29 Mayıs 2012 Salı

TÜMKAYDER 1. Mantı Festivali


TÜMKAYDER ( Tüm Kayseri' liler Derneği ) İstanbul merkezli bir dernek ve dernek başkanlığını Sabah Gazetesi Spor Yazarı Sayın Fatih Doğan yapıyor. Aslında TÜMKAYDER uzun zamandır var ama ne yazık ki adından başka bir etkinliği yoktu. Son zamanlarda biraz kıpırdanmalar başladı ve bu da bizi çok mutlu ediyor. Şimdi gelelim bloga bu konuyu taşıma nedenimize. Bir Kayseri' li olarak içeride dışarıda ne kadar Kayseri' li var ise bir araya getirme ya da buna vesile olma gibi bir görevi kendi kendime tayin ettim. Gerek maçlarda, gerek bu tür etkinliklerde Kayseri' lilerle bir araya gelmeyi veya Kayseri' lileri bir araya getirmeyi çok arzuluyorum.

TÜMKAYDER 10 Haziran 2012 günü İstanbul Esenler' de İstanbul' da bulunan diğer İlçe ve köy dernekleri ile birlikte 1. Mantı Festivali düzenliyor. Hedef yaklaşık 10 Bin Kayseri' liyi bir araya getirmek ve mantı yedirmek. : ) Evet evet. Mantı festivalimiz var dostlar. Ben katılmaya katılamıyorum da bu yazıyı okuyup katılacak olanlar olur ise yemiş kadar olacağıma emin olabilirsiniz : ) Şimdiden iyi eğlenceler...

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Hatırlatma!


Hatırlatayım istedim. Kayserispor haberleri yapan, sürekli iletişimde olduğumuz KayserisporFan Sanal Oluşumu sitesi biliyorsunuz kulüpten kendi yaptığı ürünlerde logo kullanılması için onay almış ve lisanslı şekilde ürünler yapıp satmaya başlamıştı. Bu ürünlerin satışları hala devam ediyor bilginiz olsun.

Alışveriş için bu siteden online sipariş verebilir ya da  Kayseri' de yaşıyorsanız eğer Yeraltı çarşısında Trendyspor isimli spor mağazasından temin edebilirsiniz. Satışlar bu iki yerde devam ediyor. Hatırlatalım istedim...

Bu arada Store için 2-3 mağazalık bir girişim olabileceği, konunun Başkan Recep Mamur' un masasında olduğunu da duydum.Gerçi bu konu hep başkanın masasında duruyor da masanın neresine koyuyor o kadarını bilmiyorum. 

Erdal Akdarı Kayserispor' da!


Hannover 96' nın rezerv takımında oynayan Erdal Akdarı ile Kayserispor 4 yıllık sözleşme imzaladı. Erdal sol bek mevkiinde oynuyor. Böylelikle Hasan Ali Kaldırım' ın muhtemel transferi için zemin hazırlanmış oldu. Yalnız şu var ki Hasan Ali için alternatif olarak transfer edilen Erdal ve Nurettin profesyonel tecrübesi olmayan isimler. Yani bu çocuklarla lige başlamak ( her ikisininde profesyonel maç tecrübesi olmadığının altını bir kez daha kalın çizgilerle çizerek hatırlatayım ) resmen el bombasının pimini çekip elimizde tutmaya benziyor.

Almanya' da yaşayan bir Kayserispor taraftarı olan ve futbol bilgisine çok güvendiğim Ahmet Kurt kardeşimin bu transfer ile ilgili bana yaptığı yorum konuyu özetler nitelikte; 

" Erdal Akdari transferi ile çok büyük bir kumar oynadik. Kumar diyorum neden? Çünkü "profesyonel olmamiş" oyuncularin transferi her zaman kumardir. Hasan Ali' de bu kumar tuttu ve 2 yıl solbek yükümüzü çekti (tabi buna çekmek denilirse) fakat yakın tarihimizde tutmayan oyuncularla yaşadığımız sıkıntıyı da hep çektik. Mesela savunmanın diğer tarafına transfer edilen Durmuş Bayram ile. Şimdi bizler profesyonel maç tecrübesi "0" << yazı ile SIFIR >> olan 2 oyuncuyla sezona başlayacağız ( Nurettin ve Erdal ) eminim ki ikisi de yeteneklidir ve hatta Hasan Ali' den daha yeteneklidir fakat Hasan' in 2 yıllık maç tecrübesi var. "

İşte durum böyle. Yine Rus ruletine hazırladık kendimizi ve tetiği çekecek elemanı bekliyoruz. Hayırlısı diyelim...

Sizce de Hala Oynar mı?


