31 Ağustos 2012 Cuma

Avrupa' nın En İyisi İniesta


Belki çok daha önce haketmişti bu ödülü. Ama o dün Şampiyonlar Ligi kura çekiminin hemen sonunda Uefa üyesi 53 ülkeyi temsil eden gazetecilerin yaptığı canlı oylama sonucunda aldı bu ödülü. Rakipleri ise tanıdıktı. Takım arkadaşı Leo Messi ve Cristiano Ronaldo. Bu 3 futbolcuyu buraya Avrupa genelinde yapılan oylamalar getirdi. Listede Pirlo ve Xavi' de vardı ama ilk elemede Xavi beşinci, Pirlo ise dördüncü sırada kalmıştı. İlk üç sırayı paylaşan isimler olan Messi, İniesta ve Ronaldo ise final oylamasına dün çıktı.


Yapılan canlı oylama sonucunda ise İniesta 19, Messi ve Ronaldo ise 17' şer oy aldılar. Böylelikle 2011/2012 yılı Avrupa' nın En İyi Futbolcusu ödülü İniesta' ya gitti. İniesta daha önce de bu ödüle aday gösterilmiş ancak Messi ödülü kazanan isim olmuştu. 

Bir çok arkadaşım bana kızıyor. Nedeni ise Ronaldo' nun kendini beğenmiş hallerini sürekli olarak dile getirmem. Dün bir kez daha gördük ki Messi, İniesta ve Ronaldo arasında dünyalar kadar fark var. Ne yazık ki Ronaldo kişiliği ile oynadığı futbolun önüne geçiyor. Dün gece yine aynı şeyleri düşündürdü bana. Ödül töreni öncesinde yapılan söyleşi de rakiplerine yukarıdan bakan, kendini beğenmiş ve üstün gören tavırlar sergiledi. Rahatsız oldum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ün şu sözüne çok inanırım. " Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim. " Mağrur görünmenin sana bir getirisi yok. Aksine itici oluyorsun Ronaldo. 

La Masia arkadaşlığı ise bir kez daha öne çıktı. Arkadaşının aldığı ödüle kendisi almış kadar sevinen bir adam vardı. Lionel Messi. Her zaman ki gibi mütevazi ve futbolculuğunun yanı sıra adamlığı ile de ön plana çıktı... 

Bir de görüntü vardı ki beni haklı çıkarması için sizlerle paylaşmak istedim. Sanırım dün geceye damgasını vuran Ronaldo' nun bu ÇEKEMEYEN görüntüsü idi. Nacizane bir tavsiye Ronaldo. Dilediğin kadar gol at. En iyi benim sandığın sürece o iki bücür hep senin başına bela olacak... 


Kazanır mıyız? Kesinlikle...

Dün Yeni Asır gazetesinde Karşıyaka' nın 10 numara eksiğini gidermek için Kayserispor' lu Umut Sözen' i transfer etmek istediğine dair bir haber yapıldı. Bunun üzerine ben de dahil olmak üzere bir çok Kayserispor' lu sosyal medyayı oldukça etkin kullanan Umut Sözen ile Twitter' dan konuyu konuşma fırsatı bulduk. 

Konuşulanlar şunlar...


Gelelim işin yorum kısmına. Şu anda takımda Cangele ile birlikte en iyi sol ayağa sahip adam Umut Sözen. Çok yumuşak oynayan, oyunu ileri taşıyan, rakibe karşı aklıyla hareket eden bir futbolcu. Takımda ara pas düşünen bir kaç isimden biri. Kendini fazla gösterme fırsatı bulamadığı bir gerçek. İdeal mevkiisi forvet arkası ama biz onu yine her zaman ki gibi orta sahanın orta ikilisinde kullanmak istedik. Umut' un oyun tarzı buna müsait değil. İlk müdahalelerde çok yumuşak kalıyor. Etkisiz değil ama orta ikilinin görevini üstlenecek bir yapıda değil. Bu bir gerçek. Ama şunu da inkar edemeyiz. İlerleyen dönemlerde ihtiyaç duyacağımız, beklentilerimizi karşılayacak bir futbolcu olacak.

İşte bu yüzden ben kendi açımdan Umut' un Karşıyaka' ya kiralanma işine ( ki ortada resmi bir durum olmadığının altını çiziyorum. ) sıcak bakıyorum. Bu yöntem maç eksiğini giderip bir yıl sonra daha formda, daha hazır olarak takıma dönmesini sağlayacaktır. 

Kayserispor' da genç futbolcuların daha kolay kazanılması için bir yöntem olarak kiralama sistemi artık devreye girmeli. Kazanır mıyız? Kesinlikle. Keşke serbest bırakılan Nadir Çiftçi içinde bu yol denenseydi... Gerek Cem Sultan gerek Umut Sözen Kayserispor' da geleceği olan ve hepimizin umut bağladığı isimler. O yüzden Umut Sözen için eğer kadro da bir yer düşünülmüyorsa önünde durulmamalı ve maç eksiğinin giderilmesi kiralama seçeneği değerlendirilmeli. 

28 Ağustos 2012 Salı

Eleştiri Bombardımanı(!)


Hiç bir zemin ruhsuz oyunun gerekçesi olamaz. Alınacak puanlar umurumda değil derken bu kadar ruhsuz bir takımdan habersizdim haliyle. Neyi nerde kim yanlış yaptıysa koysun şapkasını önüne düşünsün bu kez. Ben ne kaybedilen puana üzüldüm, ne oynanan kötü oyuna. Ben ruhsuz Kayserispor' a üzüldüm.

Aşağıda yazacaklarım çoğunuzun duymak istedikleri. Hak veriyorum sizlere. Elbette bişeyleri istemek, beklemek en doğal hakkınız, hakkımız. Sabredin de demiycem size. Ama bizim kızacağımız tek şey dünkü ruhsuzluktu. O yüzden eleştirirken sakın ola yıkmayın... Ben aşağıda nasıl haklı ama yıkıcı oluruzu göstermek istedim. Yapıcı kısmını sık sık yapmaya çalışıyorum zaten...

Futbolcuları eleştirelim; 

Bu kadar ruhsuz olamazsınız arkadaşım. Siz bu takımdan yüz binlerce Euro para kazanıyorsunuz. Haddinizi bilin. Ekmeğinizi yediğiniz kaba pislemeyin. Üzerinizde taşıdığınız formanın kıymetini bilmiyorsanız Karpuzatan Tesislerine bir geliş yolu olduğu gibi bir de gidiş yolu var. 

Hocayı eleştirelim;

Ya futbolu bilmiyorsun, ya da futbol oynatmayı. Yeter artık saçma sapan tercihlerin.  Hocam sen ADAMSIN ama TEKNİK değilsin. Hemfikir bu konuda herkes. Tercihlerinde sorunlar var. İhtimalleri, elinde ki seçenekleri kullanmamak gibi bir handikap seni dibe çekmeye devam ediyor. Ne olacak bu gidişatın sonu? Kendine gel hocam. Sempatikliğinin de sonu geliyor artık. Sabır taşları çatladı, kırılıp dağılmak üzere.

