30 Kasım 2012 Cuma

Pazar Postası


Zorlu fikstürün ilk maçına geçen hafta Sivas deplasmanında çıktık. Bu maçtan kötü oyun ve basit hatalarla boynumuz bükük ayrıldık... Bu hafta evimizde Fenerbahçe' yi ağırlıyoruz. Fenerbahçe' nin son dönemde ki kollektif oyunu ile çok zor bir rakip olduğu kesin. Peki ne yaparsak Fenerbahçe' yi İstanbul' a üzgün yollarız?

Fenerbahçe' nin oyun sisteminde en önemli bölge kanatlar. Gerek bekleri ile, gerek hücumcu kanatları ile oyunu rakip sahaya taşıyıp buradan ileri uçtaki elemanlarının kaliteli ayaklarına topu aktarıyorlar. Onların becerisi ile de çok fazla şaaşalı olmayan ama olumlu sonuçlarla maçları sonlandırıyorlar. Fenerbahçe' nin orta sahasının ortasında yer alan Topal ve Meireles ikilisi klasik ikili ön libero anlayışından farklı olarak ardı ardına diziliyorlar. Topal orta dairenin kendi yarısında, Meireles ise rakip sahada ki yarısında yer alıyor. Meireles' in defansif katkısı kimi zaman Sow veya Kuyt' un katkısından daha az durumda.

Bizim sıkıntımız olan defans göbeğinin zayıflığı Fenerbahçe' de de büyük bir sorun. Son zamanlarda Yobo-Bekir ikilisi kullanılsa ve az gol yeselerde aslında çok başarılı oldukları söylenemez. Her ne kadar Yobo ayağı yere sağlam basan bir stoper olsa da, Bekir' in anlık hataları ve ağırlığı bizim hücumcuları iyice öne çıkarabilir.

Bir kez daha belirteyim ki Kayserispor' un Fenerbahçe' ye karşı en büyük avantajı defans göbeğinin arkasına sarkıtabileceği adamlara sahip olması ve defans arkasına top atacak Cleyton' un varlığı. Ama bu iş sadece Bobo ile olacak bir iş değil. Bunun için iki hızlı kanat oyuncusu düşünülebilir. Aklıma gelen iki isim ise Mouche ve Ömer. Steinsson' un oynamayacağını düşünürsek eğer; Abdullah' ı sağ beke çekip orta sahaya Salih ve Riveros ikilisini koyabilir, Salih' in sert ve mücadeleci oyunu ile Meireles - Topal ikilisini bozabiliriz. Ömer - Malik ve Mouche - Abdullah birleşkeleri zayıf olduğumuz kanatları takviye edecek seviyede olur sanırım. Malik' in ağırlığını Ömer' in hızı, Mouche' nin olmayan defansif anlayışını Abdullah' ın azmi ve mücadelesi ile tadil edebiliriz.

İlerde Bekir ve Yobo' ya yapılacak baskı da bize top kazandırabilir. Cleyton ve Bobo' ya burada büyük iş düşüyor. Cleyton' un son 4 haftada ki istekli oyunu devam ederse bu maçta da etkili olacağını düşünüyorum. Bobo' nun da üzerinde ki tutukluğu atıp, takıma yapacağı katkının sadece gol atmak olmayacağını anlaması lazım. Onun önde koyacağı baskı çok önemli olacak.

Sow' un varlığı bizim için çok büyük tehlike. Tuhaf goller atmakta üstüne yok. Eee bizim de tuhaf goller yemek gibi bir özelliğimiz var. O yüzden bu hafta defans hattına büyük iş düşüyor. Kanatlardan gelecek ataklar bize büyük sıkıntı doğuracaktır ama bu demek değil ki Cristian ya da oynama durumuna göre Sezer' in orta alandan getireceği toplar sıkıntı doğurmasın.
Özetle dostlar; Fenerbahçe' yi yenebilmek için her rakibe aynı sistem anlayışından vazgeçip, rakibe göre sistem seçme tercihinden yanayım. Orta sahayı sağlam tutup, Fenerbahçe' nin kanat organizasyonlarını engellersek biz bu maçtan alnımızın akı ile çıkarız. Derdimiz akıl vermek değil ama " böyle yaparsak, şöyle olur " demekten de kendimizi alamıyoruz. Talihimiz açık olsun...

Gaz(Prom) Bombası


Dün öğleden sonra Sabah Gazetesinin Kayseri'li spor yazarı Fatih Doğan'ın attığı bir twit ile irkildim. Antalyaspor başkanı Hasan Akıncıoğlu'nun Rus devi Gazprom ile sponsorluk konusunda görüştüğünü ve anlaşmanın yakın olduğunu yazmış. Dedim ya, irkildim ve sendeledim. Kurumsallaşma yolunda örnek adımlar atan diğer kulüplerin haberlerini aldığımda da benzeri şeyler yaşamıştım.

Biz ise hala göğüs reklamı alamadığımız için şehrin ileri gelenlerine sallayıp duruyoruz. Bir yönden tabii ki haklıyız da, neden sadece Kayseri'ye bağımlı kalıyoruz onu merak ediyorum. Acilen Kulüp Genel Menajerimizin bu duruma bir çare bulması gerekiyor. Çarenin adı sponsor. Kayseri ile sınırlı kalmadan, kulübün ve şehrin potansiyelini milletin gözüne sokarak bir çözüm bulması şart oğlu şart.

Ne yapar, nasıl yapar bilmiyorum ama bir şekilde " sadece iyi futbolcu pazarlayın bir genel menajer olmadığını " bize, dosta ve düşmana göstermesi lazım.

Ha o beceremiyorsa eğer, sayın Başkanın bir şekilde devreye girmesi gerekiyor. Çünkü bu kulüp bir şekilde bu şehre bağlı kalmadan da bir şeyleri başarmalı... Ve buna sebep olacak birileri taşın altına elini, ayağını yada ne bileyim kafasını sokmalı...

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bobo 100 ler Kulübünde.


Dün Sivasspor maçında ilk golümüzü atan Bobo Türkiye'de 100. golünü attı ve 100 ler kulübüne girdi. Bu sezon oynadığı maçlarda ise 8. golü atmış oldu. Her ne kadar hantallığından dem vursak, oyuna pek katkısı olmadığını söylesekte şu görüntüsü ile ligde baya gol atacağa benziyor. Bizde başarılarının devamını dileyelim... İnşAllah gol attığı kadar takıma daha fazla katkı sağlayacak işler yapacak duruma gelir...

25 Kasım 2012 Pazar

Haydi Konuşalım!


Üç haftalık sağlam bir periyot ve arkasından denk sayılacak bir takımla oynanan lig maçı sonrasında yaşanan hezimet. Açıklaması zor ama imkansız değil.

Rakibin sahaya dizilişini gördüğüm anda kurduğum cümle "İbre Sivasspor'dan yana" oldu. Çünkü sert bir orta saha ( Kadir ile Adem Koçak ) ve önlerinde sağlam, Süper Lig üstü denilebilecek bir hücum hattı ile çıkmışlardı. Bizde ise orta sahayı derleyip toparlayan iki isimden biri olan Riveros sahada yoktu. Okay ve Abdullah çok yumuşak kaldı rakip hücumculara göre.