Geçmiş gün olur ki derler ya, işte bu görüntü o ana ait. Bize karşı kim iyi futbol oynadıysa transfer etmişliğimiz var. Troisi 3 gol attı, sonra ki sezon transfer ettik. Şota' lı AZ Uefa kupasından bizi eledi, futbolcu iken transfer edemedik ama teknik adamlığa bizde başlattık. Teknik Direktörlüğünü tartışırım ama futbolculuğuna diyecek sözüm yok. Şimdi yukarıda ki fotoğrafı ile aşağıda ki fotoğrafı karşılaştırın ve şu soruyu size sorduğumu farz edin. Sizce de hala oynar mı?



25 Mayıs 2012 Cuma

Anket Sona Erdi...


Anketimizin sonuna geldik. Saat:21.30 itibariyle anketi kapattık. 154 kişi katıldı anketimize. Kayserispor adına sezonun en iyi golü açık ara farkla Emir Kujoviç' in Mersin' de Mersin İdman Yurdu' na frikikten attığı 2. gol seçildi. James Troisi' nin Gençlerbirliği' ne attığı gol oylamada 2. sırada yer alırken yine Emir Kujoviç' in Gaziantepspor' a attığı gol 3. sırada kendisine yer buldu. Katılıp ilgi gösteren herkese teşekkürler...



24 Mayıs 2012 Perşembe

Jenerasyona Gel... Gelmez...


Gelmez tabii. Çok zor. Her biri kendisine bir yol çizdi gitti. Fatih Ceylan' lı, RagıpBaşdağ' lı, Bülent Bölükbaşı' lı, Mehmet Topuz' lu, Gökhan Ünal' lı, İvankov' lu, Aydın Toscalı' lı o kadro bir daha gelmeye gelmez de, o kadronun bir benzerinin gelmesi de çok zor. Hala o günlere iç geçirerek bakan ben ve benim gibiler var. Özleyenler, arayanlar, o heyecanı an ben an yaşayıp, iliklerine kadar hissedenler... Bir başka jenerasyondunuz siz...

22 Mayıs 2012 Salı

Kayserispor' un Bu Sezon Attığı En Güzel Gol Hangisi?



Sezonun en güzel golünü seçeceğimiz anketi siteye ekledik. Ligin en başından sonuna kadar 34 haftayı inceledik ve kendi fikrimizce ve gözlerimizin gördüğü kadarıyla değerlendirdik. Seçtiğimiz golleri saolsun arkadaşlarımın yardımları ile video haline getirdik. Golleri seçerken hem estetiğine hem de hazırlanışlarına bakarak seçim yaptık. Elbette her göz farklı görebilir. Eğer ki bu gollerin dışında gözünüze hoş gelen goller olduysa anketin dışında yorum kısmına bunları belirtmenizi isterim. Anket Cuma gününe kadar devam edecek. Şimdiden katılıp destek veren herkese teşekkürler...


20 Mayıs 2012 Pazar

Anket Sonuçlandı.


Biliyorsunuz bir kaç gün önce blogda bir anket düzenledik ve bugün saat: 19.00 itibariyle anketi kapattık. Ankette " Kayserispor' da sezonun en iyi oyuncusu sizce kimdi? " diye sorduk. Toplam 3 günde 63 kişi katıldı oylamaya. Sonuç olarak ankete katılanlar Cristian Riveros Nunez' in bu sezon Kayserispor' da ki en iyi oyuncusu olduğunu söylediler. 

Cristian Riveros ile ilgili bir iki kelamda ben edeyim. Geldiği sıralarda hakkında bir İnceleme Yazısı hazırlamış ve kısmen orada Riveros' un özelliklerinden bahsetmiştim. En büyük özelliklerinden birinin hırslı ve mücadeleci bir yapısı olduğunu, tuttuğunu kopardığını anlatmıştım. Riveros umduğumuzdan daha iyi çıktı. Bu takıma her şeyini verdi, elinden geleni yaptı. Topa kafasını soktu, kanını akıttı. Özetle bu sene benim gözümde Riveros sezonun en iyi oyuncusuydu. Navarro ve Pekarik' i de arkasından sayabilirim. Her ne kadar Pekarik' e 1 oy verilmiş olsa da o kiralık bir oyuncu gibi oynamayarak benim sıralamamda yerini aldı... : )

17 Mayıs 2012 Perşembe

Euro 2020 Hayallerimiz Vardı...


Güne süper(!) bir haberle başladık. Ntv Spor un haberine göre UEFA Euro 2020 adaylık sürecini önü açık bir şekilde uzattı ve üyesi olan 52 ülkeye bunu iletti. Malum 15 Mayıs gece yarısı son başvuru zamanıydı ve son güne kadar tek aday Türkiye idi. 15 Mayıs' ta İskoçya, Galler ve İrlanda ortaklığı ile Gürcistan üyelik başvurularını bildirdiler UEFA' ya. Tamam her iki ülkenin de kazanma olasılıkları Türkiye' ye göre az ama aday olmaları bile bizim yolumuza bir taştı.