Genel Menajeri eleştirelim; 

Bıktık senin gurbetçi takıntından. Her transfer döneminde amatörleri takıma doldurup, bedava futbolcular yüzünden bir arpa boyu yol alamadığımıza mı yanayım, her sezon başında çizdiğin pembe tabloyu daha 2. haftada kan kırmızıya boyadığına mı? Elinde ki imkanları kullanıp takıma adam akıllı iki transfer yapsan zirve yapacak takım bak yine sürünüyor.

Yönetimi eleştirelim;

İçinizde zerre Kayserispor' luluk olsa bu takım bu halde olmaz. Bu ruhsuzluğa dur diyemediğiniz müddetçe sizin yönetim anlayışınızdan hiç bir halt olmaz. Oturun ve koltuklarınızı sadece sıcak tutun. Kurumsallaşıyoruz hikayelerini de başkalarına anlatın. Fazlasıyla doydu karnımız bu palavralarınızla.

Taraftarı, şehri eleştirelim;

Her şeyden önce biz bu takımı hakediyor muyuz diye soralım kendimize. Ne yaptık şehir olarak, taraftar olarak. Kime nasıl bir imkan sağladık? Ne aldık, ne verdik ki ne bekliyoruz? Biz bu takımdan ne istediğimizi gerçekten biliyor muyuz? Daha takıma şehirden sponsor bulamıyoruz. Elazığ gibi hem şehir olarak, hem mali refah olarak senin çeyreğin olamayan şehir takımını sırtında taşıyor. Biz 300-500 kişiyle macera arıyoruz. 

Bakın. Eleştirdim. Elime ne geçti? Ben söyledim, ben duydum. Ama işte demiş ki büyük Türk şairi Fuzuli; " Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. "

Eleştirileri bir kenara bırakıp bir kez daha haddimiz sınırlarında tavsiye. Yine tesiri olmayacak ama içimizde kalmasın. Kadir Has Tesislerinde sıkıyönetim şart. Artık biri masaya yumruğunu vurmalı. Bakın transfer döneminin bitmesine daha var. Yumruğunuzu umursamayan adama kapıyı göstereceksiniz. Kimsenin bu klüpten büyük olmadığını anlatacaksınız. Biri gider, biri gelir. Bu formayı giymenin herkese nasip olmayacağını bilsin herkes. Ruhsuzluktur bizim canımızı yakan. Giden puanlar elbette geri gelir...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Sakatlanmayın Yeter...

Sakatlıksız, kazasız ve de belasız bitsin bugün. Şu zemini görüp korkmamak elde değil.
Bizim yönetim bu zeminde futbol oynanmaz diye diretiyor ama Antlayaspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek " Saha o kadar da kötü değil. Futbol oynamaya elverişli, bizim de futbolcularımız değerli. " diyerek bardak dipli bir gözlüğe ihtiyaç duyduğunun sinyallerini vermiş. Sağ salim bitsin bugün. Başka da bir isteğim yok... Puan kazanmak çokta umurumda değil inanın...

26 Ağustos 2012 Pazar

Erciyesspor 3 Puanla Başladı..


PTT 1. Lig' in ilk haftasında Erciyesspor, çok zor bir dönemden geçen Ankaragücü' nü ağırladı. Maç boyunca etkili bir oyun izleyemedik her iki takımdan da. Ankaragücü ilk yarıda Timur' un golü ile öne geçti. Hazırlanış olarak göze hoş gelen bir gol kazandırdı takımına Timur. Ama tecrübesizlikten midir, aymazlıktan mıdır bilinmez, gol sevincini formasını çıkararak yaşamak istedi ve bu ona sarı kart olarak geri döndü. İlerleyen dakikalarda ilk yarı biterken de ikinci sarıdan kırmızı geldi ve takımını 10 kişi bıraktı. İlk yarı da Erciyesspor' da ki en önemli pozitif görüntü pas oyunu oynamaya çalışmasıydı... Öyle ki orta sahada yeni transfer Serdar Eyilik bu oyun tarzı için biçilmiş kaftan...

İkinci yarıya Erciyesspor mutlak hakim başladı ve golü de erken buldu. 49. dakika da Mehmet Ayaz beraberliği getiren golü attı. Ancak oyun olarak tatmin edici bir futbol oynamadı Erciyesspor ikinci yarıda da. Ayağında topu çok tutsa da rakip kalede tehlikeli pozisyonlar gelmedi. Orta saha da Alaattin ve Ragıp oldukça ağırlar ama Ragıp' ın tecrübesi bu ağırlığı çok göze batırmadı. Ankaragücü ilk yarı da ortaya koyduğu baskılı ve mücadeleci oyunu ikinci yarıda 10 kişi kalmasının da etkisiyle sergileyemedi.

Osman Özköylü geçen yıl Erciyesspor' da olmayan defans arkasına top atma işini bu yıl takıma kazandırma gibi bir düşünce içerisinde. Öyle ki özellikle ikinci yarıda Ragıp' ın tam 4 topu vardı bu şekilde... İlerde bu topları yakalayacak bir isim olsaydı eğer maç daha önceden de dönebilirdi. Hanni sezonun ilk maçında resmen yokları oynadı. Onun aksine Mehmet Ayaz çok istekliydi. Ve tabii ki Kenan. Bugün takımın en iyisi her yere koşan, ikinci golü hazırlayan Kenan' dı. Erciyesspor' un bu yıl fark yaratan ismi olacak muhtemelen. İşte o Kenan' ın hazırladığı pozisyon da yeni transfer Gohou 2. golü atarak Erciyesspor' a galibiyeti getirdi. 

10 kişi oynayan Ankaragücü' ne karşı topla oynama üstünlüğünü kuran Erciyesspor bunu pozisyonel açıdan pek tutturamadı. Buna rağmen sezona 3 puanla başlamak, geriden gelip maçı çevirmek yeni kurulan bir takım için oldukça önemliydi. Devamı gelir inşAllah...

Kırmızı Sana Çok Yakışıyor...


Nuri Şahin' in Real Madrid' e gitmesi Mesut' un " eğer Alman Milli Takımını seçmeseydim Real Madrid' e gidemezdim. " tezini yer ile yeksan etti. Mou isteyerek ve bilerek, kasten ve de taammüden Nuri Şahin' i transfer etmek için 10 Milyon Euro ödedi. Geçen sezonun başında yaşadığı sakatlık belki de kariyerinin en ağır darbesiydi. Real Madrid kariyerine sakat başlamanın verdiği dezavantajı sezon boyunca yaşadı.

