma giydiği 1 maçta 1 golü var. 

1990 doğumlu Sefa. Kayserispor' un 23 yaş ortalaması ile kurduğu takımın temel taşlarından. Oynanan 2 hazırlık maçında çıplak gözle izleyenlerin edindiği izlenim ise her şeyiyle futbolcu dedirten cinsten. Onun oynadığı dönemde Kayserispor kanatları daha etkin ve atak kullandı. İlk 11 için göz kırpıyor demek zor olmasa gerek ama çok iyi bir rotasyon oyuncusu olacağı kesin.

Aşağıda ki video Sefa ile ilgili bulduğum tek video. Burada Karlsruher SC' ye attığı gol var. Taraftar kamerasından çekilmiş bir görüntü olmasına rağmen golün güzelliği kendisini belli ediyor.

Kayserispor' a hayırlı olsun. Dilerim umduğumuz katkıyı sağlar ve Kayserispor' da kazandığı başarılarıyla adını tıpkı Cangele ve Toledo gibi kalbimize ve beynimize kazır.

Muratt

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Sezon Öncesi Değerlendirme III

Defansif kurguda bir tek ve ne yazık ki Hasan Ali' nin alternatifi yok. 4 alternatifli stoper ve 2 alternatifli bir sağ bek kurgusuna sahibiz ama ne yazık ki yine tek sol bek alternatifimiz Hasan Ali. Bütün sezonu Hasan Ali' ye güvenerek ve ondan MUCİZE YARATMASINI bekleyerek geçirmemiz anlamsız. Dilerim aldığımız alternatif stoperlerden biri Sol Bek oynayabilir ya da o bölgeye bir alternatif transfer edilir. 


Kim nerede değerlendirilebilir diye düşündüğümüzde herkes kendi mevkisin de oynayacak gibi görünüyor. Aslında Okay, Engin ve Sefa orta sahanın ortası için müthiş 3 alternatif. Her üçü de muhteşem oyun zekasına sahip. Engin' i diğer iki isimden ayıran en büyük özelliği müthiş arapasları. Eminim ki Ziani' nin yokluğunu fazlasıyla dolduracak o mevkii de. Okay ise dayanıklılığı ile ön planda. Ayakta duruşu süper bu çocuğun. Duruşu ile futbolcu kesinlikle belli.


Bir de Cristian Riveros var haliyle. Defansif orta saha diye aldırdı Şota. Orada kullanmak istiyor Santana ve Abdullah ile birlikte. Riveros Değerlendirmesinde bahsetmiştim. PL takip eden arkadaşlarım Sunderland' de oynarken zaman zaman oyun kurucu mevkiisin de oynadığından bahsettiler ama Kayserispor' da Defansif Orta saha olarak değerlendirileceğine kesin gözüyle bakıyorum.


Cem Sultan ile Nadir Çiftçi Gökhan Ünal ve Ömer Hasan Şişmanoğlu' nun alternatifi olacak isimler. Nadir' i duruma göre kanatta kullanma şansımız var ama kanatlarda, özellikle hücum kanatlarında ki bolluk nedeniyle bu ihtimal düşük. 

10 Temmuz 2011 Pazar

Peki Şimdi Ne Olacak?

Aziz Yıldırım ve 3 Fb yöneticisi tutuklandı. Top şu anda TFF' nun kucağında. Onların vereceği karar Türk Futbol Tarihinin kaderini tayin edecek, yönünü belirleyecek. Peki ya şimdi ne olacak?


