19 Mart 2012 Pazartesi

Orta Saha Olmadan Gelen Galibiyet!


Orta saha olmadan futbol nasıl oynanır dersi vermenin dayanılmaz keyfini yaşıyorum desem yeridir. Riveros dışında ne bir top yapan, ne de topa basan kimsenin olmadığı bir Kayserispor vardı yine sahada. Şota maç sonunda Lig Tv ye yaptığı açıklamada " ikinci yarı orta sahada boş adamları bulduk, izleyenler görmüştür. " gibisinden bir şeyler söyledi. Bu cümle üzerine " Acaba biz farklı dünyalarda mı yaşıyoruz Şota ile? Ya da yedek kulübesinden maç izlemek ile beyaz camdan maç izlemek arasında cidden bu kadar fark var mı? " diye sordum kendime. Bugün 90 dakika orta sahasız futbol oynadık bunu ben gördüm de, hocam cidden sen görmedin mi? Neyse uzatmayalım. Futbol namına hiç bir şey ortaya koymadığımız bir haftayı daha 3 puanla kapatmanın tarifi imkansız mutluluğunu yaşıyorum. Bu galibiyetin ve alınan üç puanın başka anlatımı olamaz sanırım.

Maç içerisinde bir çok önemli kırılma anı var. Bunları hatırladığım kadarıyla yazayım. Abdullah ve Emir' in ardı ardına aynı dakika ve hatta saniye içinde kaçırdıkları iki pozisyon, sonrasında Eren Güngör' ün kaleci Ertuğrul tarafından kurtarılan kafa vuruşu. İkinci yarıda Hasan Ali' nin pozisyon hatası sonucunda gelişen Samsunspor atağında Gekas' ın direkten dönen topunu Ekigho' nun bomboş durumda kaçırması ve golü atamaması, Furkan' ın oyuna girişi, ilk yarıda ardı ardına 4 pas yapamayan Kayserispor' un ikinci yarıda golden önce bunu yaparak kanada inmesi ve Amrabat' ın güzel ortasında Kujoviç' in golü bulması, kornerden gelen topu Zurab' ın çevirmesi ile önünde bulan Eren' in topa dokunamayışı, Samsunspor adına yine Ekigho' nun Troisi' nin bencilliği sonrasında girdiği pozisyonda topu auta vurması ve Furkan' ın çabukluğu ile yakaladığı kontra da verdiği akıllı pas ile Troisi' yi pozisyona sokup asist yapmasını sağlaması maçın 90 dakikasına yayılan kritik kırılma anlarıydı. 

Çok ciddi iki hata belki de bizi yeniden ateş hattına götürebilirdi. Futbolun şansı yaver gitti de bu hali yaşamadık. Hasan Ali' nin maç boyunca yaptığı tek hata çok ama çok pahalıya maal olacaktı. Öyle ki önünde oynayan Amrabat' ın yanına kadar gelerek müdahale etmek istedi, arkasında kalan topa yetişemeyince bir anda belki de sezonun en tehlikeli atağını kalemizde gördük. Dediğim gibi tamamen şans ile bu golü yemekten kurtulduk. İkinci pozisyon ise artık belalım olarak gördüğüm Troisi' nin su götürmez bencilliği sonucunda kaptırdığı top ile meydana gelen pozisyondu. Hasan Ali ilk atakta ki hatasını affettirircesine kademeye girdi ve Ekigho' ya o topu kolay kullanma fırsatını vermedi.

Benim için maçın görüntüsü Süleyman Hurma' nın ikinci golden sonra elini yüzüne kapatarak şükrettiği ya da ağladığı o anın fotoğrafıydı. Bir çok hata yapmış olabilir. Senelerdir verdiği sözlerin bir çoğunu yerine getirmemiş ya da getirememiş olabilir. Ama ben şunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliyorum. Eğer Süleyman Hurma gibi kendini takımla, kulüple bu kadar bir tutan, bu şehrin takımı için gecesini gündüzüne katıp, günlerce uyumadan, yorulmak nedir bilmeden çalışan, bütün mesaisi Kayserispor olan 3-5 tane daha yöneticimiz olsun iddia ediyorum hiç kimse bu takımın bileğini bükemez, hiç kimse bu takıma kafa tutamaz. Evet belki bu sene yaptığı hataların sonucunda buralara geldik, bu durumlara düştük ama bunu söyleyecek arkadaşlar şuna cevap versin. Acaba bu durumu bu kadar düşünen başka biri var mı kulüpte?

Sonradan ekleme gibi olacak ama maç içerisinde mücadele veren, kendini yırtan kardeşlerimin hakkını teslim etmediğimi gördüm. Takım içerisinde Riveros ve Eren Güngör tam tabiri ile kendilerini parçaladılar. Hasan Ali' de iyi günündeydi. Hem Hasan Ali, hem Eren Güngör maç boyunca tek hatayla oynadılar. Eren Güngör' ün hatasını hakem, Hasan Ali' nin hatasını ise Ekigho kurtardı. Dün futbol yoksunu takımda diri kalan, savaşan üç kardeşimede selam olsun...