Şimdi 49 rakibimiz daha var. Ve bu UEFA' nın bize verdiği kısmi bir ceza. Avrupa kupalarına katılmamayı göze olan bir federasyona sahip olduğumuz notunu bir kenara iliştirip kulağımızı çeken UEFA' nın bu kararını bir irdeleyelim.


Demişti ki Platini; " Türkiye 2020 Olimpiyatlarını alamaz ise benim Euro 2020 için oyum Türkiye' ye." Euro 2016' nın Fransa' ya peşkeş çekilmesinde UEFA başkanı Platini' nin payı olduğunu yüksek sesle dile getiren Türkiye' ye bu yaklaşım bir sus payı idi. Platini' nin bu ve benzeri yaklaşımları ile  İstanbul' da yapılacak olan  UEFA Kongresine hem hazırlık yapıyor, hem de olumlu açıklamalar ile güven vermeye çalışıyordu. Çünkü ciddi manada Euro 2016 yüzünden suçlanmaya başlamıştı. Lakin 3 Temmuz da ortaya çıkan Şike olayları, bu olaylara karşı devlet erkanı ve futbolumuzu yöneten makamların ve bu makamları işgal eden zatların takındığı tavırlar, verilemeyen cezalar, kişi ve kurumları kurtarmak adına koskoca federasyonların yönetim değiştirmesi, ülke de 1-2 takım dışında neredeyse bütün takımların ŞİKEDEN yana taraf olması vs. gibi konular ile " 0 " Tolerans ilkesinin uygulanabilirliğinin azalması gibi nedenler UEFA' nın elini oldukça güçlendirdi ve Türkiye' yi şu anda kısmen cezalandırmayı kendilerine bir görev sayıyorlar. Bu alınan en son karar kısmi cezanın bence en güzel yansıması oldu. Ve korkum odur ki bu yapılanlar henüz buz dağının görünen yüzü. 


Yıldırım Demirören federasyonu ve 3 Temmuz' dan bugüne bu süreci buraya getirenlerin ülke futboluna çaktığı kazığın ucu bucağı yok bunu bir kere çok iyi bilelim. Bu kazığın acısı daha sonraları çıkacak. Ama yapılanlara sessiz kalanların da bu suça, bu usulsüz duruma ortaklıklarının altını daha kalın bir kalem ile çizmekte fayda var... Bu dakikadan sonra ülke futbolunun kendisine gelmesi çok zor olacak. İnşAllah ben yanılırım...

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Bizimkisi Bir Garip Transfer Hikayesi

 

Senelerdir büyük takımların transfer listesinde olupta alamadıkları bir çok futbolcuyu transfer eden bir politikamız var. Ziani, Zalayeta gibi uzun yıllar Istanbul takımlarının rüyalarını süsleyen isimler geldi Kayserispor'da futbol oynadı. Aslına bakarsanız normal şartlarda bu büyük başarıdır ve bu başarının su götürmez tek sahibi Süleyman Hurma'dır. Gerek yıldız isimler, gerek yabancı genç yetenekler konusunda etkili ve de beceriklidir kendisi. Yalnız bir kötü huyumuz var ki bazı transferlerde elimiz boş kalabiliyor. Mido, Shittu, Boughera ve Hürriyet gibi isimler bunlara en güzel örnekler. Bu transferlerin olmayışlarının elbette nedenleri var. Maddi, manevi bir çok neden sayılabilir. En taze örnek Makukula idi. Çocuklarının eğitimi ile ilgili sıkıntılar yaşayacağını düşündü ve Izmir' e yakın olan Manisaspor' a transfer oldu. Şimdi gündemde Mohamed Diame ismi var. Eleman ile ön anlaşma sağlandı ve akşam saatlerinde Kayseri' de olması bekleniyor. Ama ben bu transfere RESMI IMZA atilana kadar mesafeliyim. Nedeni ise MADDI ve MANEVI dış etkenlerin var oluşu. Ben Süleyman Hurma' nın transfer becerisini yakinen biliyorum ve kendisine güveniyorum. Ama transfer edilmek istenilen taraftan dolayı doğabilecek sıkıntılara istinaden sevinç hakkımı şimdilik gizli tutuyorum. Her ne kadar futbolcu hakkında olumlu referanslar alsam da imzayı görmeden gelin güvey olmak istemiyorum. Işte bu yüzden Bizimkisi Bir Garip Transfer Hikayesi...