Bu yumuşaklığa Engin'in yaptığı pozisyon hataları ve Malik Fathi'yi kendi kanadında yalnız bırakması eklenince Sivasspor bizim sol kanadı otobana çevirdi. İlk golde dilediğiniz kadar Ertuğrul'a kızabilirsiniz ama orada 10 kaleciden dokuzu kaleye gelecek şutu beklemez. Uzandı, yetişti ama çelemedi. O pozisyonda asıl kızılacak kişi Grosicki ile elim sende oynarcasına yan yana koşan ve yapması gereken defansif yardımı es geçen Engin Bekdemir'dir.

Biz bugün maçı orta saha üstünlüğünü kaybettiğimiz için verdik. Gel gelelim Sivasspor'un hakeden bir oyun oynadığını söylemeden geçmeyelim.

Bugün görüldü ki düşünülmesi gereken başka konularda var. Hiç yoktan yere gönderilmeye çalışılan isimler. Navarro geçen sene bizi ligde tutan kurtarışlar yapan kaleciydi. Ne oldu da gözden düştü? Yediği hatalı goller yüzünden düşüncesi ile hareket ediyorsak Ertuğrul 10. Haftayı görmemeliydi. Zira Navarro geçen yıl aynı dönemlerde bizim kazandığımız puanların bir çoğuna katkı sağlamıştı. Şu anda Ertuğrul'un böyle bir katkısından söz etmek pek mümkün görünmüyor. Keza aynı şeklide Cangele. Kadroya alınmayan o adam hem tribünleri, hem takım arkadaşlarını heyecanlandıracak bir kaç isimden biri. Bugün Mouche sahaya girdikten sonra ne yaptı? Yürüdü, mücadele etmedi, basmadı. Neden? Çünkü yeni sakatlıktan çıkmış, formsuz, maç eksiği var? Ona hiç kimse "ne yapıyor bu adam?" Demedi. Cangele Mouche'nin yaşadığı sakatlığı sakatlıktan saymayacak şeyler yaşadı, oynadığı süreçte elinden geleni yaptı ama şu anda kadroda yok. Biraz mantık. Dediğim dedik, çaldığım düdük demenin anlamı yok.

Tarihin en iyi kadrosunu kurduğunu iddia edenler, ellerinde kullanmadıkları cevherlerin farkına varsın. Bu cevherin adı Navarro olur, Cangele olur, Ahmet olur ya da Mehmet. Hiç farketmez. Gözünüzün önüne bakın. Bir şeyleri kaybetmek adına çırpınıyorsunuz farkına varın.

Sahada canla başla mücadele eden kardeşim Abdullah Durak için ne söylesek az. Bu takımı ne kadar benimsediğini bir kez daha dosta düşmana gösterdi. Kocaman yüreğine sağlık... Abdullah kadar olmasa da takımın ayakta kalan bir diğer ismi ise Cleyton'du. O da bariz yükselişte olan bir diğer isim.

Son bir ekleme. Türkiye de Kayserispor taraftarı dışında hiç bir taraftar maç oynanırken saha dışına çıkartılmıyor, çıkartılamıyor. Şu durmadan taraftara sallayanlar arada sırada taraftarlarına arka çıksa da bu rezil görüntülere izin vermese iyi olacak. En azından varlıklarından haberimiz olur. Kötü de olmaz sanırım...

23 Kasım 2012 Cuma

Futbol Ekranı 23-24-25-26 Kasım


23 Kasım Cuma
19:00 Köln - Bochum @FOG
20:00 Beşiktaş - Akhisar Belediyespor @Lig Tv
20:00 Mersin İdman Yurdu -n Karabükspor @Lig Tv 2
21:30 Fortuna Düsseldorf - Hamburg @TRT Haber

24 Kasım Cumartesi
14:00 Kartalspor - Kayseri Erciyesspor @TRT 1
14:45 Sunderland - West Bromwich Albion @Lig Tv 3
16:00 Kasımpaşa - Orduspor @Lig Tv
16:30 Bayern Münih - Hannover 96 @TRT Haber
16:30 Mainz - Borussia Dortmund @TRT HD
17:00 Manchester United - QPR @Lig Tv 3
19:00 Bucaspor - Göztepe @TRT Spor
19:00 Elazığspor - Galatasaray @Lig Tv
19:00 Bursaspor - MP Antalyaspor @Lig Tv
19:30 Aston Villa - Arsenal @Lig Tv 3
21:00 Malaga - Valencia @NTV Spor
23:00 Real Betis - Real Madrid @NTV Spor

25 Kasım Pazar
11:30 Spartak Moskova - Dinamo Moskova @Lig Tv 2
14:00 Manisaspor - Çaykur Rizespor @TRT Spor
15:30 Swansea - Liverpool @Lig Tv 2
16:00 Torino - Fiorentina @TRT Spor
16:00 Gaziantepspor - İstanbul BŞB @Lig Tv
16:30 Freiburg - Stuttgart @TRT Haber
18:00 Chelsea - Manchester City @Lig Tv 3
18:30 Hoffenheim - Bayer Leverkusen @TRT Haber
19:00 Adanaspor - Konyaspor @TRT Spor
19:00 Fenerbahçe - Gençlerbirliği @Lig Tv
19:00 Sivasspor - Kayserispor @Lig Tv 2
20:00 Atletico Madrid - Sevilla @NTV Spor
21:00 Ponte Preta - Sao Paulo @Lig Tv 3
22:00 Levante - Barcelona @NTV Spor


26 Kasım Pazartesi
18:00 Zenit  - CSKA Moskova @Lig Tv 2
20:00 Trabzonspor - Eskişehirspor @Lig Tv
20:00 Karşıyaka - Denizlispor @TRT Spor 

Kaynak: Tribundergi

20 Kasım 2012 Salı

Kazma mı, Maestro mu?

Valla biz karar veremedik. Bir günü diğerini tutmuyor. Bir gün inanılmaz işler yapıyor, ertesi gün ayakta durmaya mecali yok. Anladınız sanırım. Evet evet, Cleyton' dan bahsediyorum. Tam adıyla Cleyton Alexandre Henrique Silva' dan. Eleman bu hafta herkesin dilinde, biz de es geçmeyelim. Gaziantepspor maçında attığı bir pas var ki Xavi, İniesta tarzında... Querasma' nın trivelalarına benziyor. Fantastik bir pas... Abdullah biraz daha şanslı olsaydı haftanın belki de yılın en güzel gollerinden biri olacaktı. İşte o fantastik pas;



U-20 Dünya Kupası Açılış Maçı


Unutuyorum ne zamandır. Aklıma gelmişken not düşelim blogada... 

Malum Türkiye bu sene çok çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapacak. U-20 Dünya Kupası Türkiye' nin organizatörlüğünde 6 farklı şehirde düzenlenecek. Bu şehirlerden biriside Kayseri. Kayseri' ye 3 grup, 1 de Çeyrek Final maçı verildi. Maç Takvimi Burada.