Sonrasında her transfer döneminde olduğu gibi bizim usta gazetecilerimiz onu İstanbul' a durmadan transfer etti. Bir gün İstanbul' un Avrupa yakasında, diğer gün ise Anadolu yakasında forma giydi. Bir gün Fatih Terim ile oturdu konuştu, diğer gün Aziz Yıldırım onu ikna etti. 


Devam eden süreçte bizim medya bu sefer Avrupa transfer piyasasına el attı. Bir gün Arsenal, bir gün Milan, bir gün Liverpool derken Nuri Şahin en sonunda Liverpool' a transfer oldu. Şahsi kanaatimdir ki kendisine en çok yakışacak formayı giydi. Kendisini en çok geliştirecek takımı seçti.


Brondan Rodgers Nuri için şans mı? Evet şans. Mourinho zamanında Chelsea rezerv takımının başındaydı ve Mou tarzı futbol oynatma gibi bir ideali vardı. Liverpool' da ilk maçında bunu pek gösteremedi ama daha iyi olacaktır. Nuri' nin satılmayıp kiralık gönderilmesi, Mou' nun satış opsiyonu konusunda net bir şekilde "hayır" demesi Nuri Şahin' in günü geldiğinde Madrid' e döneceğinin ispatı. Rodgers' ın oyun tarzının Mourinhovari olması onun Real Madrid' e döndüğünde daha hazır olmasını sağlayacak. 

Gel gelelim Real' e dönmesini istiyor muyum? Hayır... Çünkü kırmızı Nuri' ye çok yakışıyor. Umarım kendisine yakışan o kırmızı formayı senelerce giyer, Liverpool' un Steven Gerard gibi, Bill Shankly gibi efsaneleri arasına girer. 

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Çizgi Metin.


“ Halka en yakın yer neresi; çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım.”

Türk futbolunun ilk muhalifi, ilk özlük hakkı savunucusu ve Türk futbolcusunun sendikalaşma çalışmalarına başlayan ilk ismi. Herkes onu Galatasaray' lı Metin olarak tanıyor belki. Ama bizim onu yazmamız için, anmamız için 2 yıl oynaması, kaptanlığımızı yapması ve futbolu Kayserispor forması altında bırakması yeterde artar bile. 

Metin Kurt Kayserispor' da 2 yılda toplam 37 maça çıktı, 7 gol attı. " Çizgi Metin " çizgisinden Kayserispor' da da vazgeçmedi. Futbolculuğunu bıraktıktan sonra 1984-1985 sezonunda yine Kayserispor' a, bu kez teknik adam olarak geri döndü. Yani Çizgi Metin' in kaybı Kayserispor' u en az Galatasaray kadar ırgalamakta... Merak edenlere...

Yine en köşede, çizgiye en yakın yerde...


Kayserispor' un Milli Takım ile oynadığı ve 3-0 kazandığı hazırlık maçında da sahadaydı...


Siyasi görüşü, duruşu bana uygun gelmeyebilir ama o Kayserispor' un bir ferdi, o formayı giyen, o armayı taşıyan bir futbol adamıydı ve biz onu dün itibari ile kaybettik. Toprağı bol olsun... Allah taksiratını affetsin...

Her birinin üzerinde yazıyor ama yine de belirtelim. Görseller Ayhan Baynal arşivinden alındı..

23 Ağustos 2012 Perşembe

Para > Taraftar...

Görsel: Fransesco Totti Blog.

Aynı tas, aynı hamam. Dün neyse bizim yönetimin taraftar konusunda ki fikri, bugün aynı. Hala ticareti takım olmaktan, camia olmaktan önde tutan anlayış hakim. Profesyonelleşme, kurumsallaşma hikaye. Başarılıyız ama sadece alırken ve satarken. Sonrası tam bir FİYASKO... Geçtiğimiz sezon ve dahi ondan önceki sezondan sonra şimdi, şu anda, bugün yine KOMBİNE SKANDALI ile karşı karşıyayız. Yakındır çok kıymetli yöneticilerimizin ağzından " taraftar kombine almıyor, bu yıl şu kadar kombine sattık. " lakırdıları duymamız. 

Haksız değiller... Kombine almıyoruz. Alanlar var ama almayanlar çok daha fazla. Şehir zaten takıma karşı soğuk. Bu ön yargıyı kırmayı sadece transfer yapmak zannedenler de yönetimde koltuk sahibi olunca iş enteresan bir hal alıyor. Halbuki yok öyle bir şey. Yani iş sadece transfer yaparak sempatik görünmekte değil. Üstelik görünmüyorlar da. Bir yandan alıp, öbür yandan durmadan veriyoruz çünkü. Klasik kapalı çarşı esnafıyız şu anda.

2 yıldır Doğu Alt Tribün TARAFTARA kapalı. Sponsorlara " ücreti mukabilinde " kombine kart satışı yapılıyor. Sponsordan kasıt Organize Sanayii bölgesinde ki 3-5 " godoman " veya aidiyet duygusu taşıyan bir kaç iş adamı. Onları da bulamazlarsa zaten " Devletlu Padişahımızın " ricaları(!) ile mutlaka birileri küçükte olsa sponsorluk yarışına giriyorlar. Aldıkları 300 ila 500 kombine kart. Ortalama 3000 kombine kart bu tarz sponsorlara dağıtılıyor. Onlar da kendi efradlarına bunu ikram ediyorlar. 

Şimdi sorulması gereken soru şu. Kombineleri sponsorlara dağıtınca mı kazançlıyız yoksa taraftara bilet satınca mı? Yani madem Para > Taraftar diyorsunuz gelin bir de bunu irdeleyelim. 

Doğu Alt Tribünin kombineleri bu yıl 500 TL' den satışa çıkartıldı. Sadece Doğu Alt kombinelerini dikkate alıyorum. 17 lig + ortalama 5 Türkiye Kupası maçından hesap etsek 22 maç izlenebilecek o kombine kartla. Yani maç başına bilet fiyatı 22.72 TL ye denk geliyor. Doğu Alt için sabit bilet fiyatı 20 TL olsa 22 maç sonunda 1 kişiden kazanılacak olan para 440 TL. Yani kombine karttan kazanılan 500 TL' den az. Bunu bir kenara koyduk.

Şimdi gelelim bir de işin diğer tarafına. Ligde' ki galibiyet primleri açısından bakıldığında da o taraftar baskısı ile kazanılacak ya da en azından berabere bitirilecek maçların ekstra gelir olduğunu biliyoruz. Sezonun ilk maçında gördük ki Kayserispor' a karşı komplolar " hakem hatası " kılıfı ile başlatıldı. Hakemin Astigmat+Miyop+Hipermetrop olsa görebileceği iki penaltı güme gitti. Peki doğu alt tribünü dolu olsaydı bu 2 yanlış karardan en az 1 tanesi dönmez miydi? Daha önce yaşamadık mı biz bunu? Doğu Alt+Kuzey Alt ve diğer iki alt tribün sayesinde bir çok maç çevirmedik mi? 

