18 Kasım 2012 Pazar

Nazar Boncuğu


Cangele' ye destek için açılan pankartla başlıyoruz söze. 10' un ne kadar sevildiğini bir kez daha ve gayet net bir şekilde gösterdik sanırım ilgili kişilere. Bu kişilerin içinde Cangele' de olmalı. Ne kadar sevildiğini biraz olsun anlasın ve o da üzerine düşen neyse yapsın istendi. Ama asıl anlaması gerekenler Cangele gibi bir değeri olmadık yere, saçma sapan iddialarla yıldırmaya çalışanlardı. Ve bunun başarıldığını düşünüyorum. 

Gelelim maça. İlk 45 dakika sezonun en iyi futbolunu oyna, 9 defansif futbolcu ile futbol oynamaya değil de, futbol oynatmamaya gelen Hikmet Karaman' ın takımına karşı 5 tanesini kaçırmak üzere 6 yüzde yüz gol pozisyonuna gir, olmadık bir dakika da, olmadık bir şekilde golü ye ve bir puana razı ol. Sinirlenmez de ne yaparsın soruyorum?

Hocanın değişiklik kararını tartışırız belki. Şöyle ki Riveros-Engin değişikliğinin hiç yeri ve zamanı değildi sanki. Ama Riveros' un sakatlandığı bir pozisyon var ki bence o anda oyuna devam etmemeliydi. Bu nedenle Prosinecki' nin kararına saygı duymaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Hoş tribünde olan bazı arkadaşlar değişiklik işareti geldiğinde Riveros' un "ben iyiyim, çıkarmayın" diye el işareti yaptığını söylediler ama olsun. Haftaya zorlu bir deplasmana gidiyoruz. Riveros' un riske edilmemesi bence doğruydu. 

Ha yerine giren Engin kardeşimin yaptıklarından çok yapamadıklarını konuştuk maç boyunca. Okay o anda girse, Engin' i son dakikalara saklasak daha mı iyi olurdu diye düşünmedim dersem yalan söylemiş olurum. Ama hocanın kararına da Riveros' un sağlığı açısından çok kızmadım...

Maç boyunca defansif anlamda 0 hata ile oynadığımızı özellikle belirtelim. 3 haftada toplam verdiğimiz pozisyon iki buçuk ve yediğimiz gol sadece bir. O da son dakikada, içinde faul kokan ve Okay' ın yavaş kalmasından kaynaklanan bir sebepten yenildi.

Maçın adamı yine Abdullah Durak' tı. Harika bir oyun oynadı yine bugün. Yediğimiz gol anını yeniden izlerseniz ne kadar hırslı ve kazanma arzusuyla dolu olduğunu bir kez daha görürsünüz. Yine takımın iyilerinden biri kaptan Eren Güngör' dü. "0" hata ile oynadı, yediğimiz golde kendisine faul yapılmasa ( ben faul yapıldığı görüşündeyim, burası benim şahsi kanaatim ) topa müdahale edip uzaklaştırabilecek pozisyondaydı. 

Engin geçen hafta ki kötü görüntüsünün üzerine ekleyip çıkmış bu hafta maça. Basit oynamama gibi çok ama çok kötü bir huyu var. Kendine de, takıma da yazık edecek böyle devam ederse. Bulduğu şansları takımın yararına kullanırsa eminim çok çok daha faydalı olur. Okay inanılmaz bir durgunluk ile girdi oyuna. Resmen el freni görevini üstlendi oyuna dahlinden sonra. Golde de yaşına yakışmayacak kadar ağır kaldı ve 30 cm önünde ki Medunjanin' in o şutu çıkarmasına engel olamadı. Cleyton yine müthiş iki pas ile oyunun kaderini değiştirecek hareketler yaptı, üstelik 90 dakika boyunca yine ayakta kaldı. 

Steinsson ve Riveros' a bir parantez açalım. İki tane inanılmaz profesyonel, iki tane inanılmaz iş sadakati olan futbolcu. Tabir-i caizse Cesur Yürek her ikisde. Gözlerinden yaş getirecek derecede sakatlık yaşarlarken "ben oynayacağım" diyerek bu kalitelerini ve adamlıklarını bir kez daha gösterdiler. Onlar çıktıktan sonra ki hataları sanırım hepimiz gördük. Mevla ağır sakatlıklardan korusun İnşAllah...