Ve en önemlisi bu önemli organizasyonun açılış maçı Kayseri' de yapılacak. Yılın en uzun günü olan 21 Haziran 2012 tarihinde. Turnuvanın kura çekimleri 25 Mart 2013 te yapılacak ve ilk maç o zaman belli olacak. Biz de tribünde ki yerimizi almaya gayret edeceğiz artık. 

18 Kasım 2012 Pazar

Nazar Boncuğu


Cangele' ye destek için açılan pankartla başlıyoruz söze. 10' un ne kadar sevildiğini bir kez daha ve gayet net bir şekilde gösterdik sanırım ilgili kişilere. Bu kişilerin içinde Cangele' de olmalı. Ne kadar sevildiğini biraz olsun anlasın ve o da üzerine düşen neyse yapsın istendi. Ama asıl anlaması gerekenler Cangele gibi bir değeri olmadık yere, saçma sapan iddialarla yıldırmaya çalışanlardı. Ve bunun başarıldığını düşünüyorum. 

Gelelim maça. İlk 45 dakika sezonun en iyi futbolunu oyna, 9 defansif futbolcu ile futbol oynamaya değil de, futbol oynatmamaya gelen Hikmet Karaman' ın takımına karşı 5 tanesini kaçırmak üzere 6 yüzde yüz gol pozisyonuna gir, olmadık bir dakika da, olmadık bir şekilde golü ye ve bir puana razı ol. Sinirlenmez de ne yaparsın soruyorum?

Hocanın değişiklik kararını tartışırız belki. Şöyle ki Riveros-Engin değişikliğinin hiç yeri ve zamanı değildi sanki. Ama Riveros' un sakatlandığı bir pozisyon var ki bence o anda oyuna devam etmemeliydi. Bu nedenle Prosinecki' nin kararına saygı duymaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Hoş tribünde olan bazı arkadaşlar değişiklik işareti geldiğinde Riveros' un "ben iyiyim, çıkarmayın" diye el işareti yaptığını söylediler ama olsun. Haftaya zorlu bir deplasmana gidiyoruz. Riveros' un riske edilmemesi bence doğruydu. 

Ha yerine giren Engin kardeşimin yaptıklarından çok yapamadıklarını konuştuk maç boyunca. Okay o anda girse, Engin' i son dakikalara saklasak daha mı iyi olurdu diye düşünmedim dersem yalan söylemiş olurum. Ama hocanın kararına da Riveros' un sağlığı açısından çok kızmadım...

Maç boyunca defansif anlamda 0 hata ile oynadığımızı özellikle belirtelim. 3 haftada toplam verdiğimiz pozisyon iki buçuk ve yediğimiz gol sadece bir. O da son dakikada, içinde faul kokan ve Okay' ın yavaş kalmasından kaynaklanan bir sebepten yenildi.

Maçın adamı yine Abdullah Durak' tı. Harika bir oyun oynadı yine bugün. Yediğimiz gol anını yeniden izlerseniz ne kadar hırslı ve kazanma arzusuyla dolu olduğunu bir kez daha görürsünüz. Yine takımın iyilerinden biri kaptan Eren Güngör' dü. "0" hata ile oynadı, yediğimiz golde kendisine faul yapılmasa ( ben faul yapıldığı görüşündeyim, burası benim şahsi kanaatim ) topa müdahale edip uzaklaştırabilecek pozisyondaydı. 

Engin geçen hafta ki kötü görüntüsünün üzerine ekleyip çıkmış bu hafta maça. Basit oynamama gibi çok ama çok kötü bir huyu var. Kendine de, takıma da yazık edecek böyle devam ederse. Bulduğu şansları takımın yararına kullanırsa eminim çok çok daha faydalı olur. Okay inanılmaz bir durgunluk ile girdi oyuna. Resmen el freni görevini üstlendi oyuna dahlinden sonra. Golde de yaşına yakışmayacak kadar ağır kaldı ve 30 cm önünde ki Medunjanin' in o şutu çıkarmasına engel olamadı. Cleyton yine müthiş iki pas ile oyunun kaderini değiştirecek hareketler yaptı, üstelik 90 dakika boyunca yine ayakta kaldı. 

Steinsson ve Riveros' a bir parantez açalım. İki tane inanılmaz profesyonel, iki tane inanılmaz iş sadakati olan futbolcu. Tabir-i caizse Cesur Yürek her ikisde. Gözlerinden yaş getirecek derecede sakatlık yaşarlarken "ben oynayacağım" diyerek bu kalitelerini ve adamlıklarını bir kez daha gösterdiler. Onlar çıktıktan sonra ki hataları sanırım hepimiz gördük. Mevla ağır sakatlıklardan korusun İnşAllah...

17 Kasım 2012 Cumartesi

Futbol Ekranı: 16-17-18-19 Kasım




16 Kasım Cuma
20:00 Galatasaray - KDÇ Karabükspor (Ligtv)


17 Kasım Cumartesi
14:00 İstanbul BB - SB Elazığspor (Ligtv)
14:00 TKİ Tavşanlı Linyitspor - Bucaspor (TRT 1)
14:45 Arsenal - Tottenham (Ligtv 3)
16:00 Göztepe - MKE Ankaragücü (TRT Web)
16:30 Borussia Dortmund - Greuther Fürth (TRT Haber)
17:00 WBA - Chelsea (Ligtv 3)
19:00 Adana Demirspor - 1461 Trabzon (TRT Spor)
19:00 Gençlerbirliği - Sivasspor (Ligtv 2)
19:00 Eskişehirspor - Fenerbahçe (Ligtv)
19:30 Bayer Leverkusen - Schalke 04 (TRT Haber)
19:30 Norwich City - Manchester United (Ligtv 3)
21:00 Barcelona - Real Zaragoza (NTV Spor)
23:00 Real Madrid - Athletic Bilbao (NTV Spor)


18 Kasım Pazar
14:00 Boluspor - Manisaspor (TRT Spor)
14:00 Denizlispor - Adanaspor (TRT Web)
14:00 Gaziantep BŞB - Kartalspor (TRT Web)
16:00 Fiorentina - Atalanta (TRT Spor)
16:00 Kayserispor - Gaziantepspor (Ligtv)
16:00 Akhisar Bld - Kasımpaşa (Ligtv 2)
16:00 Samsunspor - Şanlıurfaspor (TRT Web)
16:30 Werder Bremen - Fortuna Düsseldorf (TRT Haber)
18:00 Fulham - Sunderland (Ligtv 3)
18:30 Hoffenheim - Wolfsburg (TRT Haber)
19:00 Çaykur Rizespor - Karşıyaka (TRT Spor)
19:00 MP Antalyaspor - Beşiktaş (Ligtv)
19:00 Bursaspor - Mersin İdman Yurdu (Ligtv 2)
20:45 Granada - Atletico Madrid (NTV Spor)


19 Kasım Pazartesi
15:30 West Ham United - Stoke City (Ligtv 3)
20:00 Orduspor - Trabzonspor (Ligtv)
20:00 Torku Konyaspor - Kayseri Erciyesspor (TRT Spor)

Kaynak: Tribün Dergi



Geçmiş Gün Olur ki

Gittik, Avrupa' da bir çok kulübümüzden daha başarılı olduk. Unutulmaz maçlar izledik o zamanlar. Şimdi mumla aradığımız günlerdi o günler. İşte o zamanlar izlediğimiz golleri koyacağım ara sıra buraya. Hoş her istediğinizde Youtube vs. gibi video paylaşım sitelerinde izleyebilirisiniz de, ama ve işte blogda bir arşivimiz olsun istedik. Öylesine yani... Eski günler yad edilsin dedik.

