Kaldığımız Yerden Devam.

    İnanmak, düşünmek ve böyle olacağını bilmek istemesekte kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yeni sezonun ilk maçında, ligin yeni takımı Altay karşısında biri iptal olan 4 gol yedik. 4 golü yerken hiç bir reaksiyon, hiç bir direniş, hiç bir varlık ve hiç bir aksiyonda gösteremedik. 

    Ligin ilk maçıydı, transferler yeni katıldı, sakatlıklar vardı, şuydu buydu hiç bir gerekçe bugünkü kişiliksiz oyunu, karaktersiz mücadeleyi, ne yaptığını bilmez hali açıklamaya yetmez.

    Yalçın hoca konusunda "imkan verildiği ve doğru çalışma alanı bırakıldığında başarılı olacağına inanıyorum." fikriyatına sahip kişilerden biri olmam, yukarıda kurduğum sert ama bana göre haklı her cümleyi kurmama engel değil, hocam kusura bakmasın. 

    Bugün sahaya konamayan oyunun yegane sorumlusu kendisidir. Ben ekran başında nasıl izlediysem, kendisi de kenarda aynı şekilde izledi. Hatta Kvrzic'in yaptığı bir pas hatasında o da benim gibi başını iki elinin arasına alıp çıldırdı. O milyonluk kontratla kenarda, ben cebimden harcayarak ekran başındayım. Biraz farkımız olsun isterdim. Ama yoktu.

    Mustafa Denizli ilk 7-8 dakika kendi üstüne çektiği Kayserispor'u 10. dakikadan sonra kendi sahasında hapseden bir pres ve ön alan baskısıyla kitledi, hataya zorladı, istediğini de 10. dakika itibariyle biri faulden iptal edilen gol olmak üzere aldı. Sonrasında da Altay'ın yaptığı her atak, her savunma, her pas oyunu ve her kurgusal taktik işe yaradı. 85. dakika itibariyle 4 gol atmış bir Altay'ı alkışlıyorduk.

    Oturup tek tek oyuncu analizi yapacak halde değilim. Çoğumuz da öyleyiz eminim ki. Çünkü analizin a'sını yapacak ne oyun oynadık, ne de futbolcu izledik. Dilerim sakatlıkları süren isimlerin takıma dönmesiyle ve hocanın bu maçtan alacağı derslerle toparlar, yolumuza devam ederiz.