13 Mayıs 2012 Pazar

Şapkayı Öne Koyma Zamanı


Her bakımdan lanet, iğrenç, tuhaf, saçma ve de bizim için berbat bir sezonu geride bırakmanın inanılmaz mutluluğunu yaşıyor ve bu duygumu sizlerle bir kez daha paylaşıyorum. Ayak oyunlarının oynandığı, bazı kişilere, bazı kulüplere özel uygulamaların yapıldığı, kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı , Türk Futbolunun tam manasıyla ve resmen katledildiği bir sezondu. Ne kadar dua etsek azdır bittiği için.

Kayserispor açısından bu sezon bin bir türlü hata, eksik ve noksanlarla geçti. Yanlış ve yersiz transferler, yanlış ve yersiz oyun anlayışları, yanlış ve yersiz yönetimsel hatalar ile ligi ancak 11. sırada bitirdi kulübümüz. Bu kötü gidişatın ve de bitişin nedenlerini tek tek irdeleyelim istedim.


Yanlış ve Yersiz Transferler;  Bu sezon yapılan ve " Genç Transferler " kılıfına sokulan bir çok transferden faydalanamadık. Bırakın faydalanmayı bu transferlerden kadroya girebilenlerin sayısı ne yazık ki çok ama çok azdı. Girenler takıma ne verdi, ne kadar verdi bunları çok tartıştık. Özetle biz bu yıl transferde en çok KALİTEYİ tartıştık. Öyle ki saha içinde takımı sırtlayacak, yönlendirecek lider bir oyuncu bulamadık ve bunun sıkıntısı inanılmaz yaşandı. Geçen yılın ilk devresinde Selim Teber, ikinci devresinde ise Ziani bu lider ruhu yerine getiren futbolcularımızdı. Önceki sezonlarda Topuz, Bülent Bölükbaşı, Johnson gibi bu özelliklere sahip, takımı ateşleyecek isimler kadrodaydı. Biz bu başarıyı bu sene ne yazık ki gösteremedik. Zurab' ın, İlhan Eker' in takım içerisinde pek bir fonksiyonları olmadığını gördük. Genç transferlerimizin ne yazık ki yaptığı hataları, kötü performanslarını ya da iyi oynadıklarında takdir edilmelerini sağlayacak bir isim yoku takımda. Vardıysa da bunu bize saha da gösteremediler ne yazık ki. Bunlar da bize bu sene yapılan "Yanlış ve Yersiz Transferler" i başarısızlık sebeplerinin en başına koydurdu. İşin aslına bakılırsa transferde Şota' nın etkili olduğu dönemlerde takıma kazandırılan futbolcuların katkısı çok fazlaydı. Bu sene bu denenmeli ve transferde tek yetkili Şota olmalı. Amrabat, Ziani, Alex, Zalayeta ve hatta şu an ki performansı ile Biseswar bunlara en iyi örnekler. Lütfen ne yapılması gerekiyorsa bu sene yapın.


Yanlış ve Yersiz Oyun Anlayışları; Transfer konusunda ne kadar doğru işler yapsa da saha içinde ki tercihleri sorunlu bir hocamız var. Şota Arveladze' nin oyun anlayışında ki doğrularını, yanlışlarını çok tartıştık. Basmakalıp bir sistemi elinde ki oyuncularının oynayıp oynayamayacağını düşünmeden inatla sahaya yansıtmaya gayret gösterdi. Hep sistemine göre oyuncu bulmaya çalıştı ama başarılı olduğu karşılaşmaların başarısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Elinde ki mevcut oyuncuları kullanabileceği bir sistemi hiç denemedi, bırakın denemeyi bence düşünmedi. Bu da bize bir çok sıkıntı yaşattı. Mutlaka kendi gerçekleri vardır ama başarı için bazen kendinden feragat edeceksin. Etmezsen bu yüzden eleştirilirsin. Başarı gelmediği için hedefe alınır ve bütün sitemleri karşılamak zorunda kalırsın. Eleştirdiğimiz bir diğer konu bu sene ki oyuna müdahaleleri. Geçtiğimiz sezon oyuna müdahaleleri ile maç kazandıran Şota Arveladze, bırakın bu sene oyun kazandırmayı oyuna bile müdahale etmedi ya da edemedi. Bu konuda da Van Der Lem Hoca nın geçtiğimiz sezon takıma kattıklarını çok konuştuk. Gördük ki bu konuda haklıyız. Biz geçen sezon öyle maçlar yaşadık ki tarifi imkansız. Bir Ankaragücü maçı vardı ki dillere destan. Ama bu sene o görüntüden çok uzak kaldık. Şota' nın bu konuyu mutlak suretle değerlendirmesi, takıma müdahale ve oyun anlayışı konusunda eksiklerini gidermesi lazım ki seneye bu yıl yaşadığımız sıkıntıları yaşamayalım. 