Bir sezon boyunca evimizde oynadığımız 17 maçta o tribünlerde ki taraftarlarla 2 maç çevirsek elde edeceğimiz ekstra gelir 1 Milyon 780 Bin TL. Şöyle ki bu yıl galibiyet primi 890 Bin, beraberlik primi ise 440 Bin TL' ye yükseltildi. Yani biz doğu altı taraftara açarak her alanda daha çok kazanacak, daha çok kişiye ulaşacağız. Bir güzel tarafıda ne biliyor musunuz? Tam pilot kameranın karşısında ki o alan dolu olacak ve 25 Bin kişiye yok gözü ile bakanların gözleri açılacak. 

Lütfen biraz mantık, biraz beyin jimnastiği. Kurumsallaşmak demek, birilerine kombine satmak için kapılarında dolaşmak demek değildir, olmamalıdır. Bırakın kombine satılmasın. Zorunluluğunuz yoksa kombine basmayın. Ama takımı taraftarından uzak tutmayın. Taraftar bunu istiyor sizden.

19 Ağustos 2012 Pazar

Sadece Sabır...


Ligin ilk maçını Galatasaray gibi oturmuş bir kadroya sahip olan, bir birlerine bakmadan pas yapabilen Bursaspor' a karşı oynamak bizim için handikap sayılabilir. Ama buna rağmen ilk 11' inde Berkay ve Nurettin' i de sayarsak 8 yeni futbolcu ile oynayan, Bobo ve Cleyton' un etkisiz oyunları ile bir nevi eksik mücadele eden ve bu olumsuzluklara karşı Bursaspor' a karşı üstün bir oyun oynayan Kayserispor' u sahada gördük... Yenilen golün yine ileri çıkarken kaybedilen bir toptan geldiğini hatırlatalım...

Şota' nın Bursaspor' u iyi analiz ettiği bir gerçek. Özellikle yediğimiz gole kadar ön alanda basıp özellikle Batalla' ya top yaptırmadık ve kanatlarda ki hakimiyetlerini de yine ön alan baskısı ile kırdık. Ömer ve Mouche' nin hücum defansını iyi yapmaları Bursaspor' un etkili kanat oyuncuları olan Basser ve Ozan İpek' in etkili olmalarını engelledi. Ndiaye ve Musa Çağıran' da ileri çıkarken bizim kaybettiğimiz topları saymazsak pek bir oyun oynamadı. Bursaspor adına takımın en iyi iki ismi Serdar Aziz ve İbrahim Öztürk' tü. 

Bir de sahanın en kötüsü vardı ki bu ne Bursaspor' lu, ne de Kayserispor' luydu. Hakem Barış Şimşek ne yazık ki özellikle ilk yarıda Kayserispor lehine vermediği kararlarla takımı inceden inceden doğradı, isteği, arzuyu kırdı. İlk yarı bittiğinde maçın skoru; Kayserispor 0 - 1 Barış Şimşek' ti... İlk haftadan bunları yazmak zul geliyor ama görünen köyde kılavuz istemiyor hani...

Takım olarak hazır olmadığımız çok net ortada. Özellikle bir iki ismin acil tarafından kendilerine gelmeleri, gelmemeleri halinde getirilmeleri veya en kolay yoldan geçtiğimiz sezon yapılan hataya düşülmeden bir an önce alternatif isimlere yönelinmesi gerektiğini düşünüyorum. Şota' nın geçen yıl ki manasız inadını bu sene sürdürmeyeceğini, kötü oynayana prim vermeden, alternatifleri değerlendireceğini düşünmek istiyor, düşünmesem de en azından ümit ediyorum. Bir de oyuna müdahale konusunda biraz daha azimli olmalı. Oturup not tutarak ne yazık ki takım yönlendirilmiyor. Hocanın bir an önce kendisine taç çizgisi yanından oyuncularını yönlendireceği bir yer kiralaması şart...

Birazda isim isim değerlendirme yapalım. Okay bugünkü yumuşak oyunu ile Riveros' un yanında oynayamayacağını açık ve net ortaya koydu. Abdullah' ın bugünkü Okay' dan kötü olacağını düşünmüyorum. Ha çok mu kötüydü? Hayır. Cleyton ve Bobo' ya bakarak daha diri ve daha hareketliydi ama yeterli değil. Ömer Bayram oyundan çıkana kadar kesinlikle takımın en hareketli ve de en yararlı oyuncusuydu. Neden ve niye çıkarıldı, Şota o anda ne düşündü inanın bilmiyorum. Ama yanlış bir tercihti. Hem sistem açısından, hem tercih açısından. Berkay umduğumdan iyi oynadı. Yani hazırlık maçlarında ki görüntüsünden uzaktı. Zurab ise yine adam kaçırdı ama çizgiden çıkardığı top ve bir iki yerinde müdahale ile sanırım biraz daha bizden zaman kazandı. 

Malik Fathi' nin ofansif katkısı olmayacağını bir kez daha gördük. Ama defansif katkısı yerindeydi. Bir pozisyon dışında yerini kaybetmedi. Nurettin, önde Mouche' nin hücum defansı sayesinde rahattı. Ne Sestak, ne de İsmail Haktan zorlamadı. Ertuğrul ise yediği golde hatasızdı. Bir geri top ıskası haricinde hatası olduğunu düşünmüyorum. Kalede açıkçası güven veriyor. Bir önemli özelliği de neredeyse her yan topa çıktı ve en kötü ihtimalle topa dokundu. Bu bizim kale önünde yaşadığımız hava toplarından gelen tehlikelere karşı önemli bir artı. 

Ve Cangele... Allah sakatlık vermesin. Çok değerli olduğunu yine gösterdi. Oyuna girmesi hem bizi, hem takımı biraz olsun hareketlendirdi. Cleyton yerine daha önceden düşünülebilir miydi? Kesinlikle evet. İkinci yarıya Cangele ile başlamak bence daha gerçekçi bir tedbir olurdu. Girer girmez yaptı yapacağını ve Hakan Aslantaş' a kırmızı kartı aldırdı. Gerçekten inanılmaz bir yetenek...

Taraftar müthişti. Hemde doğu altın boş bırakılmasına rağmen. Arkadaş yazıktır günahtır. Doğu üste insanları mahkum edip, takıma yapılacak bire bir etkiyi kısıtlamak ancak rakibimiz olan insanların düşünebileceği bir durumdur. Lütfen bu yanlıştan dönülsün artık. Gerekirse iade yapın, parasını verin o kombinelerin ama lütfen, doğu alt tribünü taraftara, Kayserispor' lulara açın... 

