31 Mart 2013 Pazar

Bildiğimiz Hikaye


Annemizin ya da babamızın çocukluk yaşantımızda büyük ihtimalle anlattığı, ya da bir şekilde çevreden duyduğumuz meşhur bir hikaye vardır. "Vali" hikayesi. Kısaca anlatalım, hatırlatalım. 


Bir baba yaramaz, arsız oğluna sürekli olarak " sen adam olamazsın. " der, her yaramazlığını eleştirirmiş. Günün birinde oğlan evi terk etmiş, gitmiş okullar okumuş, sınavlara girmiş ve kendi memleketine vali olmuş. Yanında ki memurlarına " gidin falanca köyde, şu isimde bir adam var. Onu huzuruma getirin. " demiş. Gidip adamı alıp gelmişler. Gelen adam Vali' nin babasıymış. Vali adama dönerek "tanıdın mı beni? " diye sormuş. Yaşlı adam valiye bakmış ve " vali efendimizsiniz " demiş. Bunun üzerine Vali bir sigara yakmış ve ayağa kalkarak; " ben senin yıllar önce her fırsatta adam olamazsın dediğin oğlunum. Bak şimdi Vali oldum, gördün mü? " demiş. Yaşlı adam durumu anlamış ve Vali olan oğlunun gözüne bakıp " Ben sana Vali olamazsın demedim, ben sana adam olamazsın dedim. Beni, şu yaşlı adamı, ayağına getirip, karşısında sigara içerek adam olamadığını gösterdin ve beni haklı çıkardın. " demiş. 

Şimdi neden bu hikayeye girdik, neden anlattık onu özetleyelim. Türkiye' de kendine büyük sıfatını yakıştıran takımlarda aynı Vali olan yaramaz çocuk gibi. Bir türlü "Adam" olamıyorlar. Hak yiyerek, birilerini kullanarak, kendilerine gösterilen ilgiyi alakayı hep kendi çıkarları için yontarak bugünlere gelmişler. Ne yazık ki bu ülke de varolan düzende bu durumu sürekli pompaladı. 

Adı büyük diye anılan takımlar ŞİKE yaptı, bu ülkede futbolu yönetenler bunu mazur gördü. Futbolu yönetenlerden kastımız sadece federasyon mu? Hayır. Kendi kulüplerimizi yönetenlerde bu düzene çanak tuttular. Şike yapanlara, haklarını yiyenlere hakettikleri cezayı verdirmek yerine, sırf maddi yönde zarar etmemek için kol kanat gerdiler, sahip çıktılar. Büyük takım diye geçinen bir kulübün başkanını federasyonun başına getirilerek her şey kılıfına uyduruldu ve rezilliğin üzeri kapatılmaya çalışıldı.

Adı büyük diye anılan takımlar futbolcu AYARTTI, futbolumuzu yönetenler buna sessiz kaldı. Şikayet edildiler, ceza kurulları ortada itiraflar olmasına rağmen hoşgördü, ayartma olmadığı kararını aldı. Rakip oldukları takımların oyuncularına kanca attılar, bir şekilde kandırdılar, bazılarına " 6 ay oynama, ben seni sezon sonu transfer edeceğim. " dediler, transfer edip 6 ay tahammül edemeden takımdan gönderdiler. Türkiye' nin en iyi kanat oyuncularından birine kancayı taktılar, takımından, şehrinden soğuttular, türlü oyunlarla aklını çelip İstanbul' a getirdiler, 6 ay tahammül edemediler. Türkiye' nin en iyi kalecisi olacak gözüyle bakılan kaleciyi türlü entrikalar ile transfer edildi, giydiği forma sayısı eldivenlerinin parmak sayılarından az. Takımdan resmen kovularak gönderilen eski golcülerini yine rakipleri olduğu bir dönemde transfer hayalleri ile kandırdılar, transfer ettiler, adam takımı şampiyonluğa sürükledi, sezon sonu hiç bir şey olmamış gibi yine kovuldu... Türkiye' nin en iyi 10 numaralarından biri dün Twitter' dan isyan etti. " sakatlığım geçeli 6 hafta oldu. " Bu çocuğu transfer etmek için kapısında yattılar, haftalar süren pazarlıklar yapıldı. Ama adı unutulacak. 

Ha bu adamlara acımıyorum. Daha kötü olsunlar o konuda bir itirazım yok. Nitekim oluyorlar da. Ama olan yine ülke futboluna oluyor. Bugün milli takımın başarılarına (!) bakıyorsun da ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha görüyorsun...

Gelelim yazının başında ki Vali hikayesine bağlamaya. 

Başarılar kazanabilirsin, şampiyonluklar yaşayabilirsin, milyonlar sana, senin göz boyayan başarılarına aldanıp peşinden koşabilir ama seni, sizi tanıyanlar için bir gerçek var. Kendinizi büyük sanabilirsiniz ama asla BÜYÜK olamayacaksınız. Tıpkı Vali olan ama ADAM olamayan oğlan gibi. Siz o Vali' siniz, Anadolu sizin babanız. Bunu asla unutmayın... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum sizin...