Yanlış ve Yersiz Yönetimsel Hatalar; İşin püf noktası ve bence son dönemlerde ki en aciz yönetimsel hatalar bu sezon yapıldı. Gerek 3 Temmuz' dan bu yana gelişen süreçte takınılan tavır ve gösterilemeyen duruş, gerek taraftara yönelik bir türlü gerçekleştirilemeyen olumlu adımlar, gerek taraftarı tribüne çekecek işlerden uzak durulması bu senenin yönetim bazlı hataları oldu. Hoş biz bu hataları son bir kaç senedir sürekli yaşıyoruz ama bu sene ki gösterilen ve yapılan şeyler sınırları çok ama çok zorladı. Ne yazık ki basiretsizlikleri ve bir çok konuda ki yanlış taraf seçimleri başımıza olmadık işler açtı. Bizim yönetim kurulu başkanımız normal şartlarda sözü geçecek ağırlığa sahip biri konumunda. Ama bu ağırlığını ne yazık ki bu sezon hiç kullanamadı. Bizim yönetimin ses çıkardığı tek konu ne yazık ki transferler oldu. Aslında bu konuda haklarını yiyemeyiz. Her ihtimali göze alıp dik durdular ama bu yetmiyor bazen. Her konuda aynı dik duruşu aradık. Son dönemde takımın hiç olmadık yerde PFDK' ya sevki ne kadar yanlış bir taraf seçtiklerini yüzlerine vurdu ama geç kaldılar. Bir diğer konu ise bilet ve Kadir Has' tan taraftarı uzaklaştırma politikası. Biraz ağır bir itham olmuş olabilir ama ne yazık ki iş bu raddeye kadar geldi. Evimiz de oynadığımız bir Gs maçı var ki isyan bayraklarını açtırdı bize. Pankarttan tutun da, bayrağa kadar tribünü renklendiren ne kadar materyal var ise Kayserispor yönetimi tarafından yasaklandı, çok değil 3-5 hafta sonra korudukları Gs onları hayatlarında unutamayacakları bir kazık attı. Amrabat' a karşı yapılan transfer şikesi nedeni ile bu oyuncudan haftalarca faydalanamadık. Bilet fiyatlarında ki tutarsızlık cabası. Sezon başında yönetime sunulan bilet fiyatları ile ilgili proje kısmi olarak değerlendirildi ama yine yönetim bilet fiyatları konusunda sıkıntı yaşattı. Yine kombine alanlar mağdur edildi, yine stadyumun en etkili yeri olan alt tribünler boş kaldı.

Konunun Özeti; Yukarıda bahsettiğim ve de bahsetmeyi unuttuğum konular nedeniyle bu takım bu yıl başarısız oldu. Artık ŞAPKAYI ÖNE KOYMA ZAMANI. Dün dün de kaldı, bizim için artık yarın olmalı, yarın için çalışmalıyız. Artık verilen sözlerin tutulması, en azından tutulmaya çalışılması gerekiyor. Fazla bir beklentim var mı diye merak edenlere de cevap vereyim. Hayır...

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Aidiyet.


Salih Dursun; Sakaryaspor' dan yeni transferimiz. Henüz 21 yaşında ve normal şartlarda orta sahanın defansif tarafında pozisyon alıyor. Ama bu sezon Yılmaz Vural onu sahanın her yerinde denedi sanırım. Salih Dursun' un ayrıntılı analizini ilerleyen günlerde yapacağız. Bu yazının konusu farklı. 

Salih Dursun hakkında bu yazıyı yazmama neden olan şey; onun Sakaryaspor' a, Sakarya' ya ve kendisini yetiştiren hocalarına karşı hissettiği "Aidiyetlik" duygusu. Dün bir açıklama yayınlayarak Sakarya' ya, Sakaryaspor' a, taraftarlarına, onu yetiştiren hocalarına veda etti. Kişilik sahibi olduğunu gösterdi. 

Oyun olarak transfer haberini aldığımız günden beri takip etmeye çalışıyoruz. Oynadığı futbolu eleştirebilir, beğenmeyebilir ya da göklere çıkartabiliriz. Bu onun o gün sergileyeceği performans ile alakalı bir durum. Ama... Evet bir " Ama " koyalım buraya. Oynadığı futbol ne kadar kötü ya da iyi olursa olsun, ne kadar inişli çıkışlı bir performans sergilerse sergilesin futbolcunun karakteri iyiyse bu onun kötü özelliklerinin çok büyük kısmını kapatacak bir meziyettir. Salih' i tanımıyorum, kimdir nedir bilmiyorum. Ama ŞU veda mesajında verdiği "Aidiyetlik" duygusu ile kendisine inanılmaz saygı duymama neden oldu orası kesin.