Çoktan seçmeli ihtimaller var önümüzde;

Senaryo 1) Fb, Sivas küme düşer, Eskişehir lige eksi (-) puanla başlarsa; Bu durumda Şampiyonluk, Şampiyonlar ligi, Uefa Avrupa Ligi sıralamaları ve bir alt lige düşen takımlar komple değişir, Türkiye' yi Avrupa' da temsil edecek takımlar farklılaşır. Bu sene ligden düşen takımların yeniden STSL' e yükseltilme ihtimalleri doğar. Buna göre herhangi bir küme düşme olayında sıralamanın şu şekilde olması KUVVETLE MUHTEMEL;

Avrupa Kupaları;

Trabzonspor - Şampiyonlar Ligi ( Direk )
Bursaspor - Şampiyonlar Ligi ( Ön Eleme )
Gaziantepspor - Uefa Avrupa Ligi ( Rakibi belli olduğu için 3. Ön Eleme )
Beşiktaş - Uefa Avrupa Ligi ( 2. Ön Eleme )
Kayserispor - Uefa Avrupa Ligi ( Gaziantepspor' un Ön Eleme turunda ki rakibi belli olduğu için Bursaspor yerine 2. Ön Elemeden Başlaması Muhtemel )

Küme Düşenler;

Konyaspor ve Bucaspor yeniden STSL' de oynama hakkı elde edebilirler. Ligden 2 takımın düşürülmesi durumunda bu takımlara yeniden şans doğuyor. Nitekim Bucaspor' un resmi başvuruyu yaptığını biliyoruz.

Senaryo 2) Fb, Sivas küme düşmez, STSL' e (-) puan ile başlar, (Bu kısım önemli) Fb' nin suçu ispat edilene ve sabit görülene kadar Avrupa Kupalarında oynama hakkı devam eder. Eskişehirspor yönetimsel olarak bu olayların dışında olduğu için diğer iki takımdan da her halükarda daha az ceza alacaktır ancak onların alacağı ceza da kesinlikle lige eksi (-) puanla başlamak olacaktır. ( Bu senaryonun kurgusunda Kulüpler Birliği Vakfının tavrı ve görüşü önemli. Normalde TFF Kulüpler Birliği Vakfının görüşünü almak zorunda değil ki bu durum yasalarla belirlenmiş kıstaslara bağlı ve yoruma açıkta değil. Ancak Türkiye' de işlerin nasıl yürüdüğü düşünülürse TFF' nin vereceği kararda KBV' na DANIŞARAK, GÖRÜŞ İSTEYECEĞİ ihtimali çok ama çok yüksek.. )

Senaryo 3) Fb ve Sivas küme düşmez STSL' e (-) puanla başlamaları TFF tarafından karar verilir, Eskişehirspor' da lige yine eksi (-) puanla başlar. Bu sefer devreye UEFA ve FİFA girer. Türk Milli Takımını ve Tüm Türk Takımlarını ULUSLARARASI MÜSABAKALARDAN 1 ila 5 YIL ARASINDA MEN EDER, Fenerbahçe ve Sivas' ın küme düşmesini ve Eskişehirspor' un yine lige eksi (-) puanla başlamasını ister. TFF bu çağrıya uymazsa TFF' nun UEFA ve FİFA ile olan bütün ilişkileri askıya alınır.

İhtimaller bunlar. Görüldüğü gibi 3 bilinmeyenli bir denklem. Olaylar ortaya çıktığında bir arkadaşıma demiştim ki; " Bu kadar pisliği hiç bir mide kaldırmaz. M.Ali Aydınlar bile bu suyun önünde duramaz. " Hala aynı görüşteyim. Bir spor kulübünün başkanları, yöneticileri, teknik adam ve futbolcuları ŞİKEDEN TUTUKLANIYOR ise, hiç bir mide bunu kaldıracak güce sahip değildir.

Sonuç olarak en kuvvetli ihtimal Senaryo 1' de yazan gibi görünüyor. Meydana gelebilecek diğer senaryolar Türk Futbolunu geriye götürmekten başka işe yaramayacaktır.

Kayserispor açısından bakıldığında ise masa başında kazanılmış bir başarıya ne kadar sevinebiliriz sorusu aklıma geliyor. Sevinmeli miyiz? 2010-2011 sezonunun ilk haftasından itibaren gasp edilmeye başlanana puanlarımıza bakıldığında; Evet sevinmeliyiz. Çünkü biz bunu çok çok önceden haketmiştik.

