21 Ocak 2012 Cumartesi

Bir Nefes Alın...


Durun, bir nefes alın. Bir kendinize gelin, üzerinizde ki şu lanet ölü toprağını bir atın. Giydiğini formanın, taşıdığınız armanın bir hakkını vermek için oturun, nerde yanlış yaptık biz diye lütfen bir düşünün. Bu ülke standartlarının çok üstünde para kazandığınızı hatırlayın, kazandığınız paranın hakkını vermek için ne yapmalıyız demeye başlayın bir an önce. Salı günü Mersin' e geliyorsunuz. Sizi şehrin girişinde karşılayıp, kalacağınız otele kadar getirip, stadyuma geçene kadar kapınızda beklerim, hiç gocunmam. 

Geçerim tribünde 90 dakika bir yerimi yırtar, destekten asla vazgeçmem ama sizin de buna bir karşılık verme zamanınız geldi beyler... Bakın her takımın kötü günleri olur, futbol oynamayı dahi unutabilirsiniz bazen ama RUHSUZLUĞUNUZUN hiç bir açıklaması yoktur ve olamaz. 

Şimdi durun, bir nefes alın.. Kendinize gelmek için bir şansınız daha var unutmayın. Bir galibiyet, hatta adam gibi oynanarak alınacak bir mağlubiyet her şeyi daha güzel hale getirir. Yeter ki o yüreği sizlerde görelim...

İhtimaller, İhtimaller...


Kaç gündür düşünüyorum, taşınıyorum işin içinden çıkamıyorum. Kendi kendime durmadan bişeyler üretip bunu birilerine dikte etme isteğim had safhada. Kötü giden işler, kötü giden takım...Biraz uzak durayım dedim onu da beceremedim. Aklıma gelen şeyleri, özetle oyun sistemi ve kadroda yapılması muhtemel değişiklikleri yazıp biraz rahatlayayım istiyorum..

Genel mana da takım incelendiğinde en büyük sorunun Orta Saha ve Forvet hattında ki uyumsuzluk, becerisizlik vs. den olduğu malum. Özellikle forvet arkasında yaşadığımız önlenemez bedbaht Troisi girişimleri iyice suyu çıkmış portakala çevirdi takımı. Troisi en son Gaziantepspor maçında toplamda 36 top kaybı yaparak bu alanda ki rekorunu kimselere teslim etmiyor. Oysa Ziani' den kaliteli olduğu iddiasıyla takıma kazandırılan Engin diye bir yetenek var takımda. Ama o Troisi' nin stepnesi konumunda bile değil.

Keza aynı şekilde çok çok büyük umutlarla alınan Sefa YILMAZ ( bugün yarın Glasgow Rangers' a transfer olması beklenen Mervan ÇELİK' in yerine tercih edilmişti ) inanılmaz bir hayal kırıklığı. yaşatıyor bizlere. Bir de tabii ki vefa uğruna takıma yeniden kazandırılan Gökhan Ünal. Onun umursamaz tavırları herhalde sadece beni çıldırtmıyordur.

Peki ne yapmalı, nasıl bir çözüm üretmeli bu duruma. Hem takıma yeni bir hava katması açısından, hem küskünleri geri kazanabilmek adına farklı sistem varyasyonları, farklı oyun ve oyuncu profilleri denenmeli artık. 80+ da oyuncu değiştirmenin takıma hiç bir fayda sağlamayacağını bile bile bu konuda ki ısrar nedir sizce?

Kadro da kesin bir revizyon şart. Örnek veriyorum 4-2-3-1 sistemi oynanırken Riveros ve Okay' ın orta saha da birlikte değerlendirilmesi, Riveros' un orta yuvarlağın kendi sahamızda kalan yarısında, Okay' ın rakip saha da kalan yarısında kullanılması, üçlü orta sahanın ön kısmına Engin, Furkan gibi genç, koşabilen, baskı kurabilecek ve pas yapabilecek adamları yerleştirerek ön alanda özellikle Okay ile baskı kurulması, kanatlarda orijinal kanat oyuncuları kullanarak kanatlara etkinlik kazandırmak, yeri geldiğince denenmemişleri denemek zorunluluğu görüyorum.  

Forvet hattı içinde benzeri cümleleri kurabiliriz. Kesinlikle bir kan değişikliği şart bu bölgede. Gökhan Ünal her ne kadar takımın en çok gol atan oyuncusu olarak görünse de maç içinde ki etkinliğinin sıfır olduğu gün gibi aşikar. Cem Sultan, Ömer gibi isimleri tutup kanatlarda heba etmek yerine kesinlikle bu oyuncuları gerçek yerleri olan forvet bölgesinde değerlendirmeli ve kaybedeceksek bu yüzden kaybetmeliyiz. 

Her ne kadar Şota' nın sistemine ve fikriyatına aykırı olsa da elimizde ki kadronun 4-4-2' ye uygun bir kadro olduğunu düşünenlerdenim. Zira İglesias ve Gökhan Ünal birlikteliğinin bu takıma çok şey kazandırdığını, bir çok golümüze zemin hazırladığını hatırlatayım. Emir-Gökhan, Emir-Ömer ya da Emir-Nadir isimlerinin birlikte oynayacağı hatta Gökhan-Ömer, Gökhan-Cem isimlerinin birlikte değerlendirileceği sistemlerin mümkün olduğunu ve değişikliğin takıma bir nebze iyi geleceğini düşünüyorum. Sadece değişim gereken yerin forvet olmadığı da bir gerçek. Orta sahada da mutlaka 4-4-2 sistemine uygun değişiklikler gerekiyor. Riveros ve Okay ya da Riveros-Engin' li bir orta saha göbeği, solda Biseswar, zor kalınan durumlarda Ömer, sağda Sefa ya da Nadir' li bir kanat kombinasyonu denenebilir sanki. Tabii bunlar ihtimaller. İhtimaller üzerinden konuşuyoruz. 

Bazı kesimlerin transfer politikasını eleştirmesine katılıyorum. Evet çok genç oyunculardan medet umuluyor gibi görünüyor, aralarına tecrübeli ve kaliteli isimler katılmadığından bahsediliyor. Evet bu eleştirilerin hepsine katılıyorum ama bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Kadroda ara sıra oynayan Okay ve Sefa dışında genç diyebileceğimiz kaç kişi forma giyiyor ki? Transfer politikasını eleştirelim tamam ama Şota' nın bu konuda ki pasifliğini de eleştirelim. Eğer sen bu takımın hocası isen transfer konusunda pasif kalmayacaksın. İdeallerin olduğunu, Kayserispor' da kendini kanıtlamak istediğini düşünenlerdenim. Bunu istiyorsan göstermelisin. 

Diyelim ki bunu yapamadın, Süleyman Hurma' ya duyduğun saygı, sevgi sana engel oldu. ( Profesyonel hayatta bu biraz tuhaf olur ama ) O zaman sevgili Şota, sistemine göre oyuncu transfer edemiyorsan oyuncuya göre sistem kurmalısın. Elinde ki kadrodan elde edebileceğin verimi yüksek tutmak için inat ve dar görüşlü yaklaşımlardan uzaklaşman dileğiyle.