Şimdi dostlardan, Kayserispor' lulardan isteğimiz şu. Arkadaşlar. 11' inde 8 yeni oyuncu ile başlayıp Bursaspor' a karşı üstün oynayan bir takımı ve hocasını asmak için, kesmek için çok ama çok erken. Ki kötü oynayıp kaybetmedik. İyi oynadık, şanssız bir gol yedik, hakem arkadaş 2 penaltı vermedi ve öylece yenildik. Lütfen biraz sabır. Çünkü şu anda bu takımın ihtiyacı olan tek şey " Sadece Sabır..."

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Sezon Başlarken: Genel Değerlendirme!


Sevgiliye kavuşma anı gibi sanki değil mi? Sizi bilmiyorum ama Eskişehir - Akhisar maçını beklerken bile insanı bir heyecan dalgası sarıyorsa başka bir tanımlama yapılamaz. Bu durum aynen şuna benziyor. Sevgilin senden uzakta ama gelecek. O gelmeden önce kuzeni geliyor. Biliyorsun ki kuzeninin gelişi sevgilinin gelişine en büyük müjde. Ona da yaşıyorsun aynı heyecanı. Aha da yaşadığım duygunun tam tercümesi bu. :)

Geçtiğimiz sezon bizler için sancılı geçti. Uzun yıllardır yaşamadığımız, hatırlamadığımız korkuları hatırlattı. Yine uzun zamandır almadığımız tedbirlere sevk etti. En basitinden takımda huzursuzluk çıkaran kişi Türkiye Transfer piyasasının rekorunu kıran bir fiyata satıldı. Sonra akrep dolu cebe el gitti bu sezon. Tabiri ile konuşalım. Paraya kıydık ve gittik çok iyi transferler yaptık. Genç kadroya tecrübeli ve isim yapmış yıldızlar kazandırdık. Bu transferleri kamp dönemine yetiştirdik, uyum sürecini kampta atlatmalarını sağladık. Hala eksiklerimiz olduğunu görüp bu eksikleri tamamlamak adına da çalışıyoruz. Bunlar olumlu yönler.

Ama her yıl olduğu gibi olumsuz taraflarda var. Hala taraftar ile iletişim kuracak bir yapıya sahip değiliz. Hala her iş bir Genel Menajerin omzunda. Kurumsal yapı diyebilecek hiç bir şey yok. Ne bir kombine kart tanıtımı var, ne şehirde yaşayan insanlara Kayserispor'u hatırlatacak faaliyetler. Bu sezon giyeceğimiz formalar bile daha bugun kulüpte olacak, onlarda sadece iki çeşidi. Bunu Türkiye'de başka hiç bir takıma yapamazlar. Ama bizde bütün işler bir kişide toplandığı için, taşın altına el koyan olmadığı için çok normal. Hangisine yetişecek bu adam değil mi?

Kayseri'nin hiç mi kabahati yok? Kabahatin büyüğü bizde dostlar. Biz bu takıma sahip çıkmıyoruz. Biz etkin bir güç olamıyoruz. Biz yeri geldiginde masaya yumruk vuramıyoruz. Türkiye'nin en büyük sanayii ve ticaret şehirlerinden biri ol, ülkeye ve hatta dünyaya maal olmuş bir sürü markan olsun ama şehrin takımı göğsüne alacak reklam bulamasın, el kapılarında sponsor arasın. Ondan sonra bu büyüklerimiz her fırsatta çıksın " ben Kayseri'liyim " diye kubarsın, poz atsın. Şehrin ekmeğini yesin ama o şehrin en önemli marka yüzünün yüzüne bakmasın. Bizlerde " şehrimizin insanı, firması, el kazanacağına onlar kazansın " diye Allah'ın dağında ya da gurbet ellerde sokak sokak malum firmaları arayalım. Saflık bizimkisi de...

Çok konuştum sezon öncesi. Bu kadar isyana rağmen bu yıl çok farklı olacak umuduyla başlıyorum sezona. Takımda ya da abartarak söyleyeyim kulüpte ve şehirde herkese güveniyorum. Herkesten beklentilerim var. Ama ben hocadan bu yıl patlama yapmasını bekliyorum. Bu yıl bize iki senedir hayalini kurduğu ancak vücuda getiremediği takımı izletmesini bekliyorum ve bunun için ciddi bir güven duyuyorum. İnşAllah yüzümüz kara çıkmaz.

Yeni sezon tüm camiaya, şehrimize ve Kayserispor'lu dostlarıma hayırlı olsun. Allah utandırmasın. Biraz karamsar bir taraftan baktık belki ama hiç olmayan bir şeyden konuşmadık.

17 Ağustos 2012 Cuma

Yeni Sezon Formaları.

Bugün lig başlıyor. İlk maç Akhisar ile Eskişehir arasında. Ve biz daha bugün formalarımızı TFF' na bildirdik. Güler misin, ağlar mısın? Ligde ne yazık ki bu konuda en sıkıntılı takımız. Her fırsatta kurumsal yapıdan bahsedip, ne kadar olumlu yönetimsel işler yaptığımızdan bahsetsekte hala formamızı ligin başladığı gün alacak kadar amatörüz. 


Yeni formalar konusunda umutluydum. Bunu sosyal ağlarda defakez söyledim. Hatta çok sevdiğim arkadaşlarım ile bazen karşı karşıya geldim. Yine de geçen yıl giydiğimiz formalardan NİSPETEN farklı iki forma ile sezona başlıyoruz. Birisi sarı forma. Yıllardır hasretini çekiyorduk. Sonunda geldi. Klasik Adidas forması ama olsun. Beyaz yerine bu sene en azından sarı seçildi. İkincisi ise siyah forma. Geçen yıl ki formadan ayrı olarak göğüs reklamı gelen yere sarı bir bölüm eklenmiş. Diğer üç formamız geçen yılki formalarımız.


Klasik çubuklu iki tane ve  kırmızı deplasman formamız aynen duruyor. Çubuklu formaların renklerinde biraz değişiklik olmuş, daha bir yakınlaşmış bizim asli renklerimize. Bir gelişme de armalarda. Her ne kadar kaleci formaları henüz TFF resmi sitesinde girilmemiş olsa da gerek imza törenlerinde, gerek hazırlık maçlarında kaleci formalarında ki armaların standarda bindiğini gördük. Dilerim yeni kaleci formalarında da benzeri bir uyumu görürüz.


15 Ağustos 2012 Çarşamba

Nejat Biyediç.


Ne kadar tarafımız belli olsa da son günlerin popüler deyimi ile "bizim için aşk altı harflidir." Güzel oyunu güzel yapan bazı değerlerde evrenseldir. Tıpkı Rahmetli Nejat Biyediç gibi... Onu kaybedişimizin birinci yılında rahmetle anıyorum... Ruhun Şad, Mekanın Cennet Olsun İmparator Nejat Biyediç.