Muratt..

Sezon Öncesi Değerlendirme II

Bu sene en güçlü olacağımız bölge Orta sahamız olacak muhtemelen. Gidenler; Ali Bilgin, Andre Moritz, Karim Ziani ve Selim Teber. Gelenler ise; Okay Yokuşlu, Sefa Yılmaz, Cristian Riveros ve Engin Bekdemir.




Okay Yokuşlu üç, üç buçuk yıldır takip ettiğim, her adımını izlediğim ya da izlettiğim, Altay' da profesyonel olduğundan beri yayınlanan her maçını izlediğim ve izlerken hep daha bi hayran kaldığım, en kötü oyununda bile benim saygımı ve sevgimi kazanan bir oyuncu. Onu daha önce bir değerlendirme yazısı yazarak anlatmıştım size. Benim için o kadar değerli. En çok ona güveniyor ve en çok ondan bu takımı sahiplenmesini bekliyorum. 

Engin Bekdemir 9 yaşında PSV altyapısına girmiş, oradan Porto gibi bir takıma gitmiş ve bugün Kayserispor' un oyuncusu. Bir çok takımın en büyük gözdelerinden biriydi ve bugün bizim oyuncumuz. İnanılmaz paslar atıp oyunu çok güzel okuyan, ayakları ile değil beyni ile maçı yönlendiren bir oyuncu. Çoğu taraftarımız Ziani' nin gidişini tuhaf karşılayıp üzüldü ama açıkcası sevinenlerden birisiyim. Engin' i kazanmak daha kolay ve daha hızlı olacak. Engin ve Okay Kayserispor' un geleceği ve bu camia, bu taraftar, ben bu iki isimden çok ama çok şey bekliyorum.

Sefa Yılmaz adını Dusiburg' da oynadığı oyunla duyduk. Geçtiğimiz sezonda, bu sezonda Eskişehirspor' un transfer listesinin en üst sıralarındaydı. Ama o da bugün Kayserispor' un oyuncusu. Sefa için Cangele tipinde bir oyuncu demek mümkün. Sert şutlar atan, kıvrak, zeki, oyunun kaderini değiştirebilecek özelliklere sahip; klasik bi hücum oyuncusu. O geldi diye içim biraz daha rahat. Kimin yerine geldi? Mehmet Eren Boyraz' ın. Aralarında ki fark ise; Mehmet hızlı ve akıcı bir oyun oynuyordu ama ne yazık ki pas atma ve orta yapma gibi durumlarda sıkıntı yaşıyorduk. Sefa' yı bilenler, tanıyanlar, araştıranlar bu özelliklerinin de tamam olduğu ve Mehmet' i aramayacağımızı söylediler.

Gelelim Cristian Riveros' a. Onu da bir değerlendirme yazısı ile anlattık geçtiğimiz günlerde. Fazla detaya girmeden; İyi bir kesici, defansif manada pek sıkıntısı olmayan, Santana ile birlikte iyi uyum sergileyeceğini düşündüğümüz bir isim. Dilerim mahçup etmez.

Forvet hattımızdan giden oyuncumuz yok. Gelenler Gökhan Ünal, Nadir Çiftçi ve Cem Sultan. 


Gökhan Ünal' ı anlatmaya gerek yok. Bizdeyken kraldı, gitti geldi yine kral olacak. Ona güveniyoruz. O da bu güveni boşa çıkarmayacak kalitede bir oyuncu. 

Nadir Çiftçi 15 yaşında Den Haag' dan Portsmouth' a transfer olarak adını duyurdu. Güçlü fiziği ile ileri uçta çok can yakacak özelliklere sahip. İleri uçta her yerde görev yapabiliyor. U-19 milli takımında izlerken gördük ki forvetin sağında da, solunda da ve merkezinde de oynayabiliyor. Sağlam ve bastığı yerden ses getirir özellikte. 