Mehmet Topuz' un İntertoto Kupasında Sopron ile oynadığımız maçta attığı 3. gol ile başlayalım "Geçmiş Gün Olur ki." arşivine.


15 Kasım 2012 Perşembe

Sorular, Sorular, Sorular...


Renkdaşım Onur Efe' nin kendi blogunda gündeme getirdiği bazı sorular var. Bizimde kafamızı meşgul ediyor bu sorular. Dolayısıyla da gerekli kişilere sormamız icap ediyor. 

Cangele ile ilgili 2-3 gün önce Kayseri Anadolu Haber gazetesinde " parası geciktiği için kulübü TFF ve FİFA' ya şikayet edeceği şeklinde " tehditler savurduğuna dair bir haber yapıldı. Bu tarz herhangi bir haberi yalanlamak için dakika beklemeyen kulübümüz Cangele haberine hiç ses çıkarmadı. Üstelik haberin içinde geçen bir cümle de haberin ne amaçla ve kimler tarafından yap(tır)ıldığını bize anlatır cinstendi. Der ki haberin o kısmında; " Gitmesi kayıp değil, tam tersine milyonların kasada kalması anlamına geliyor. " Hadi ya... Bak sen Kayseri Anadolu Haber Spor Servisine. Yorum yapıyorlar : )

Şimdi Cangele' nin yattığı (!) yerden para kazandığını iddia edenlere ve bu iddiaya karşılık sessiz kalanlara soruyoruz.


- Sakat olduğu dönemde Cangele’nin ücretini takımımız mı; yoksa sigorta mı karşıladı?
- Cangele takımımızı UEFA’ya şikayet etti mi ya da etmekle kulübü tehdit etti mi? Eğer bu iddia gerçekse neden bir yaptırım uygulanmadı? ( Forma garantisi istediği iddia edilen Furkan ile yollar ayrıldı, Şota' ya tepki gösteren Biseswar kadro dışı bırakıldı vs. Kulübü tehdit eden futbolcu neden hala takımla birlikte idman yapıp, kadroya alınıyor? )
- Cangele’nin parasal konularda takımımız ile sorunu olduğu doğru mu? Doğruysa günü gününe ödendiği her fırsatta dile getirilen futbolcu maaşlarını, bu dönemde ödemekte neden sıkıntı yaşıyoruz?
- Bu kadar dillenen ve tartışılan konular hakkında Kayserispor yönetimi neden açıklama yapmadı, neden hala sessiz kalmayı tercih ediyor?

Eğer bir cevap varsa yukarıdaki sorulara cevap verilsin, kimsenin kafasında bulanıklık kalmasın. Zira bu konuda yönetim 3 maymunu oynayarak pek bir şey kazanmaz. Taraftarın kendilerine karşı artan itimatsızlığından başka...

14 Kasım 2012 Çarşamba

Karaborsaya Çanak Tutuyorsunuz.



Bilet fiyatlarını yine düşürdüler. Hangi akla hizmet ediyorsunuz, neye göre bilet fiyatı belirliyorsunuz anlam veremiyor(uz)um. Her sezon başlamadan önce kombine satamıyoruz diye on gözden ağlayan Kayserispor yönetimi yine bir tutarsızlık örneği göstermiş ve bilet fiyatlarını indirmiş. Bilet fiyatları; Kuzey Üst 5 TL, Kuzey Alt 2.5 TL, Güney Üst 2.5 TL, Güney Alt 2.5 TL, Doğu 10 TL, Batı 10 TL, Batı Balkon 25 TL, Vip 35 TL, Misafir 5 TL olarak belirlenmiş...

Diyelim ki buna da eyvallah. TicketTurk internet sitesinden bilet almaya çalışan ben bir çok bloğun biletlerinin TÜKENDİĞİNİ (!) gördüm. Çok mutlu oldum ki sonradan aklıma geldi. Bu biletler 2 hafta öncede satılmış görünüyordu ama tribünler boştu. Sonradan öğrendik ki biletlerin büyük kısmı okullara dağıtılmış, okullarda okuyan öğrencilerde maç öncesinde biletleri stad dışında satmaya çalışmışlar. Hatta saatlerce emek harcayıp pankart hazırlayan bizim Horanta son dakika da içeri girebilmiş.

Doğu Alt' ın kombine haline dönüştürülüp Organize Sanayii eşrafına bir şekilde satılması, fabrikalarda dağıtılan bu kombinelerin fabrika işçilerince çeşitli forumlarda veya ortamlarda satılığa çıkarıldığı herkesin malumu. Allah aşkına Kayserispor Yönetimi. Ne demeye karaborsaya çanak tutuyorsunuz, ondan sonra ne demeye on gözden " taraftar gelmiyor " diye ağlıyorsunuz. Bir tutarlılık örneği gösterseniz de bizde desek ki " teşekkürler sayın yönetim, değerli başkan. " Ama bunu bize hiç yaşatmıyorsunuz. Şimdi soruyorum NEDEN?

FIFA Puskas Yılın Golü Ödülü: Olivia Jimenez

Oyumu bu ablaya büyük bir gurur ile veriyorum. Kesinlikle ( bence tabii ) yılın en güzel golü. Hem düşünce çok güzel, hem vuruş tekniği. Bence Puskas Yılın Golü ödülünü bu hanım abla fazlasıyla hakediyor. Sizce?

Ödül için aday gösterilen goller bu adreste. Bakıp yorumlarsınız belki... 

Tarih 22 Ağustos 2012. Meksika - İsviçre FİFA U-20 Kadınlar Dünya Futbol Şampiyonası maçı. Olivia Jimenez 90. dakikada resmen ve itinayla örümcek ağlarını temizliyor İsviçre kalesinin.

13 Kasım 2012 Salı

Antrenman Programı


Resmi sitede nadiren ve uzun aralıklarla da olsa değişiklikler oluyor. En son değişiklik ise Haftalık Antrenman Programının resmi siteden yayınlanması. Üstelik 3 farklı dilde hazırlanmış. Yakında resmi sitenin İspanyolca versiyonunu görürsek kimse şaşırmasın.

İdman izlemeye giden bizler bu uygulamadan gayet memnun kaldık. Zira her idman öncesinde muhatap olduğumuz ve antrenman saatlerini yanlış bildiren abladan kurtuluyoruz bu sayede :) Uygulamayı düşünen ve hayata geçiren her kimse Allah Razı Olsun...

12 Kasım 2012 Pazartesi

Maça Dair.


Şimdi gelelim Elazığ maçına. Kapalı Kale' ye teşekkürle başlıyorum cümleye... 1000 Km yol yaptılar, sicim gibi yağan yağmurun altında son dakikaya kadar takımı desteklediler, hatta bir ara Elazığ' ı Kayseri' ye çevirdiler... Helal olsun, yüreklerine, nefeslerine sağlık.