Camiamızda senin gibi bir futbolcuyu sahip olacağımız için kendimi şanslı hissediyorum Salih Dursun. Hoş geldin, ne iyi ettin. Senin gibi karakterli futbolculara ihtiyacımız var... Umarım Kayserispor' u da Sakaryaspor gibi sahiplenir, bu forma ve arma için elinden geleni ve hatta daha fazlasını yaparsın...

10 Mayıs 2012 Perşembe

Sevinsek mi, Üzülsek mi?


Bilen bilir. Kendimi bildim bileli Kayserispor davası güder, tarafı olduğum takımın her platformda hakkını savunurum. Ama bir taraftan Türkiye' yi temsil edenleri kendi öz kardeşimden farklı tutmaz, başarılarıyla göğsümü kabartır, hüzünleri ile gözlerimi doldururum. Bu özelliğimle de gurur duyarım. Dün akşam oynanan Avrupa Ligi finalinde Bielsa ve öğrencilerine duyduğum derin saygıya rağmen Arda faktörü ile Atletico Madrid taraftarıydım ve At. Madrid adına atılan her golde ayağa fırladım. 


Falcao ne kadar müthiş bir golcü olduğunu dün oynadığı futbolla ve attığı gol ile gösterdi. İnanılmaz iki pozisyonda soğukkanlılığı ve zekası ile bir anda maçın kaderini değiştirdi. Bir makine gibi işleyen Bilbao' yu kendisi gibi randımanlı, akılcı ve soğukkanlı futbol oynayan bir takım durdurdu. Maçın kilit ve en başarılı isimleri ise bana göre Muniain' e top yüzü göstermeyen Juan Fran, orta saha da her iki yönlü inanılmaz işler yapan Diego, pek fazla görünmeyen ama çok çok kritik kurtarışlar yapan Courties, sol kanatta Bilbao' nun kaptanı İraola' yı fazla masimeden etkili olan Arda Turan ve tabii maçın kazanılmasında en etkili isim olan Falcao. Atletico Madrid kupayı rekorlar kırarak kazandı. 2002-2003 yılında Avrupa' da üst üste 11 maç kazanan Barcelona' nın rekorunu bu yıl üst üste 12 maç kazanıp rekoru ellerine geçirdiler. Üstelik bu sezon Avrupa' da oynadıkları 18 maçın 16 tanesinde galip gelip, 1 mağlubiyet, 1 beraberlik alarak yine çok zor bir istatistik oluşturdular. Avrupa Ligi maçlarında Falcao 12, Adrian 11 gol bulurken Arda bu yarışı 2 gol ve 6 asist ile bitirdi. Buraya kadar işin mutlu sonla biten kısmına baktık. Bir de işin hüzün dolu tarafı vardı her zaman olduğu gibi.


Yaş ortalaması 20 lerin başında olan bir takım, başlarında kendisine her gittiği yerde saygı duyulmasını sağlayan bir teknik adam. Bir de yıllardır dimdik yaşatmaya devam ettirdikleri kulüp kültürü olan Atletic Club Bilbao. Maç başında yaşadığım ikilemi Arda Turan sayesinde kısa sürede atmış olsam da maç sonunda Muniain, Toquero ve İbai Gomez' in göz yaşlarını görünce içimin sızladığını itiraf etmeliyim.


Özellikle Bilbao tarafından maçın değerlendirmesini yapacak olursak; Susieta' nın, Muniain' in ve De Marcos' un etkisizliği, çok iyi alan daraltan At.Madrid karşısında pas yapma da yaşadıkları sıkıntı ve topu Llorente ile bir türlü buluşturamayışları ve bir de defansta çok sıkça yapılan paylaşım hataları bu mağlubiyeti resmen çağırdı. Bielsa ilk yarı bitip, ikinci yarı başlarken pas trafiğini sağlamak adına İnigo Perez ve İbai Gomes' i oyuna aldı ama Simeone' nin buna oyun içinde ki taktiksel cevabı gecikmedi. Mario Suarez' i ve Gabi' yi biraz daha merkezden kenarlara çekerken, hücum kanatlarının da biraz geride kalmasını sağlayarak İbai Gomez ve İnigo Perez' in mümkün mertebe az topla buluşmasını sağladı. Arda' nın ikinci yarının ortalarından sonra yorulmasının en önemli nedenlerinden biride bu taktiksel anlayıştı sanırım. Muniain' in ikinci yarının hemen başında ki pozisyonu gol olsaydı, Miranda son anda o topa ayağını sokmasaydı şu anda çok farklı şeyler konuşuyor da olabilirdik ama kusursuz defans anlayışı, soğukkanlı adam paylaşımı ve çok akılcı hücum organizasyonları bu maçı At. Madrid' e getirdi.


Tebrikler Atletico Madrid, Tebrikler Arda Turan. Ve Teşekkürler bu heyecanı bize yaşatan Bilbao. 