Cem Sultan ise Gs alt yapısının yetiştirdiği değerlerden biri. Onu değerlendiremediler o takımda ama Kayserispor' da çok değerli olacak ve eminim ki hakettiği yerlere gelecek. Cem Sultan eski Bjk' li Oktay Derelioğlu tarzında. Bir kaç maçını izledim. Oldukça beğendim. Gökhan Ünal' ın ekürisi olacağına eminim. 

Önümüzde Uefa Avrupa Ligi şansı var. Eğer bu olursa bu transferler yeterli olmayabilir. Oyun kabiliyetlerine güvenimiz sonsuz ama tecrübe eksikliği bizi üzebilir. Sezon öncesi gelen oyuncuların değerlendirmesi bu şekilde. Allah gönlümüze göre versin. Ben şahsen bu takımdan çok şey bekliyorum.

Muratt

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Sezon Öncesi Değerlendirme I

Gündem çok yoğun. Her gün yeni yeni şeyler yaşanıyor. Geçtiğimiz Pazar sabahından beri İNANILMAZ bir trafik var ve biz bu olanları sadece izlemekle yetiniyoruz. Bizi yaşananların bir çoğu ilgilendirmemekle ( temiz bir lig konusunu kenarda tutuyorum ) beraber sezon öncesinde hali hazırda ki Kayserispor' un kendi çapımızda bir değerlendirmesi yapacağız bu yazıda. 

Gidenler, gelenler karşılaştırması, mevcut kadronun nasıl değerlendirilip, nasıl kullanılabileceği gibi konuları yorumlayıp Kayserispor' un yeni sezonda ki muhtemel yerini tahmin etmeye çalışacağız. Eminim ki sizlerin değerlendirmelerini de yorum olarak okuyabiliriz.

GİDENLER

Suleymanou Hamidou(Kaleci) -Serbest-38
Marcelo Zalayeta(Forvet) -Serbest-33
Alexander Amisulashvili (Defans)K.Krusnador -29
Volkan Babacan(Kaleci) -Fenerbahçe-22  
Yusuf Soysal(Kaleci) -Serbest-29  
Önder Turacı(Defans) -Serbest-30
Ali Bilgin(Orta Saha) -Serbest-30
Selim Teber(Orta Saha) -Samsunspor-30
Mehmet Eren Boyraz(Orta Saha) -Serbest-31
Serdar Kesimal(Defans) -Fenerbahçe-22
Andre Moritz(Orta Saha)-Mersin İ.Y.-26
Karim Ziani(Orta Saha)-Serbest-29    

                                  (YAŞ ORTALAMASI 29.1)                                     


GELENLER

Nicolas Navarro(Kaleci) -Argentinous Juniors-26
Nadir Çiftçi(Forvet) -Porshmouth-19
Engin Bekdemir(Orta Saha) -Porto-19
Gökhan Ünal(Forvet) -Fenerbahçe-29
İlhan Eker(Defans) -Fenerbahçe-28
Okan Alkan(Defans) -Fenerbahçe-19
Cem Sultan(Forvet) -Galatasaray-20
Ömer Kulga(Defans) -Maastricht-22
Zurab Khizinashvili(Defans)-Reading-30
Sefa Yılmaz(Orta Saha)-Duisburg-21
Okay Yokuşlu(Orta Saha)-Altay-17
Cristian Riveros(Orta Saha)-Sunderland-28
Berkay Dabanlı(Defans)-Bayer Leverkusen-21
Erhan KIRCI (Kaleci)-İ.D.Çelikspor-23


YAŞ ORTALAMASI 23

Suleymanu ve Yusuf gitti yerlerine Navarro ve Erhan Kırcı geldi. 