Karabükspor ve Elazığspor' un futbolu normal şartlarda üst sıralardaki takımların seviyesinde değildi. Ama bir gerçek var ki futbol her zaman futboldur ve sürprizlere gebedir. Elazığspor Yılmaz Hoca' dan sonra belirli bir ivme kazanmış ve en son geçen hafta Gençlerbirliği' ni Ankara' da yenerek çok önemli 3 puana ulaşmışlardı. Üstelik geriden gelip kazanmayı başarmışlardı. Bu hafta da bize karşı hızlı başladılar maça ve daha 5. dakika da Ertuğrul net bir golü önledi. Sonrasında Kayserispor kendine geldi. Oyunumuzu rakibe kabul ettirmeye ve ilerde top yapmaya başladık. Aslında topun hakimiyeti Elazığspor' da göründü ama doğru ve yerinde pasları yapan Kayserispor' du. Bu hafta da pas ortalamamızı %87' nin üzerine çıkardık. Üstelik bu paslar hiç yan pas şeklinde yapılmadı.

Çok pozisyon harcadık. Özellikle Bobo' nun beceriksizlikleri hepimize saç baş yoldurdu, Engin' in basit düşünemeyişi bizi en az iki pozisyondan etti. Ama takım oyun disiplininden hiç kopmadı. İkinci yarı kurduğumuz baskı meyvesini verdi ve Sefa çok güzel bir gole imzasını attı. Golün başlangıcında Cleyton' un akıllı pası, Abdullah' ın hızlı düşünmesi ve Sefa' nın güzel şutu golü getirdi. Sonrasında baskı arttı. Bobo' nun ortaya çevirdiği top tam öldü derken Abdullah öyle bir depar attı ki o pozisyon ya gol olurdu, ya penaltı. Nitekim öyle oldu. Penaltı kazanıldı ve o kadar pozisyon harcayan Bobo golü yaptı. Sonrasında yine Cleyton çıktı sahneye. Çok güzel bir asistle Bobo' yu pozisyona soktu ve nihayetinde gol geldi. 4. gol ise haftanın en güzel gollerinden biri olmaya aday. Cleyton' un 2.03 lük İvesa' ya aşırtma vuruşu izlenmeye değerdi.

Dün oynanan maçta takımın göze batan en önemli artısı kesinlikle oyun içerisinde geriye yaslanmayışıydı. Öyle ki 1-0 dan sonra yaklaşık 5 dakika boyunca orta saha da pas yaparak oyunu soğutmayı başardık. Eski dönemde bunu böyle yapmıyor, gol atarsak üzerine yatmaya çalışıyorduk. Hanemize yazılan ilk artı bu. İkincisi ise 2 haftada 7 gol attık, hiç gol yemedik üstelik sadece 1.5 pozisyon verdik. Evet rakiplerimiz hücum olarak etkili değildi ama şu bir gerçek ki bizde defansif anlamda iyi değildik. İki haftadır takım savunması yapmayı öğrendik. Bu da bize artı değer olarak geri döndü.

Zorlu bir fikstür başlıyor. Önce Gaziantepspor geliyor, sonra Sivasspor deplasmanındayız ve sonrasında Fenerbahçe ile oynayacağız. 3 maçta alınacak en az 5 puan takımın devre arasına kadar biraz rahat nefes almasına neden olacaktır. Dilerim bu oyun anlayışından ve formundan bir şey kaybetmeden daha iyi bir Kayserispor izleriz...

Konuşulacak Konu; Abdullah Durak.


Geçtiğimiz 4-5 haftanın en göze batanı, yenilirken dahi takımın en saygı duyulan iki isminden biri ve iki haftadır en çok koşan, en çok mücadele eden adam kesinlikle Abdullah Durak. Evet Elazığspor maçından konuşmamız lazım, maçı değerlendirebiliriz, teknik ve taktiksel olarak yorumlayabiliriz, eksileri ve artıları tartışabiliriz. Ama bugün benim için konuşulacak konu Abdullah Durak.

Doğrusunu söylemek gerekirse sezon bittiğinde herkesin "gönderilsin" diye gözüne baktığı adamdı. Evet çok koşuyor, evet çok mücadele ediyordu ama asla istenilen gibi olamamıştı. Ama bu aralar öyle değil. Bu aralar  Abdullah Durak "OLDU". Dostum Muzaffer Şahin' in dediği gibi içine "ZİANİ" kaçmış durumda. İnanılmaz efor harcıyor, inanılmaz faydalı işler yapıyor. Takımı resmen sırtlıyor. İleri taşıyor, geri geliyor top kesiyor, önde basıyor, gol pası veriyor, penaltı kazandırıyor. Bizim Abdullah tek kelime ile muhteşem işlere imza atıyor. Görmemek haksızlık olur.

Çoğumuzun gözünde hala genç Abdullah Durak ama yaşı oldu 25. Her geçen gün olgunlaşıyor, futbolunun üstüne koyuyor. Bu ara birini konuşacaksak gelin bu isim Abdullah Durak olsun. Son haftalardaki görüntüsü ve performansı bunu fazlasıyla hakediyor...

Bu Hafta Kayseri' nin Haftası...


Harika bir haftayı geride bırakıyoruz. Şehir olarak bütün takımlar yüzümüzü güldürdü... 

Kayseri Kaski' li kızlarımız ile başladı hafta. Beşiktaş' ı 90-70 gibi çok farklı bir skorla devirdik ve yenilgisiz yolumuza devam ediyoruz. Kayseri Kaski ile ilgili bir müjdeli haberde gün içerisinde Kulüp Menajeri Ahmet Bozbey tarafından bana verildi. Asha Jones' un Kayseri' de olduğunu, hafif bir sakatlık problemi yaşadığını, ancak önümüzde ki haftadan itibaren takımla birlikte forma giyebileceğini söyledi. Asha Jones' lu bir takımı düşününce yüzüm iyice gülüyor. 

Sonra bugün gündüz Kayseri Şekerspor 82. dakika da attığı gol ile Kastamonuspor' u geçti ve yukarı tırmanışını sürdürdü. Kayseri Şekerspor 6 haftada 5 galibiyet, 1 beraberlik alarak harika bir grafik çiziyor. Bu haftanın harika geçmesinde katkıları olduğu için minnettarım Şekerspor' a...

Akşam saatlerinde ise Kayserispor ve Erciyesspor aynı saatte sahaya çıktı. Kayserispor geçen hafta aldığı 3-0 lık galibiyet ile kendisine güven duymaya başladı. Elazığspor maçı ile bunu pekiştirdi. 4 gol attı, 1 pozisyon verdi ve rakibini özellikle 2. yarıda ki oyunu ile sirkülase etti. Son 2 haftada 7 gol attı, 1.5 pozisyon verdi, gol yemedi. 13 puana ulaştı, üst üste 2. galibiyeti aldı. 

Erciyesspor ise 2-0 lık skor ile Denizlispor' u geçti ve haftalarca önce hakettiği liderlik koltuğuna sonunda kuruldu. Transfer edildiğinde çok eleştirdiğim Gohou takımı hem gol atarak, hem oyunu ile taşıyarak sırtlamaya devam ediyor. 