6 Mayıs 2012 Pazar

Sanki Dün Gibi



Mazimizde çok büyük başarılarımız, şampiyonluklarımız ve çok fazla Avrupa Kupası maçımız yok belki. Ama mazimizde Atatürk Stadyumu gibi hatırası, izi, keyfi, mutluluğu ve hüznü hiç eksilmeyecek bir mekanımız, mabedimiz vardı. Atatürk stadyumu varken daha mutluyduk sanki. Kayserispor bizlere daha bir yakındı, unutamadığımız sezon açılışları yapardık zamanında. Sanatçılar gelir, şarkılar söylenir, 7' den 70' e bütün taraftarlar takımlarını ilk olarak bu sezon açılışında görürdü. Tıklım tıklım dolan tribünler vardı o zaman. Hepimizde heyecan, arzu, istek vardı.

Bizler o stadyumda Kayserispor' lu olduk, o hüzünleri, mutlulukları o stadyumda yaşadık. Bizleri o stadyumdan mahrum edenlere, en azından o stadyumunun atmosferini yeniden oluşturamayanlara selam olsun... Aklıma geldi de yazayım istedim.

3 Mayıs 2012 Perşembe

Okay Yokuşlu


Çok büyük umutlarla kazandırdık takıma. 17 yaşında bir genç olduğunu göz ardı etmeden ona çok inandık ve iki küsür milyon TL ( Bir Milyon Euro ) bonservis bedeli ödedik. 2 yıl izledim, izlettim, takip ettim. Her gün keşke Kayserispor' un futbolcusu yapabilsek diye dua ettim. 2. yılın sonunda dualarım kabul oldu ve Kayserispor' a kazandırdık onu. Oyunu ile, kişiliği ile umut verdi, gönül çeldi. Ama son zamanlarda ki formsuz görüntüsü hakkında aslı astarı olmayan dedikodularla gündeme gelmeye başladı.

Bugün kendisi ile görüştüm. Ona kulağımıza gelenleri söyledim. İlhan Eker ile kavga ettiğinin, bu kavga nedeniyle takımdan ayrılmak istediğinin söylendiğini, hatta Manisaspor ile anlaştığının iddia edildiğini, formsuz görüntüsüne bu durumun neden olduğunun söylendiğini falan anlattım. İddiaların hepsini yalanladı. 

" Kulüpten kimse ile bir sorunum yok. İlhan Eker dahil kimse ile kavga etmedim. Kayserispor ile alakası olmayan insanların bu iddialarına lütfen inanmayın. Formsuz olduğum ya da isteksiz olduğum konularına da katılmıyorum. Elimden geleni yapıyorum. Kayserispor' da 26 maç oynadım, en kötü dönemimde de bu dedikodular çıkmadı. Şimdi ne yapmak istiyorlar anlamadım? " şeklinde bir beyanatı oldu bana. 

Şimdi buradan bir kez de ben söyleyeyim. 17 yaşını yeni bitirmiş bu genç kardeşim elbette hatalar yapacak, elbette formsuz olacak ( ki öyle olduğuna katılmıyorum ), elbette yanlışlar yapacak. Abartmadığı sürece ona sahip çıkmak boynumuzun borcu değildir de nedir? Takımda tek kötü oynayan, isteksiz oynayan Okay mı ki bu kadar eleştiriliyor? Lütfen biraz sakin, biraz metanetli olalım. Bu değerler kolay elde edilmiyor... Hele hele Okay' ın bu takım için neler verebileceğini oynadığı bir çok maçta görmüşken ona sahip çıkmak, biraz tahammül göstermek bu kadar zor olmasa gerek..

Biraz Mantıklı Olsak...


Sezonun bitimine yaklaştıkça transfer dedikoduları çoğalıyor. En son dedikodu Sporx' ten Faruk Aydemir' e ait. Ona göre Kayserispor' da gidecek 5 oyuncu belirlenmiş. Bunlar; Ömer Şişmanoğlu, Okan Alkan, Cem Sultan, Nicolas Gaston Navarro ve Nadir Çiftçi. Az biraz araştırma yaptım, soruşturdum. Ömer Şişmanoğlu ve Okan Alkan hakkında net şeyler öğrenemedim ve gitme ihtimalleri olduğunu düşünüyorum. Ama diğer yandan Ömer ve Okan' ın Spor Toto Kupasında oynadığımız son Gençlerbirliği maçı kadrosunda olduklarını ve hatta Ömer' in oyuna girdiğini görüyorum ve şüpheye düşüyorum. 