Navarro hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Argentinos Juniors takımından geldi. Arjantin Milli Takım geçmişi var. Olimpiyat Şampiyonu olan Arjantin' in kadrosundaydı. Başarısız bir Napoli macerası geçirmiş. Basit hataları olmadığı söyleniyor. İlk defa boyuyla posuyla bir kaleci transfer ettik izlenimi uyandırdı bende. Dilerim tutar.

Erhan Kırcı Trabzonspor alt yapısından yetişme bir kaleci. Henüz 23 yaşında. Trabzonspor' un pilot takımı olan 1461 Trabzonspor' a transfer olmuş. 2009' a kadar burada oynadıktan sonra İskenderun Demir Çelik transferini yaşamış. Bedava gelen oyunculardan değil. Bonservis ödendi ama ne kadar ödendi bilmiyorum. İskenderun' lu arkadaşlarım gittiğine yanıyor. Demek ki var birşeyler ki Bonservis ücretini ödemeyi göze aldılar.

Alex, Serdar ve Önder gitti defanstan. Yerlerine ise İlhan Eker, Khızınasvili, Okan Alkan, Berkay Dabanlı ve Ömer Kulga transfer edildi.




İlhan Eker Kayserispor' a Fb' de bir tek maçta forma giymeden geldi. Geçen yıl ki transfer döneminde de bizimle adı geçmişti ama Fb transferi olmuştu. Fb' ye transfer olduğunda Gençlerbirliği' nin kaptanıydı ama önünde ki Yobo-Lugano-Bekir üçlüsünün iyi performansı onu etkiledi. İlhan' dan çok şey bekliyorum. Bursapsor' da oynayan Ömer Erdoğan örneği gözümde ve ben umutluyum.


Zurab Khızınashvili ise İngiltere Championship' ten geldi. 10 yıllık mazisi var İngiltere' de. Eski defans oyuncumuz Alexander' ın Gürcü Milli Takımında ki partneri. Defansın göbeğini bu ikisi oluşturuyor Gürcistan Milli Takımında. 72 kez giymiş Gürcistan Milli Formasını. Bonservisi Blacbun Rowers' ta olmasına rağmen 2 sezondur Reading forması giyiyordu. Sağlam oyuncu. Daha önceleri izlemişliğim var. PL sapkınlığım dönemlerinde oldukça fazla maçını izledim. İyi bir kesici ve zeki bir stoper. Yararlı olacağına eminim. 


Yıllardır kanayan yaramız olan sağ beke nihayet transfer yapıldı. Okan Alkan. Fb alt yapısında yetişen bir oyuncu. 2 yıllık kiralandı ve satın alma opsiyonu bizde. U-19 Milli Takımının değişmezi. En büyük özelliği ileri çıkıp atakları kanattan yönlendirebilmesi. İyi ortaları var ve bence bizim en önemli transferlerimizden biri.


Berkay Dabanlı B.Leverkusen II takımından gelme. Serdar Kesimal gibi. O da Köln II den transfer edilmişti. Hakkında fazla bilgimiz yok. Gurbetçi arkadaşlarımız ile görüştüğümüzde kendisi için olumlu referanslar verdiler. Ayrıca Leverkusen taraftarlarının forumlarında Berkay için " Defans ondan sorulur, defansın lideri " şeklinde konuşulduğunu gördük ve duyduk. Umarım yararlı olur, iyi bir alternatif olur. Volkan Dikmen' e benzemesinde.


Ömer Kulga ise Hollanda' dan geldi. MVV Maastricht takımından transfer edildi. Mevkiisi stoper ama aynı zamanda sağ bek oynayabiliyor. Oyun tarzı Serdar Kesimal' a çok benziyor. Ayaklarını gayet iyi kullanıyor ve ileri çıkıp top dağıtabiliyor. Ondan çok umutluyum. İkinci bir Serdar Kesimal olmaması için hiç bir neden yok. İyi gurbetçilerden biri olacağına kesin gözüyle bakıyorum. Dilerim yanılmam.


