8 Eylül 2014 Pazartesi

Geri Dönüşlerin Hastasıyız


İnanılmaz bir turnuva yaşıyor Basketbol Milli Takımı. Hiç rahat bir turnuva izleyemiyoruz millet olarak. Hep diken üstünde oturuyoruz, son topu alan adamın eline bakıyoruz. Dünde yine aynısını yaşattılar sağolsunlar. 

Maça tutuk başladık. Sinan' ın basketleri ve dışardan Ender' in şutları özellikle ilk yarıda takımı oyunda tutan etkenlerdi. Hem boyalı alan hücumlarını, hem ikili oyunları hiç olmadığı kadar az yaptık. Ribound konusunda da sıkıntı çekince Avustralya başta ilk yarı olmak üzere maç boyunca üstünlüğünü korudu. İkinci yarıda biraz hareketlensekte Emir' in tutuk oyunu ve savunma zaafiyetlerimiz nedeniyle son topa kadar Avustralya' nın hakimiyetini kabullenmek zorunda kaldık. Öyle ki Avustralya her hücumunda 1 kişi fazlaymış gibi hep boş adamı bulup oradan basket atmayı becerdi.


Hakemlerin inanılmaz kötü ve istikrarsız kararları da tuz biber ekti kötü oyuna. Özellikle Amerika' lı ve Brezilya' lı hakemler kendi aralarında bile çelişen kararlara imza attılar. Birinin hücum faul dediğine diğeri savunma faulü çalacak kadar iletişim halindeydiler. İkinci yarıda, özellikle 3. periyodun son 2 dakikasında kendimize geldik. Sert savunma yapıp hücumda da etkili olduk ama dışarıdan yakaladığımız hücum çeşitliliğini maalesef pota altında gösteremedik. Ne Ömer ne de Kerem hem savunma da hem hücumda çok varlık gösteremedi.

Maç boyunca iki kez çift haneli farktan geri döndük. İşi son topa bırakmak için son periyodun kalan 3 dakikasında müthiş savunma yaptık. Bu anda devreye giren Ömer ve Kerem ikilisi sertleştirdiğimiz savunmada Avustralya'nın sayı bulmasını engelledi. Cedi Osman' ın dayanıklılığı ve aktifliği de savunmaya müthiş katkı yaptı. 22,5 saniye kala kullandığımız son topta Emir Preldzic sanki kendisini affettirmek istercesine sorumluluk aldı. Bairstow' un üzerinden attığı üçlükle maçı lehimize çevirdi. O anda yaşanan sevinç inanılmazdı.


İki kişi kısa süreli sevindi o anda. Birisi koç Ergin Ataman, diğeri ise kaptan Kerem Gönlüm'dü. Koç oyun planını düşünürken Kerem Gönlüm herkese savunulması gereken son bir top kaldığını anlatıp, 5 sanıye kaldığını gösteriyordu. Avustralya molasından sonra yaptığımız sert savunmayla top oyuna girdiği anda baskıyı kurduk. Cedi, Ömer Aşık, Kerem Gönlüm ve Emir' in müthiş savunması ile son topu kullandırmayıp maçı kazandık.

Yazının başında da dediğimiz gibi Türk Milli Takımları insanlara rahat maç izletmemek için yemin edip öyle katılıyor turnuvalara. Her şampiyonada dün gece yaşadığımız inanılmaz stresi yaşıyor resmen kalp krizi tehlikeleri atlatıyoruz. Neyse ki " Geri Dönüşlerin Hastasıyız." Bu alışkanlığımızla, inancımızla zaferden zafere koşmaya, bir çok eksik isme rağmen başarıya uzanmaya devam ediyoruz.


Çeyrek finalde bize daha yakın bir basketbol oynayan Litvanya ile karşılaşacak Türkiye. Litvanya' da aynı bizim gibi zorlandığı maçta gruptaki rakiplerimizden bir diğer Okyanusya ekibi olan Yeni Zellanda' yı saf dışı bırakarak geldi bu tura. Mücadeleyi bırakmayıp şutörlerimizin iyi gününde olması ve savunmada uzunlarımızın karakterlerini ortaya koyması durumunda Baltık ülkesi Litvanya'yı da saf dışı bırakacağımıza inanıyorum. Haydi çocuklar. Daha geçirilecek çok kalp krizi var. Siz mücadeleye, biz ilaçlarla maç izlemeye devam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum sizin...