14 Ağustos 2012 Salı

Geçmiş Gün Olur ki...


Cesare ve Paolo Maldini
İtalyan futbolunun iki değeri, iki en önemli ismi.

Ve Troisi Juventus' ta.


Gitti. Hem de para kazandırarak. Geldiği günden beri sadece 2010-2011 sezonunun ilk 5 haftasında gözüme hoş görünen, yine aynı dönemde oynadığı futbolu bir şeye benzettiğim Troisi , sezon biter bitmez kimseye haber vermeden kaçmıştı. Valla açıkcası nedenini hiç merak etmiyorum. Niye gitti diye kendime hiç sormadım ama gitti gideli kendime cevap olarak " iyi ki gitti " diyorum.

Neyse öğrenebildiğimiz kadar az biraz detay verelim. 20 gün kadar önce Troisi' nin menajerlik şirketi Juventus ile irtibata geçmiş. Muhtemeldir ki Troisi' nin bu sezon ki istatistikleri ile çaldılar Juve' nin kapısını. Sonrasında Juventus Kayserispor ile irtibat kuruyor. Bonservis pazarlıkları falan derken transfer dün itibariyle bitmiş. İyi bir menajerlik işi çıkartmış görünüyor Ertan Göksu. Transferin Kayserispor' a getirisi ise yine kesin olmayan bilgilerden öğrendiğimiz kadarıyla 500 Bin € civarında.

Juventus' un oyuncuyu kullanacağından değil de işte başka futbolcuların takasında kullanmak amaçlı transfer yaptığını gelen haberlerden öğrendik. İddialara göre Juventus Troisi' nin bonservisinin yarısını Atalanta'ya verecek ve Atalanta'dan da Manolo Gabbiadini'yi alacak. Ayrıca Gabbiadini yine kiralık olarak Atalanta' da kalacak. Troisi' nin ise faal olarak nerede kullanılacağı belli değil.


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Sezonu Açtık. Kayserispor 1 - 1 Beşiktaş


Öncelikle şunu söyleyelim. Tribünlerde yerini alan herkese teşekkürler... Mübarek Ramazan ayında iftardan sonra Kayseri' de 20-22 bin kişi toplamak kolay iş değil. Giden herkesin ayağına sağlık. Darısı bu sayıyı bulamayanların başına. Hani eleştiriliyoruz ya durmadan taraftar yok diye. O bakımdan yani...

Gelelim maça. Genel değerlendirecek olursak Kayserispor maç boyunca bir kişi eksik oynamasına rağmen ( Cleyton yokları oynadı resmen ) ilk yarıda vasat üstü orta saha, göbekten atılan her topta tehlike yaşayan bir savunma ve ilk 25 dakika da rakip defansı zorlayıp ondan sonra ki 20 dakika görünmeyen bir forvet. Hazırlık maçıdır falan ama devamlılık esas... 

Mouche, Ömer, Okay, Riveros ve Malik oyunun içinde sürekli kalan isimlerdi. Nurettin ikinci yarı da " neden geldim İstanbul' a " türküleri söyledi, Berkay ve Zurab tandemi kesinlikle yetersiz. O bölgeye en acilinden transfer şart. Evet Eren gelecek yarın bir gün ama Allah korusun bir sakatlık durumunda elin kolun bağlı... Ayrıca aldığın stoperin birazcık bek özellikleri de olursa hiç fena olmaz. Yav bir de bizim sol bekimiz de orta yaparmış gördünüz mü?

İkinci yarıda oyunun bütün bölgelerinde hakimiyeti Beşiktaş' a kaptırdık. Ayakta kalan isimler Riveros, Malik ve kalecimiz Ertuğrul' du. Ben kalemizin emin ellerde olduğuna bir kez daha kanaat ettim. Sizleri bilmiyorum. Cleyton ve Bobo' da ciddi kondisyon eksiği var ve bunun bir an önce giderilmesi lazım. Bugün Cleyton' un yapamadıklarını Engin Bekdemir' in yapacağına eminim bunu da yazalım bir kenara. 

Okay ilk yarıda Fernandes' i iyi kilitledi ama ikinci yarıda o da takıma ayak uydurdu ve oyunda kalamadı. Benim en çok gözüme batan akıcı ve akıllı oyunu ile Mouche oldu. Oyunda kaldığı sürede tipik Cangele hareketleri ile rakibi sinirlendirdi, pozisyon buldu, asist yaptı. Çok kaliteli bir kumaş olduğunu herkese ilan etti. Frikik için yeni bir ayağımız oldu bunun içinde ayrıca mutluyum... Kel Osman' dan beri kornerden kaleyi düşünen futbolcumuz olmamıştı sanırım, bugün onu da gördük.

Şota bu maçı muhtemelen lig maçı provası olarak düşündü ve ona göre bir oyun anlayışı belirledi. Kanımca hataları hazırlık maçında görmesi mümkün isimlere şans vermeyi düşünmeyişiydi. Bununla ilgili bir diğer bakış açısını kardeşim Mehmet Ergün şöyle özetledi maç sonunda; " Bobo ve Cleytonu bile bile oyunda tuttu. Kenara bakiyorlardi çikar diye ama ne kadar çalismaniz gerektigini görün mesaji verdi. " Bunu da bir yere not etmiş olduk. Yalnız hakkını yemeyelim, bu yıl geçen yıla bakarak defansta top gezdirme yerine ileri top taşınması gerektiğini takıma aşılamış. İlk yarı bir çok örneğini gördük. 

İyi bir hazırlık maçı olarak kalsın kenarda bu maç. Stoper eksikliğini ve bazı oyuncularda ki kondisyonsuzluğu bir kez daha belirtip kenara çekilelim. Cümleten güzel bir hafta sonu dilerim... İyi geceler.


9 Ağustos 2012 Perşembe

Sezon Öncesi Değerlendirme: Kimlik Değişti...


Tamamen değişti. Geçen yılki kadro ile bu yılki kadro çok farklı. Hem oyuncu profilleri hem de takım hüviyeti olarak çok çeşitlendik. Geçen yıl yapamadığımız tecrübelilerle genç yeteneklerin bileşkesini bu yıl yapmak için çok önemli girişimlerde bulunduk. Az detaylı ama oldukça anlamlı mevkii analizleri ile karşınızdayız. Dilimiz döndüğünce izah edelim müsaadenizle...

Kalemizde bu yıl çok umutlu olduğum 3 Türk kaleci olacak. Ertuğrul, Gökhan ve Deniz Doğan Mehmet. Her üçü de Türk Milli Takımlarının formasını giyen, gelecek vaadeden önemli isimler. 