Birde genç Tolga kardeşim var. Tolga Yıldız. Geçen sezon Buca maçında son dakikalarda oyuna alındı. Sağ bek için 2. alternatif. Alt yapıdan yetişme. Buca maçında ki 15 dakika değerlendirme yapmak için anlamsız ama alt yapıdan bir oyuncunun takım kadrosunda olacağını bilmek büyük mutluluk bizim için.


Muratt.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Kayserispor ve Avrupa Ligi İhtimali

Malum şike soruşturması ile birlikte TFF ve UEFA' nın alacağı kararlar günden güne önem kazanıyor. İlk bakışta bu işin üzerine bu kadar CESURCA gidilmesi Türk Futbolu açısından MİLAT derecesinde öneme sahipken geçtiğimiz sezonun şekillenmesi konusunda da oldukça önemli olmaya başladı. Zira alınacak cezalar ve verilecek kararlar Türk Futbolunu  yepyeni atraksiyonlara sürükleyecek gibi görünüyor.



Fb' ye uygulanabilecek yaptırımlar neler?;

1) Fb ile ilişkili şahıslar hakkında verilecek herhangi bir tutuklama kararı sonrasında, TFF ve UEFA Fb' nin bu sezon ki lig bitirme sırasına bakmayıp bazı yaptırımlar uygulayabilir. Bu yaptırımların en hafifi lige Eksi (-) puanla başlatmak, en şiddetlisi ise küme düşürülüp, düşürüldüğü yerde Eksi (-) puanla başlatmak. Ortak görüş bu işin sonunda Fb' ye karşı oldukça ağır yaptırımlar uygulanacak olduğu. Ama bunun şeklini kimse şu an için kestiremiyor.



2) Peki Şampiyonlar Ligine direk katılacak Fb hakkında Uluslarası bir yaptırım uygulanırsa; İşte o zaman işler iyice karışır. Zira Fb ŞL' ne direk katılıyor ve her hangi bir ihraç söz konusu olursa bu hak ligi 2. sırada bitiren Trabzonspor' a geçiyor. ( Tabii Ts' un olaylar ile ilgili her hangi bir suçlama yaşamaması şartıyla. ) 

3) Uefa Avrupa Ligine katılacak olan Bursapsor Trabzonspor' un arkasından ŞL ön elemesi oynama hakkını kazanıyor. Bu da demektir ki Gaziantepspor Uefa Avrupa Ligine Ön eleme oynamadan katılacak. Beşiktaş' ın hali hazırda ki durumu ise şu an için risk teşkil etmiyor. Zira onlar TK sahibi olarak Uefa Avrupa Ligine gidiyorlar.




Şimdi Kayserispor açısından bakalım meydana gelebilecek olaylara;

4) Ligi 6. sırada bitiren Kayserispor normal şartlarda UEFA Avrupa Ligine gidemiyor biliyorsunuz. Peki yukarıda ki ihtimaller doğarsa ne olacak? O zaman ligi 6. sırada bitiren Kayserispor Uefa Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turundan itibaren Uefa Avrupa Ligine katılacak. Yani Gaziantepspor' un hakkı Kayserispor' a geçecek. Mümkün mü? Evet mümkün. Zira İtalya' da bir Juventus örneği var bu konu ile ilgili.




Avrupa Kupalarına katılmak? BERBAT geçen bir 2. devrenin arkasından kazanılacak bu hakka sevinmelimiyiz? Açıkcası içim atmıyor. Çünkü bileğimizin hakkıyla kaybettiğimiz bir Avrupa şansı var. Masa başında verilmiş kararlar ile elde edilmiş başarıdan hayır gelmeyeceğini düşünüyorum.