Çok güzel bir haftaya veda ettik, gelecek haftaya daha umutlu bakıyoruz. Sebep olanlara çok ama çok teşekkürler. Dilerim devamı gelir...

10 Kasım 2012 Cumartesi

Kayseri Kaski Gümbür Gümbür


Kızlar coştu. Kaski tam gaz geliyor. Yenilmezlik serisi 4 maça çıktı. Geçen hafta Galatasaray' ı İstanbul' da devirdik, bugün Beşiktaş' ı Kayseri'de... Üstelik geçen yılın Euro Cup MVP' si Asha Jones henüz takıma katılmadı. 

Kayseri şehri bu sezon profesyonel bir ligde şampiyonluğa hazırlansın. Çünkü Kayseri Kaski yaptığı yatırımların karşılığını almaya başladı. Ve gidişat çok iyi... Bu hız kesilmez umarım... Çünkü bu şehrin kategorisi ne olursa olsun bir şampiyonluğa, şampiyon bir takıma ihtiyacı var... Haydi Kaski...

9 Kasım 2012 Cuma

Futbol Ekranı; 9-10-11 Kasım



9 Kasım Cuma

19:00 Köln - Duisburg @FOG
20:00 Beşiktaş - Bursaspor @Lig TV
20:00 Sivasspor - Eskişehirspor @Lig TV 2
21:30 Mainz - Nürnberg @Trt Haber

10 Kasım Cumartesi

14:00 Karşıyaka - Boluspor @Trt 1
14:00 Şanlıurfaspor - Göztepe @Trt Spor
14:00 Paderborn - Kaiserslautern @FOG
16:00 Kasımpaşa - Antalyaspor @Lig TV
16:30 Bayern Münih - E. Frankfurt @Trt Haber
16:30 K. Krasnodar - CSKA Moskova @Lig TV 2
17:00 Arsenal - Fulham @Lig TV 3
19:00 Adanaspor -  Rizespor @Trt Spor
19:00 Trabzonspor - Akhisar @Lig TV
19:00 Karabükspor - İstanbul BŞB @Lig TV 2
19:30 Aston Villa - Man. United @Lig TV 3
23:00 Malaga - Real Sociedad @Ntv Spor

11 Kasım Pazar

11:30 Lokomotiv Moskova - Anzhi  @Lig TV 2
14:00 Gaziantepspor - Gençlerbirliği @Lig TV
14:00 1461 Trabzon - Gaziantep BŞB @Trt Spor
14:30 Energie Cottbus - Dynamo Dresden @FOG
15:30 Manchester City - Tottenham @Lig TV 3
16:00 Lazio - Roma
16:00 Milan - Fiorentina @Trt Spor
16:30 Wolfsburg - Bayer Leverkusen @Trt Haber
17:00 Mersin İY - Galatasaray @Lig TV
18:00 Chelsea - Liverpool @Lig TV 3
18:30 Stuttgart - Hannover 96 @Trt Haber
18:50 Mallorca - Barcelona @Ntv Spor
19:00 Erciyesspor - Denizlispor @Trt Spor
19:00 Elazığspor - Kayserispor @Lig TV 2
20:00 Fenerbahçe - Orduspor @Lig TV
20:45 Atletico Madrid - Getafe @Ntv Spor
22:30 Levante - Real Madrid @Ntv Spor

Kaynak: Tribün Dergi

Elazığ Yolcusu Kalmasın.


Pazar günü oynanacak Elazığspor maçı için takım yarın ( Cumartesi ) öğlen yemeğine müteakip kara yoluyla Elazığ' a gidecek. Dilerim şu kabus gibi geçen dönemi atlatacak ikinci bir galibiyet alırız. 


Takımı deplasmanda yalnız bırakmayacaklarda var. Kayseri' den 3 otobüs hazır ve şu anda dolmayı bekliyor. Kapalı Kale kendilerine Kayseri' li bir işadamı tarafından tahsis edilen 3 otobüs ile takımı yalnız bırakmamak için Elazığ' a gidecek. Eğer ki işiniz yoksa ve müsaitseniz sizlere de tavsiye ederim. Gidin hem takımı destekleyin hem de aziz şehir Elazığ' ın havasını soluyun.

7 Kasım 2012 Çarşamba

Cangele Kayserispor'un Ruhudur!


Herkes tarafından bir şeyler söylenmeye, farklı farklı yorumlar yapılmaya başlandı. O zaman bizde sözümüzü söyleyelim. Fenerbahçe'nin Alex krizine benzeyen bir durum ile karşı karşıyayız. Fb'liler için Alex neyse Kayserispor'lular için Cangele odur. Takıma bugüne kadar en çok ruh veren isimlerin başında gelir. Geldi geleli başı beladan kurtulamamış, hak ettiği değerin belki de çok azını görmüştür Türk Spor kamuoyundan ve bizlerden. Buna neden olan şeyin yaşadığı talihsiz sakatlıklar ve takımdan uzak kalmalar olduğunu biliyoruz.

Sakaryaspor küme düştükten sonra kiralık olarak takıma kazandırıldı Franco. O dönemde adını fazla duyuracak şeyler beklenmiyordu ama o hepimizi şaşırttı. Sonra bonservisi alındı ve Kayserispor' lu yapıldı. Hepimiz sevindik. Zaten kiralık gelip bonservisi alınan ender isimlerdendir kendisi. Sonra sakatlandı. Ağır bir sakatlık yaşadı. İyileşti derken bir daha sakatlandı. Sonra yeniden iyileşti dedik, bu sefer geldi dedik ama bir kez daha gözümüzün önünde lanet peşini bırakmadı. Gözümüz hep onu aradı. Hep yollarını gözledik. Öyle bir futbolcuydu ki; Makakula gibi bir adamı tek başına gol kralı yaptı. Takımı en iyi temsil eden isimlerden biriydi.

Bu yıl sezon öncesi kampına katıldı, takımla birlikte sezona hazırlandı. Ama attığı adımdan korkarak başladı lige. Kolay değil. 3 çok ciddi sakatlık geçti başından. 10 hafta geride kalırken 5 maçta sonradan oyuna girdi, toplam 90 dakika forma şansı buldu. Bu maçlarda çok göze batan bir şey yapmadığı, koşmadığı, mücadele etmediği söyleniyor. Ama Cangele zaten bu. Koşmaz, elini kolunu sallar, sahada dolaşır yaptığı bir hareketle, attığı bir pasla ya da kullandığı bir duran topla maçı çevirir ya da maça renk katar. Biz Cangele' yi bu halini bilerek seviyoruz zaten. Son Karabükspor maçında da yaptığı asist hakemin kararı ile güme gitti. Görmeyeniniz var mı?