Her ne kadar Gökhan performansını yükseltmek adına pek çaba göstermiyormuş gibi dursa da cepheden gelen toplarda bence Türkiye' nin en iyi 3 kalecisinden biri. Altay' dan transfer edildiği dönemden beri benim çok şey beklediğim bir isim oldu. Eline geçen fırsatları ne yazık ki iyi değerlendiremedi. Çok iyi oynadığı maçlar oldu ama hiç devamlılığı olmadı. Özellikle yan top eksiğini bir türlü gideremeyişi onu ne yazık ki hiç birinci kaleci olarak düşündürmedi. Ama ben onda ki potansiyeli biliyorum. Umarım daha faydalı olacak. 

Ertuğrul ise geçen sezon Samsunspor' da gösterdiği performans ile dikkat çekti. Hepimizin transfer dönemi başlamadan önce keşke transfer edilse dediğimiz isimlerin başında geliyordu. Ve transfer gerçekleşti. Açıkcası ben bu yıl Ertuğrul' dan ve onun performansından çok umutluyum. Eksikleri elbette var ama çalışarak giderilmeyecek eksikler değil bunlar... Her şeyi geçtim onun takımı sahiplenişi benim gururumu okşayan en önemli nokta. Sezon öncesi açıklamaları beni yeterince tatmin etti. 

Deniz Doğan Mehmet ise alt yapı itibariyle önemli bir futbol eğitiminden geçti. İngiltere' de Manu ve West Ham alt yapısında yetişti. Geçen sezon Spor Toto Kupasında kaleyi ona emanet ettik. Ciddiyeti düşük maçlar olduğu için pek bir önemsemedik ama yan top hakimiyeti ile dikkat çekti. Özetle Kayseri Kalesi emin ellerde...

Sağ bekte Kamil Ahmet ile başlıyoruz lige. Ne yazık ki yıllardır kanayan sağ bek yaramız geçen yıl Pekarik ile kapatılmıştı ama geçici çözümlerle bu işin olmayacağını biliyoruz. Bunun için yine geçen yıl devre arasında Kamil Ahmet transfer edildi. Ama Kamil' in performansı hiç tatmin edici olmadı. Hazırlık kampında Şota kadroda Kamil olmasına rağmen sağ bekte Eren' i denedi ki bu Kamil' in bu sezon sağ bekte asaleten düşünülmediğini gösteriyor. Sağ bek konusunda hatalı tercihler devam ediyor. Asli görevi sağ bek olan güvenilir yerli bir isim takıma kazandırılabilirdi sanki...

Stoper mevkii bu yıl sıkıntılı. En sağlam futbolcu Eren gibi görünüyor. Sakatlıklarını tam olarak atlattıktan sonra umulandan ve beklenenden iyi döndü. Hala hava toplarında adam paylaşımında çok iyi ama onun da oyun başlatma konusunda sıkıntıları var. Üstelik bu yıl için alternatif olarak sağ bekte kullanılması söz konusu. Unutmadan belirtelim. Kayserispor ile 70 küsür maça çıkan sol bek Hasan Ali' nin sadece bir asisti bulunurken, sağ bekte bir maç yapan Eren Güngör ilk maçında Bobo' ya gol pası verdi...

Zurab  ve Berkay ağır olmaları nedeniyle stoper mevkiinde muhtemel sorunların baş göstermesi mümkün. Zurab her ne kadar tecrübesi ile bu takıma önemli katkılar yapmış olsa da defansta hatalı adam paylaşımlarını fazlasıyla gördük Zurab' ın defansımızda ki tek artısı yerli yerinde oyun kurması. Geçen sezon defansif hatalarla kaybettiğimiz puanların ceremesini çektik. Bu yıl buna tahammül yok. Son duyum 5 stoper ile görüşüldüğü şeklindeydi. İddia ediyorum kalbur üstü bir stoper bizi bu yıl ligin ilk 5 ine çok rahat taşır. Çünkü bu yıl yapılan transferler ile orta saha ve forvet hattında çok etkili olacağımız şöyle ya da böyle. Bu sene önemli olan gol yememek. Atmakta sıkıntı yaşamayacağız muhtemelen. 

Sol bek olarak Hasan Ali' nin yerine Malik Fathi transfer edildi. Alman menşeili Türk futbolcu tecrübesi ile sol bek mevkiine çok şey katacak. Hasan Ali' nin yeri daha iyisi ile doldu diyebiliriz. En azından asist özelliğini barındıran bir sol bekimiz var artık. Ha Malik' in arkasında da iki isim var. Erdal ve Nurettin. Onların varlığı Malik' i rahatsız etmeye yetecektir. 

Orta saha bizim bu yıl 4x4 lük mevkiimiz. Hangi birinden bahsedeyim şaşırıyorum. Cleyton Panathinaikos' dan transfer edildi. Pana' da ki en iyi sezonunu geçirdi. Bedelsiz transfer edildi. Orta saha da ki yaratıcı oyuncu açığımızı kapatacak kapasitede. Gaziantepspor ile oynanan hazırlık maçında kendisini canlı izledim. Etkilenmedim dersem yalan olur. Ziani' yi unutturacak bize eminim.  

Engin Bekdemir benim en çok umutlu olduğum gencimiz. Okay ile birlikte bu takımın geleceği. Geçen yıl devre arasında yaşadığı sakatlık çok korkuttu ama sağ salim döndü aramıza. Üstelik bomba gibi. Cleyton' un koltuğu garanti değil o kadarını söylüyorum. Engin her an o koltuğu Cleyton' un altından çekebilir.

Riveros bıraktığımız gibi. Kadronun en banko ismi. İnanılmaz profesyonel ve inanılmaz soğukkanlı. Orta sahanın bel kemiği olacak ve bizde ikinci Toledo etkisini yaratacak. Yaptığımız en yerinde transfer demekten kendimi alamıyorum... 

Abdullah Durak türkü kaseti çıkarmaktan vazgeçtiği dönemlerde ( bu kısım bizim ironimiz takılmayın. ) takıma pozitif katkısı yapan bir futbolcu. Bu inkar edilemeyecek bir gerçek. Ama onun bu huyunun bir devamlılığını ne yazık ki göremedik. En büyük sorunda burada zaten. Abdullah kısmi bir alternatif olarak bu yıl yine takımda kalacak. 

Okay Yokuşlu çok büyük bir yatırım kulübümüz için. Çok yetenekli, çok becerikli. Ona Gerard diyoruz bazen ama kendisine çok dikkat etmeli. Bu yıl Şota tarafından Riveros' un yanına düşünüldüğünü biliyorum. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli. O bu takımın geleceği. 

Salih Dursun Sakaryaspor' dan transferimiz. Tam bir joker. Her bölgede kullanılabiliyor. Gaziantepspor maçında yaklaşık 20 dakika stoper olarak şans buldu ve sırıtmadı. Elimizde iyi bir yedek... Ama bu tarz futbolcuları alt yapıdan yetiştiremiyor oluşumuz bizim için harbiden utanılacak bişey. 