Bu akşam konu ile ilgili Süleyman Hurma ile görüşmemde " Avrupa Ligi şansımız doğarsa şu anki bitirdiğimiz transferlerle yolumuza devam edeceğiz. Bu kadro başarı için kuruldu ve biz hazırız. Acil bir ihtiyaç olmazsa transfer düşünmüyoruz. " şeklinde bir cevap aldım. Ben transferlerimize sonuna kadar güveniyorum. Ve tabii Şota Arveladze' ye. Ama bu iş güven meselesinden çok HAKEDİŞ meselesi. Gerçi sezon içinde ki olaylara baktığımızda elimizden alınmış puanları hesaba katmamızda gerekli olabilir ama geçmişe mazi derler bir yerde...

Muratt..

3 Temmuz 2011 Pazar

Şike, Teşvik ve Türk Futbolu.



Türk futbol tarihinde sık sık duyduk bu sıfatları. O kadar duyduk ki hatta bir zamanlar duymamazlıktan geldik. Ama bu seferde neler gördük neler. Bu ülkede 3-0' dan dönen 4-3' lük maçları, son şans olmasına rağmen 8-0 lık maçları. Ne yazık ki bugüne kadar hiç bu kadar cesurca hamleler görmemiştik. 


Geçtiğimiz sezon içerisinde BAHİS konulu Hamburg merkezli bir operasyon yapılmış ve faal futbolcular dahil bir çok kişiye ceza yağmıştı. Bunların içlerinde Kayserispor' dan da 3 isim vardı. Bilal Aziz bir buçuk yıl, Durmuş Bayram ve Umut Koçin ise bir yıl hak mahrumiyeti aldılar.


Gel gelelim bu soruşturma BAHİS soruşturmasından çok farklı. Direk Ligin kaderini etkileyen ve Şampiyonu belirleyen bir ŞİKE ve TEŞVİK var işin içinde. Fb başkanı Aziz Yıldırım' ın adı daha önce nice olaya karıştı ama bugüne dek hiç bu kadar sıkışmadı. Asker Kaçaklığından tutun da Hakem Odası basmalara kadar nice sefer adını duyurdu ama hiç bu kadar zorlanmadı. Bugün Sivil Polisler arasında götürülmesi Türk Futbol Tarihi açısından bir milat. 




Sabah 9 dan beri takip ediyorum bütün gelişmeleri. Aziz Yıldırım' ın evinden alınmasından bu yana. Lakin olayları izlerken şunu gördüm. Bu ülkede gerçekten bişeyler değişiyor. Bir şeylere ve bir yerlere artık DOKUNABİLİYORUZ. Bu olaydan hiç bir sonuç çıkmasa bile artık şunu gördük ki burası Türkiye Cumhuriyeti. Muz Cumhuriyeti değil, Fb Cumhuriyeti HİÇ DEĞİL... Tabi anlayana...



Bir de Fb taraftarlarının BAŞKANLARINA DESTEKLERİNİ görünce gözlerim doldu. Tamam başkanınız suçsuz olabilir ama YA SUÇLUYSA. O zaman bu ülkede futbolseverlerin karşısına nasıl çıkacak, bir birinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Yapmayın beyler ve bayanlar. Aklınızı başınıza alın. İnsanoğlu ÇİĞ SÜT EMMİŞTİR. Beşer Şaşar, Hata Yapar. Biraz sakin olup bekleseniz de ona göre DESTEK VERSENİZ ne olur. 


Tam tersine Eskişehir taraftarlarını da yürekten tebrik ediyorum. Ne olursa olsun BU REZALETE adı karışanları bırakın savunmayı, geldikleri ilk günden  bu yana istememişlerdi ismi geçenleri. Bunu da deklare ederek halihazırda ki yönetimi de istifaya davet ettiler.


Kıssadan Hisse. Temiz bir Lig için üzerimize düşen neyse yapmalıyız, yapmak zorundayız. Belki takımımız zarar görecek ama TÜRK FUTBOLU kazanacak.

Muratt..