Neyse konuyu uzatmayalım. Cangele'nin aldığı para konuşulmaya başlandı bu aralar. Kayserispor Cangele için çok şey feda etmiştir bu doğru. Çok emek harcamıştır, hiç bir zaman mağdur etmemiştir buna da eyvallah. Bu konuda kimsenin hakkı yenemez ama Cangele de bu takım için çok emek sarfetti. Her şeyden önce çoğu futbolcunun yapamayacağını yaptı. En iyi zamanında takımında kalacağını söyledi. Kendisi ile görüşmeye gelenleri bile kapısından gönderdi. Bu bile onun ne denli değerli olduğunun göstergesi değil mi? 

Cangele'ye yapılan ödemeler konuşuluncaya kadar Kayserispor' a transfer edilip tek bir dakika forma giymeden sözleşme feshedenleri neden konuşmuyoruz. Bir tanesi tutmaz, iki tanesi tutmaz da bu kadar adam nerde? Bu kadar transfere harcanan para, para değil miydi? Bu paralarla Cangele' nin bugün aldığı yıllık ücretten kaç yıllık parası ödenir, kaç yıllık daha sözleşme imzalanırdı biri söylese olmaz mı?

Yapmayın. Kayserispor sevgimin üzerinde değil hiç birşey. Evet günün birinde Cangele'den gidecek ve bakii kalacak olan Kayserispor ama bu kadar kolay değil. Bu kadar basit olmamalı bazı şeyler. Eğer ki sorun  gerçekten Cangele' deyse oturulur konuşulur, takım içinde halledilir. Çıkıp orada burada "Kayserispor para ödüyor" denmesinin ne alemi var? Kayserispor kadrosunda bulunan 30 küsür topçuya para ödüyor. Kaç tanesinden faydalanıyor o zaman? Onlar içinde kuralım aynı cümleleri. 

Elbette Cangele'de kendine gelecek, kendisinden beklentileri karşılayacak seviyeye çıkmak için çabalayacak. Bu da onun en asli görevi. O da bu halini, bu sevgisini Kayserispor' a borçlu ama bunun şekli ve yöntemi bu değil. Kimse Kayserispor' dan büyük değildir ama Kayserispor' u büyük yapan onun ruhunu taşıyan futbolculardır. İşte Cangele Kayserispor' un Ruhudur. Lütfen herkes ona göre davransın. 

6 Kasım 2012 Salı

Cangele Olayına Bakış ( Batuhan Samet Koç )

Birazdan okuyacağınız yazı Kayserispor Yönetim Kurulu Üyesi, can kardeşim, tanıdığım en iyi Kayserispor' lulardan birisi olan Batuhan Samet KOÇ' a ait. İmla düzenlemeleri dışında tek bir kelimesine dahi dokunmadan yayınlıyorum. Lütfen ne düşünürseniz düşünün, eğer yazı ile ilgili bir yorumunuz var ise ve bu eleştirel olacaksa bunu edep, adap sınırlarında ve kişilik haklarına saldırmadan, yazıyı yazanın da sizin kadar ve belki daha fazla bu takıma sevdalı olduğunu unutmadan yazın. 


Kayserispor' umuzun son 5 yılına damgasını vurmuş, taraftarın sevgilisi olmuş ve belki de Süper Ligin gördüğü en iyi 10 (on) numara Franco Dario CANGELE..!

2012/2013 Futbol sezonunun 10. (onuncu) haftasında Kayserispor-Karabük Karşılaşması sonrası bir röportajla sarsıldı bütün taraftar, mesajlar-mailler ve telefonların ardı arkası kesilmedi. Cangele bir tesadüfle belki de sırt numarasına denk gelen haftada vedasını açıkladı. Peki herkesi bu kadar üzen bu haberin arkasında ne vardı? Şu an herkesin merak ettiği olay hakkında birkaç cümle yazmamak için kendimi tuttum ancak 430 mesajın birçoğunda tepki ve tehdit vardı. Evet “tehdit” yanlış duymadınız.

Kayserispor' un şanlı taraftarı belki de duygusal bir reaksiyon göstermiş olacak ki, "Kulübü başınıza yıkarız" tarzında mailler yada mesajlar gönderebiliyordu..!

Şimdi Cangele ile Kayserisporun nasıl bir birlikteliği oldu bunu irdeleyelim, vefa denilen kelimenin Kayserispor için nasıl tezahür ettiğini mütevaziliğimizi kaybetmeden hatırlatalım.

Cangele 2007 sezonunda Kayserispor a gelmiş, yaklaşık 5 sezondur Kayserispor Kulübünün başarısı için ter döküyor. Ancak bu alın terinin bir tanesi bile yere düşmeden hak ettiği primler, hak edişler ve garanti paraları ödeniyor. 5 Sezon boyunca 3 defa sakatlık geçiren Cangele totalde 2 sezon takımda var oluyor, bununla birlikte oynadığı her dakika harikalar yaratıyor. Taraftarın sevgilisi, yöneticilerin ve onu kulübe getiren Genel Menajerin gururu oluyordu…

Dahası da var; Sözleşmesi bitmeye yakın sakatlanmış, çapraz bağları kopmuş ancak Genel Menajer Arjantine gidip hak edişlerini ödemiş, sözleşmesini 2 yıl daha uzatmış. Aynı Genel Menajer Cangele Sakat diye Amrabatı, bir daha ki sakatlığında Biseswarı transfer etmiş, ama gözü hep Cangele de… Bir röportajında “Cangele iyileşince en büyük transferimiz olacak” diyor.

2012 sezonu başlamış ve 10 haftayı geride bırakmışız, takım beklenen ivmeyi bir türlü yakalayamıyor! 10 maçın 7' sinde Cangele bir şekilde süre buluyor ama nafile, bir maç penaltı yaptırıyor, bir maç koşmuyor. Aynı Genel Menajer Cangele form tutsun diye her boşlukta hazırlık maçı alıyor, Cangele aşşağı, Cangele yukarı… Maalesef Cangele antremanda dahi koşmuyor, Şota tarafından ilk 18 e alınmıyor. Ancak kötü giden takımın tek sorumlusu, onun geri dönmesi için elinden geleni yapan Genel Menajer ve Hoca..! Nihayetinde faturayı hoca kendisine kesiyor, kendini takımın geleceği için feda ediyor. 

Artık Şota dönemi kapanmış, herkes yeni hocadan bir ses-bir nefes bekliyor. Robert Prosinečki Karabük maçında oyunu tutmasıyla beraber derin bir oh çekip Cangele' yi çağırıyor, " -Haydi Cangele maç senin…"
Karabük maçında ki Cangeleyi oturup sizlere anlatmayacağım, herkes zaten izledi. Buraya kadar hikayemiz herkesin gözü önünde cereyan etti, arka planda ise Cangele neden ayrılık sinyali verdi bunun sorusunu kısa ve öz bir şekilde cevaplayalım. Kayserispor' un Cangele' den bir tek isteği var, Cangele' ye gösterilen vefanın karşılığı isteniyor. Yani top oynaması ve takıma bir an önce katkı sağlaması, bu isteğinde de yerden göğe kadar haklı..! 