Ömer Bayram ile sezon ortasında o meşhur Bosman kuralını işleterek sözleşme imzaladık. Aslında amacımız oyuncuyu sezon ortasında bonservisi ile almaktı ancak Nac Breda klübü ile bonservis bedeli konusunda anlaşılamadı. Ömer Bayram bu yıl Cangele' nin yerinde yani sağ önde oynayacak. Eğer ki Cangele sağlam dönerse iyi bir yedek olacak ama Allah korusun dönemezse o mevkii de muhtemelen Ömer ile Biseswar' ı dönüşümlü olarak izleyeceğiz. Ayakları yere basan, güçlü ve istekli bir futbolcu Ömer. Yararlı olacaktır. Uzun zaman sonra takımda forma giyen ilk Kayseri' li olma özelliğini de taşıdığını belirtelim. Ha bir de geçen yıl taraftara bırakılan "38" numara Ömer' e verildi... 

Biseswar bu yıl Amrabat' ın açığını kapatacak diye düşünürken Mouche transfer edildi. Biseswar' a ilk transfer edildiği günden beri çok önem veriyor ve çok şey bekliyorum. Her şeyden önce takım oyuncusu. Bu yıl takım oyunu beklediğim için Biseswar' a çok iş düşecek..

Umut Sözen inanılmaz esnek bileklere ve oyunu ikinci bölgeden üçüncüyü bölgeye taşıyacak eşsiz bir oyun zekasına sahip. Ama çok yumuşak bir oyun stili var. Bu da sert ve pasa dayalı orta saha fikriyatına pek uygun değil. İddia ediyorum kilitlenen oyunlarda onun oyun zekası fazlası ile işe yarayacaktır. Ancak ona bu fırsat verilmeli...

Ve Cangele reyiz. Allah korusun pişmiş tavuğun ya da bahtsız bedevinin başına gelmeyecek ne varsa reyizin başına geldi. İki kez sakatlandı, iki kez "iyi oldum" dediği gün sakatlık nüksetti. Ama bıkmadı. Kendisine gösterilen vefaya karşı borcunu ödemek için hala çalışıyor. Millet tatil yaparken " 2 yıldır yatıyorum, yeter. " diyerek tesislere 1 ay erken geldi, kendi başına çalışmaya başladı. Çok şey beklemiyorum ama sağlam dönerse ahanda iddia ediyorum. Bobo bu yıl Cleyton, Mouche, Cangele ile gol kralı... Sakatlanmasın da kulübe de otursa da yeter... 

Forvet hattına Mouche ile başlayalım. Hoş ne kadar orta saha denilebilir elemana bilmiyorum ama Boca' nın kalbini söktük aldık bunu söyleyebilirim. Çok değerli ve yerinde bir transfer yaptık. Çok uzun uğraşlar verildi ve Kayserispor kulüp tarihinin en pahalı transferini yaptı. Bonservisinin %70' ine 3 Milyon Dolar gibi bir bedel ödedik. Çok şey bekliyoruz kendisinden. 

Bobo ise zaten bu ülkede kendini ispat eden ender yabancılardan. Bjk' de oynadığı süreçte 98 gol atan bir isim. Son dönemi belki pek sansasyonel geçmedi ama hazırlık döneminde oynadığı futbol ile ne kadar faydalı olacağını gösterdi. 

Emir Kujovic geçen yıl Gökhan Ünal ile yaşadığımız hayal kırıklığının üzerine öyle bir çıktı ki piyasaya ben burdayım diye bağırdı. Bu yılda Emir kendisine düşen görevi fazlasıyla yerine getirecektir.

Daha sayamadığımız bir çok isim var. Furkan sakatlanınca sezon öncesi kampına götürülemedi, Ömer Şişmanoğlu A2 ile çalışmalara devam ediyor. Sefa Yılmaz kanat için alternatif olarak kalacak. Murat Bildirici Emir ve Bobo' yu yedekleyecek. 

Bu sezon Kayserispor Şota geldiğinden beri yapmak istediği ancak çok başarılı olamadığı pasa dayalı oyun sistemini oturtmak için çok emek sarfetti. Yetenekli ve kendisini kanıtlamış oyuncular transfer etti. Hazırlık maçlarında bu sistem üzerinde duruldu. Şota birinci dereceden transferlere müdahil oldu. Kısaca bu yıl çok farklı.

Bir diğer konu da öz kaynakların kullanılması. Alt yapı için atılımlar başladı. Alt yapı hocası yetiştirmek amacıyla evvelki yıl A Takım teknik kadrosunda olan Van Der Lem' e yeniden görev verildi. Çevre illerden geleceği olduğu değerlendirilen genç yetenekler paf takımlara transfer edildi. Özetle geçen sezon her şey kötü bitti ama bu yıl güzelliklerle başladık. Umarım devamı gelir...

7 Ağustos 2012 Salı

Pon Pon Kızlı Sezon Açılışı


Yeni nesil sanıyor ki biz hiç sezon açılışı yapmadık. Olur mu hiç dostlar... Zamanında sezon açılışının dik alasını yaptık. Ebru Gündeş bile geldiydi bir dönem ne diyonuz siz? :)


Bugün internette dolaşırken yeni açılan ve kendisini Kayseri Ansiklopedisi olarak tanıtan Otuzsekiz.Org da denk geldi... Zamanında iki dansöz ( o zamanki adı ile köçek ) tutulmuş, üstlerine sarı kırmızı elbise ler giydirilmiş, ellerine iki tane pon pon verilmiş ve gösteriler öyle başlamış.

Gazetenin tarihini tespit edemedim, edersem bilahare yazarım... Pek orijinal bir durum değil belki ama dikkatimi çekti...

3 Ağustos 2012 Cuma

Kamp Günlüğü: Takım Döndü

Kamp bitti ve Kayserispor şehre döndü. Oyunculara kamp sonunda iki gün izin verildi.

Çalışmalara pazar gününden itibaren Kadir Has tesislerinde devam edilecek.

Bu arada stoper için Wolfsburg' dan Madlung ile ilgilendiğimiz Alman basınında geçmeye başladı. Kicker da geçen haberde Madlung için Gaziantepspor ile birlikte teklifte bulunduğumuz yer almış. Stoper mevkisine tecrübesi ile ilaç olabilir ama daha iyiside transfer edilebilir sanki.

T

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Kamp Günlüğü: Paparazzi Bobo

Bizim Bobo' nun maaşallahı var. Kampta attıkları her adımı İnstgram aracılığıyla bizlere ulaştırıyor.

Bu son görüntüde akşam oturmasına gelen Gaziantepspor'lu elemanlar var... Türk olarak sadece Ekrem Dağ'ı ayırt edebildim o loş ortamda.

Bu arada bizim takımın kaldığı otel olduğunu düşündüğüm bu yerde hep romantik bir hava var sanki. Loş ışıklar, abajurlar :)