Navarro ile ilgili teknik heyetin ve Süleyman Hurma' nın çekinceleri olduğunu öğrendim. Muhtemelen lig içerisinde yaptığı bir kaç basit hatadan kaynaklanan endişeler bunlar. Eğer bu nedenlerden çekinceleri var ise işin olumlu yanına hiç bakmamışlar. O hataları yapan Navarro bu sene bizi ipten alan bir kaç isimden biri. Onlarca zor pozisyondan alnının akıyla çıktı. Evet hatada yaptı ama asla bu hataları ipini çekecek hatalar olmadı. Eğer gönderilecekse hiç kimse çıkıp da bana " hedeften, gelecekten " bahsetmesin. Çünkü bir takımda kadroyu kurarken ilk önce kaleciyi yerine koyacaksın, sonra gerisini transfer edeceksin. Biz uzun zaman sonra kaleye uygun birini bulduk ama şimdi onun gönderileceği konuşuluyor. Tuhaf...

Nadir' in takımda tutulacağını öğrendim. Çok bir varlık gösteremediğini düşünsem de kalmasından yana olduğu gençlerin başında geliyordu Nadir. Cem Sultan' ın ise muhtemelen Bank Asya kulüplerinden birine kiralık gitmesi söz konusu. Ama kesinlikle Kayserispor' un futbolcusu olarak kalacak. Sezon ortasından beri gitmesini istediğimiz isimlerin başında ise Okan Alkan geliyordu. Malum 2 yıllığına kiralık olarak gelmişti. Ama bırakın bekleneni vermeyi, takım içinde huzursuzluklara neden olan isimlerin başında geldiğini ve bunu sık sık sosyal paylaşım sitelerinde ima ettiğini gördük. Yolu açık olsun.

Şimdi gelelim yazının ana temasına. Her sene 10 gönder, 12 getir ile bir iskelet kurmayı düşünüyorsak bunun adı yanlış değil SABOTAJ olur. Ben bunda art niyet ararım arkadaş. Taraftar olarak Nico ile ilgili tavrımız net. Çok iyi bir yerli kaleci getirmeyecekseniz Nico' ya dokunmayın. Yabancı hakkını kaleciden yana kullanacaksanız Nico' dan iyisini bulamazsınız... Onun yerine defansa 2 takviye yapın, topun kale ile olan alakasını azaltın. Ve lütfen bu sene bari BİRAZ MANTIKLI OLUN...

1 Mayıs 2012 Salı

Kamuoyunun Dikkatine...

Kayserispor dünkü TFF açıklaması sonrasında Şike soruşturması kapsamında PFDK' ya sevk edildi. Kayserispor' un PFKD' ya sevk edildiği maç verilmeyen penaltı ve golleriyle gündeme gelen Manisaspor maçı. Yani bizim MAĞDUR edildiğimiz karşılaşma. Önder Turacı ile "ŞİKE YAPMASI KARŞILIĞINDA" irtibat kurulduğunun iddia edildiği ama şike yapması önerilen aynı Önder TURACI' nın attığı golün olmayan ofsayt nedeniyle iptal edilip 1-2 kaybettiğimiz Manisaspor maçı. 

Pozisyonu şuydu:

Bu durum ile ilgili olarak Kayserispor kulübü bir açıklama yayınladı. Dün bu açıklamanın kısmi olarak neler içerdiğini öğrenmiş ve okkalı olacağını Twitter üzerinden yazmıştım. Umduğumdan da sert bir açıklama geldi.

 
" Hatalı hakem kararları ile mağlup edilerek şampiyonluk yarışından alıkonulduğumuz Manisaspor Maçı dolayısıyla; Türkiye Futbol Federasyonu’nun Kulübümüzü de Disiplin Kurulu’na sevk etmesi utanç verici bir karardır.Bu karar; rezalet bile değildir, ötesinde bir kelime icat etmek artık zorunludur.“Hiçbir şike bulgusuna rastlamadık; ama herkesi disipline sevk ediyoruz.” ifadesi; kabul edilemez bir çelişkidir.Böyle bir sebeple Kulübümüzün Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi onur kırıcıdır ve küme düşürülmekten bile ağırdır…
Kulübümüz, yaşanan bu kepazeliğe ortak olmayacak ve savunma yapmayacaktır…
Bu kararı alarak herkesi pisletme amacı güdenler, kendi oyunlarına devam etsinler…
Kayserispor Yönetim Kurulu.. "
Çok geç kaldık aslına bakarsanız bu açıklamayı yapmakta. Sürecin başında bu dik duruşu gösterseydik eğer bugün bu yaşananlarda haklı olduğumuzu herkes görecekti. Şimdi rüzgar farklı yerden esecek. Her ne olursa olsun, ben bu açıklamaya mutlu oldum. En azından bizim yönetim arkasında durdukları TFF Yönetimin " NE MAL OLDUĞUNU " görmüş oldu. Bakalım süreç bundan sonra nasıl devam edecek.