Şimdi bana mesaj atan sevgili taraftar kardeşlerim, Cangele için elinden geleni yapmış Yöneticiler yada Genel Menajer haksız da, bu sezon varlık gösteremeyen ancak parasını son kuruşuna kadar gününde alan Cangele mi haklı??? Takdir sizlerin…

Kayserispor Kulübü dün hangi çizgideyse bugünde aynı çizgisini koruyor, Cangele' ye vefa gösteriyor, parasını son kuruşuna kadar zamanında ödüyor. Cangele' yi kazanmak için elindeki tüm imkanları seferber ediyor. Ne için biliyor musunuz ?Çünkü Franco Kayserispor için “CAN” demektir. 

4 Kasım 2012 Pazar

Kısmi Tedavi


Tüm camianın çıkış maçı olarak gördüğü Karabükspor maçından iyi oyun ve 3 gollü galibiyetle ayrılmak kısmen tedavi etti bizleri. Hoca zaten geldiği ilk hafta oynadığı İBB Spor maçından sonra söylemişti, " Özgüven eksikliği var takımda, özellikle genç oyuncularda " diye. Dün kısmen bu özgüveni sağlamış göründü sahada futbol oynayanlar. Tabii bunda rakibin çokta etkili olamayışı etkendi. Buna rağmen oynanan futbol, takım içi yardımlaşma, ileriye top taşıma, topu ileride tutma ve hatta son vuruşlarda oldukça istekli ve becerikliydi takım.

Oyun içinde ön alanda kurulan baskı esnasında tuhaf bir görüntü çıktı ortaya. Hoca baskıyı artırın dediği zaman Bobo sol kenara çekiliyor, Engin Bobo' nun yerine geçiyor, Engin' in arkasında ise Abdullah ve Cleyton beliriveriyordu. Sefa bu esnada biraz daha geri çekilip Abdullah' ın yerine yaklaşıyordu. Bu taktik dün etkili oldu. Karabükspor top yapamadı desek yeridir.

Sahanın yıldızı tek net bir şekilde Abdullah' tı. İnanılmaz oynadı, top çaldı, top taşıdı, adam markajında etkili oldu ve hatta sağ bek pozisyonunda kusursuz bir görüntü verdi. Bir kez daha gördük ki kadro içinde ideal ön libero ikilisi Abdullah ve Riveros. Çok top çaldık ve çok akıllı toplar oynadık her ikisi ile de. Yine hep söylediğimiz bir isim vardı. Engin Bekdemir. Ağzımız açık izledik bir kez daha. Üstelik kendi mevkisin de bile oynamadı. Buna rağmen 70 dakikaya yakın kaldığı oyunda kalbur üstü bir futbol koydu ortaya. Çok akıllı ve kimsenin düşünmediklerini düşünecek kapasiteye sahip. Ama bencilliğini söylemezsek haksızlık etmiş oluruz. Cleyton' un geldiğinden beri en sağlıklı kararlar verdiği maçtı Karabük maçı. Etkili paslar attı, mücadele etti, en önemlisi de ayakta kalarak arkadaşlarına örnek oldu. Takdir ettim. 

Gelelim tandeme. Stoper sıkıntısı yaşadığımız çok ama çok doğru. Lakin dün gördük ki kötünün iyisi Zurab - Eren tandemi. Her şeyden önce tamamlayıcılar. Birbirlerinin eksik yanlarını biliyor ve kapatıyorlar. Sonra biri ileri çıkarken diğeri onun yerine geçebilecek kadar dengeyi sağlıyor. Dün takımın pas yüzdesi en yüksek ikilisi Eren ve Zurab' dı yine. Yani Zurab - Eren ikilisinden vazgeçilmemeli devre arasına kadar. 

Bobo konusunda şahsım adına transfer yapıldığında umutluydum. Ama beni fazlasıyla yanılttı. Hantal, koşmayan, adam eksiltmeyen bir yapıya bürünmüş. Buna rağmen eleştirilemeyecek en önemli özelliği gol vuruşları. Bu konuda kimse onu eleştiremez sanırım.

Güzel futbol ile gelen 3 puan biraz nefes aldırdı. Ama kesinlikle daha yapılması gereken şeyler var. Bu maç kesinlikle bizleri aldatmasın. Daha iyi olacağımızı umut etmekle beraber bu galibiyetle şımarmamamız gerektiğinin altını kırmızı kalem ile çiziyorum.

1 Kasım 2012 Perşembe

Yine Taraftar Suçlu!


İBB Spor maçının devre arasında yaşanan olaylar nedeniyle PFDK 1 maç seyircisiz oynama cezası vermiş, Kayserispor' da bu karara Tahkim Kurulu nezdinde itiraz edeceğini açıklamıştı. Gel gelelim Tahkim Kurulunun 27 Ekim' de yaptığı görüşmede Kayserispor ile ilgili bir karar çıkmayınca çoğumuzun aklına " Acaba Gs maçında ki ruhsuz oyunu gören yönetim itirazdan vazmı geçti? " sorusu geldi. Ama dün çıkan haberlerle kararın bugün açıklanacağını öğrendik.

Neyse. Gelelim konu başlığına... Tahkim Kurulu yaptığı karar açıklamasında Kayserispor' un yaptığı savunmada yine ve her zaman olduğu gibi TARAFTARI SUÇLADIĞINI anlatmış. Yani kulüp nezdinde yine bir şekilde taraftar suçlu gösterilmiş. Bu muhtemelen Tahkim Kuruluna karşı yapılan savunmanın gerekliliği görülmüş. Oysa işin taraftar boyutunu dinlediğimizde farklı farklı şeyler duyduk. Mesela Kasabanın Şerifi olduğunu zanneden Güvenlik Elemanlarının tribünden taraftar almaya ve hatta işi ZOR KULLANMAYA vardırdıkları gibi.  Ben mesleğim gereği kimin, nasıl ve nerede zor kullanabileceğini çok iyi bilen bir kişiyim... O yüzden elemanların yaptıklarının " köpeksiz köyde değneksiz gezmek olduğunu " çok net bir şekilde söyleyebiliyorum... 

Ha tribüne zarar verip koltuk atan bebelerin de sakin olması gerektiği gün gibi aşikar. " Ne halt etmeye kendine ve gönül verdiğin kulübüne zarar veriyorsun? Hiç mi basmıyor kafan? " demek istiyorum...

Parası kulüp tarafından ödenen, geçimlerinin sağlanmasında taraftarın payı olan bu Güvenlik Elemanlarının ıslah edilmesi konusunda yönetimden bir adım beklemek sanırım abesle iştigal. Yapılan savunmadan ben bunu anladım. Ama bir umut işte bir çağrımız olsun. 

Sayın başkan... Lütfen Güvenlik Elemanlarının kendilerini " ben Bond, James Bond. " şeklinde tanıtmalarına engel olmanızı ve o stadın asli güvenliğinden "6222 Sayılı Kanunu uygulamaya muktedir olan Polis' in" sorumlu olduğunu hatırlatmanızı rica ediyorum. Özel Güvenlik olarak o arkadaşlar taraftara müdahil olamaz. Hatırlatın lütfen...

Ha birde Tahkim Kurulunun sanki sadaka verircesine açıklaması çok komik. Neymiş? Kulüp olayların aydınlatılmasında yoğun çaba göstermiş, vs. vs. Buna istinaden 100 Bin TL ceza reva görülmüş. Hiç güleceğim yoktu.