28 Ağustos 2012 Salı

Eleştiri Bombardımanı(!)


Hiç bir zemin ruhsuz oyunun gerekçesi olamaz. Alınacak puanlar umurumda değil derken bu kadar ruhsuz bir takımdan habersizdim haliyle. Neyi nerde kim yanlış yaptıysa koysun şapkasını önüne düşünsün bu kez. Ben ne kaybedilen puana üzüldüm, ne oynanan kötü oyuna. Ben ruhsuz Kayserispor' a üzüldüm.

Aşağıda yazacaklarım çoğunuzun duymak istedikleri. Hak veriyorum sizlere. Elbette bişeyleri istemek, beklemek en doğal hakkınız, hakkımız. Sabredin de demiycem size. Ama bizim kızacağımız tek şey dünkü ruhsuzluktu. O yüzden eleştirirken sakın ola yıkmayın... Ben aşağıda nasıl haklı ama yıkıcı oluruzu göstermek istedim. Yapıcı kısmını sık sık yapmaya çalışıyorum zaten...

Futbolcuları eleştirelim; 

Bu kadar ruhsuz olamazsınız arkadaşım. Siz bu takımdan yüz binlerce Euro para kazanıyorsunuz. Haddinizi bilin. Ekmeğinizi yediğiniz kaba pislemeyin. Üzerinizde taşıdığınız formanın kıymetini bilmiyorsanız Karpuzatan Tesislerine bir geliş yolu olduğu gibi bir de gidiş yolu var. 

Hocayı eleştirelim;

Ya futbolu bilmiyorsun, ya da futbol oynatmayı. Yeter artık saçma sapan tercihlerin.  Hocam sen ADAMSIN ama TEKNİK değilsin. Hemfikir bu konuda herkes. Tercihlerinde sorunlar var. İhtimalleri, elinde ki seçenekleri kullanmamak gibi bir handikap seni dibe çekmeye devam ediyor. Ne olacak bu gidişatın sonu? Kendine gel hocam. Sempatikliğinin de sonu geliyor artık. Sabır taşları çatladı, kırılıp dağılmak üzere.

Genel Menajeri eleştirelim; 

Bıktık senin gurbetçi takıntından. Her transfer döneminde amatörleri takıma doldurup, bedava futbolcular yüzünden bir arpa boyu yol alamadığımıza mı yanayım, her sezon başında çizdiğin pembe tabloyu daha 2. haftada kan kırmızıya boyadığına mı? Elinde ki imkanları kullanıp takıma adam akıllı iki transfer yapsan zirve yapacak takım bak yine sürünüyor.

Yönetimi eleştirelim;

İçinizde zerre Kayserispor' luluk olsa bu takım bu halde olmaz. Bu ruhsuzluğa dur diyemediğiniz müddetçe sizin yönetim anlayışınızdan hiç bir halt olmaz. Oturun ve koltuklarınızı sadece sıcak tutun. Kurumsallaşıyoruz hikayelerini de başkalarına anlatın. Fazlasıyla doydu karnımız bu palavralarınızla.

Taraftarı, şehri eleştirelim;

Her şeyden önce biz bu takımı hakediyor muyuz diye soralım kendimize. Ne yaptık şehir olarak, taraftar olarak. Kime nasıl bir imkan sağladık? Ne aldık, ne verdik ki ne bekliyoruz? Biz bu takımdan ne istediğimizi gerçekten biliyor muyuz? Daha takıma şehirden sponsor bulamıyoruz. Elazığ gibi hem şehir olarak, hem mali refah olarak senin çeyreğin olamayan şehir takımını sırtında taşıyor. Biz 300-500 kişiyle macera arıyoruz. 

Bakın. Eleştirdim. Elime ne geçti? Ben söyledim, ben duydum. Ama işte demiş ki büyük Türk şairi Fuzuli; " Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. "

Eleştirileri bir kenara bırakıp bir kez daha haddimiz sınırlarında tavsiye. Yine tesiri olmayacak ama içimizde kalmasın. Kadir Has Tesislerinde sıkıyönetim şart. Artık biri masaya yumruğunu vurmalı. Bakın transfer döneminin bitmesine daha var. Yumruğunuzu umursamayan adama kapıyı göstereceksiniz. Kimsenin bu klüpten büyük olmadığını anlatacaksınız. Biri gider, biri gelir. Bu formayı giymenin herkese nasip olmayacağını bilsin herkes. Ruhsuzluktur bizim canımızı yakan. Giden puanlar elbette geri gelir...